0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
152
Okunma
Sürekli yazmak istiyorum. Bu kapının aralanması su sporuyla tanışmadan bir ay önce olmuştu. Suistimal edildiğimi düşündüğüm bir gecenin ardından içimde bir dev uyandı sanki. “İlacın bu” der gibi. Kimselere musallat olmadan konuşuyor da konuşuyorum. Acaba yoruyor muyum diye düşünmeden. Gerçi bu üzerimdeki mahcubiyeti de hiç sevmiyorum. İnsanlar sorulmadan bir şeylerini paylaşırken ben hep dinleyici pozisyonda kalıyorum. Garip. Hiç fark etmiyorlar da. Neyse, konumuz bu değil.
Anlık hislerle hareket eden biriyim zaten. Artık bu ayrıcalığımı insan ilişkilerinde de kullanmaya karar verdim. Lakin öyle kolay olmayacak bu işler. Dostluk iki kelimeyle tavlanmıyor. Kaldı ki herkes gardını alıyor. Öyle rakı sofrasındaki gibi kolay lokma değil insan evladı. Neyse ki herkeste kapılacak öyle güzel özellikler var ki artık buna takılmıyorum. En güzeli de önyargımı kırabiliyor oluşuma şahitlik etmek. Büyüyorum. Bu şekilde fiziki olmayan bir büyümeye karşı değilim :) Ama kollarımdaki yağları götürmeye de ant içtim.
Öncesinde insan sevmeyi sevdiğimi biliyordum. Yalnızlığım ne kadar büyükse dağıtmak istediğim sevgi de o kadar çoktu. Bunu kendime itiraf edebiliyordum. Şimdi bir tanışıklık vesilesiyle insanlardan daha az korkuyorum. En azından akrebi sudan karşıya geçiren adamın hikâyesindeki gibi saf değilim. Akrep akrepliğini yapacak, biliyorum. Ama o ana kadar her şeyin tadını çıkarmaya karar verdim. Güzel insanları, güzellikleri kadar seviyorum.