0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
116
Okunma

TRUVA SAVAŞI GERÇEKTEN OLDU MU?
Truva efsanesi M.Ö. 8. yüzyılda İlayda’da karşımıza çıkar. Ne gariptir ki, anlattıklarına Yunanlı hemşerilerini bile inandıramayan Homeros’a 19. yüzyılda Avrupalılar sahip çıkacaktır. Acaba kör olması ve Truva hakkında kulaktan dolma bilgiler sunması mı merhametlerini kabartmıştı? Buna yazının sonunda siz karar vereceksiniz.
Efsaneye göre Truvalı Paris, Saparta Kralı Menelaus’un karısı Helen’i kaçırır. Bunun üzerine Akalar Truva’ya saldırır. Ancak muazzam surlarla korunduğundan şehri ele geçirmek kolay değildir. Surları aşamayacaklarını anlayan Akalar hileye başvurarak tahtadan bir atın içine saklanıp girdikleri şehri ele geçirirler.
Oysa Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın aktardığına göre işin aslı şudur: Tahta at değil, deprem koşmuştur yardımlarına. Böylece surlar yıkılmış ve Akalar şehri ele geçirmiştir. Şehri almalarına bunca yardımcı olan Poseidon’a şükran nişanesi olarak tahtadan bir at yapıp adak olarak sunmuşlardır.
Mitoloji bir yana, gerçekte Truva diye bir kent var mı? Varsa nerededir? Yoksa düpedüz bir efsane karşısında yüzyıllardır avunuyor muyuz?
Soruların peşine düştüğümüzde çetin bir tartışmanın ortasında buluveriyoruz kendimizi.
Tartışmalar Heinrich Schliemann adlı Alman arkeoloğun (ki asıl mesleği tüccarlıktır) Çanakkale’de Tevfikiye köyünün batısında yer alan Hisarlık Tepesi’ndeki araştırmalarında Truva’yı bulduğunu duyurmasıyla başlayacaktır (1868). Öyle ya, çocukluğundan beri Homeros’un eserlerini okuya okuya Truva hayranı kesilmemiş miydi? İşte hayallerindeki şehre ilk ayak basan, kendisi.