Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
gursel.ozkan
gursel.ozkan

Sarı Hoca

Yorum

Sarı Hoca

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

151

Okunma

Sarı Hoca

İsmail Beşikci hasta, yoğun bakımda.

İsmail Beşikci ile aynı çağda yaşamış olmak büyük bir şans,
bu denli kavruk ve savruk bir ülkede böyle bir insanın varlığını bilmek hepimiz
için umut ve onur.

On yedi yılını hapiste geçiren bir adam şimdi yoğun bakımın dört duvarı arasında…
Bütün hayatını yalnız yaşamış bir adam hastanede de yalnız… Yoğun bakıma refakatçi almazlar…

Bir yazıda okumuştum: “Hayatını bir daha yaşasan, başka bir yaşam seçer miydin?” diye sorduklarında
“Aynı yaşamı…” demiş. Peki bu pişmanlık duymadığı yaşam nasıl bir yaşamdır? Tek başına yaşanmış, sürekli davalarla, tutuklamalarla, hapislerle geçen bir yaşam…
Arkasında, yanında akademisyen arkadaşları yok, ana baba kardeş yok… Bir örgüt yok…

Suçu bilim dışı bir inkara; devletin
“Kürt halkı yoktur, Kürtçe diye bir dil yoktur” yalanlarına bilim ile hakikat üreterek yanıt vermiş olması.

Kürt halkının varlığına ve haklarına adanmış bir ömür… Herkes onu Kürt zanneder, oysa Beşikci İskilip, Çorumlu bir Türktür. Resmî ideolojinin duvarlarına çarpa çarpa “Kürtler vardır” diyen bir Türk akademisyen, yazar, sosyologtur.

İlköğrenimini İskilip’te, ortaöğrenimini ise Çorum Lisesi’nde tamamladı. 1962 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Ardından Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde asistan olarak akademik hayatına başladı.

1965–1971 yılları arasında Erzurum’da sürdürdüğü akademik çalışmaları sırasında “Alikan Aşireti Üzerine Sosyolojik Bir İnceleme” başlıklı doktora teziyle Türkiye’de sosyoloji bilimine önemli katkılarda bulundu. Ancak 12 Mart 1971 askeri müdahalesi sonrası, Marksist propaganda yaptığı iddiasıyla üniversiteyle ilişiği kesildi ve hakkında davalar açıldı.


Beşikçi, özellikle Kürt sorunu üzerine yaptığı araştırmalar ve yazılar nedeniyle hayatı boyunca yoğun baskılarla karşılaştı. Sekiz kez cezaevine girip çıkan Beşikçi, toplamda 17 yılını cezaevinde geçirdi. 1999’a kadar süren davalar sonucunda kendisine 100 yılı aşkın hapis ve yüksek para cezaları verildi. Çalışmalarının büyük bölümü yasaklandı; yayımladığı 36 kitaptan 32’si Türkiye’de toplatıldı.
Mahkemelerde hâkimlerin gözlerinin
içine bakarak:
“Kürt çocuklarına her sabah ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ diyorsunuz.
Neden? Bu ırkçılıktır, eşi dünyada yoktur!” diyen bir adam!
"Bugün Kürdistan’da Kürt çocukları her sabah ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ diye bağırtılıyor. Niye? Niye Kürt çocukların varlığı Türk varlığına armağan oluyor. Veya Kürt çocuklara her sabah ‘Türküm, doğruyum ve çalışkanım’ diye bağırtılıyor. Neden Kürt çocuklarına Türküm diye bağırtılıyor? Bu ırkçılıktır. Ve böyle bir ırkçılığın dünyada daha bir eşi yoktur. Böylesine bir ırkçılık ne Afrika’da ne de dünyanın başka bir yerinde vardır. Dünyanın en gerici ırkçılığıdır. Bir ulusun dilini ve kültürünü öylesine yok edip, o ulusu yok etmeye çalışmak son derece yanlıştır ve bu Türkiye Cumhuriyeti devletine mahsustur. Dünyada başka böyle bir ırkçılık yoktur. Biz diyoruz ki; Kürdistan bölünmüş, parçalanmış ve paylaşılmış bir ülkedir. Bu çok açıktır. İşte İran Kürdistan’ı var, Irak Kürdistan’ı var, Suriye Kürdistan’ı var, Türkiye Kürdistan’ı var. Bu nasıl olmuştur? Kürdistan’ın bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması bilerek olmuştur."
Akademi dünyası, sosyologlar, tarihçiler, pek çok “saygın aydın” ona destek olmadı hatta bazıları onu devlete ihbar etti.Beşikci bu duruma hiç aldırmadı. Hiç pişman olmadı. Yoluna devam etti.

Ne makam sahibi oldu, ne mal mülk…
Beşikçi bir bilim insanı olarak, bir vicdan olarak, bir cesaret olarak, bir direniş olarak eşsizdir! Bu ülkede çok ender rastlanan bir duruştur onunki.

İsmail Beşikci ile aynı çağda yaşamış olmak büyük bir şans,
bu kadar kavruk bir ülkede böyle bir insanın varlığını bilmek hepimiz
için umut ve onur.

"Yolcusu çok olan değil, gideni az olan yoldan giden bir entelektüel; hep dik durdu"

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi İsmail Beşikçi için bir video hazırladı

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Türkiye’nin önemli bilim ve düşün insanlarından, Sarı Hoca lakaplı İsmail Beşikçi için bir video hazırladı.

Videoda, Baskın Oran, Doğan Özgüden, Hasan Cemal, Kadir Cangızbay, Ayşe Hür, Fikret Başkaya, Korkut Boratav, Hüsnü Öndül, Ragıp Zarakolu, Akın Birdal, Fatime Akalın, Mahmut Konuk, Ramazan Gezgin, Şanar Yurdatapan ve Şükriye Ercan, sosyolog, yazar, araştırmacı İsmail Beşikçi’yi anlattı.

İşte o anlatımlardan bazıları:

"Sarı Hoca düşün dünyasının kilometre taşlarındandır"
Doğan Özgüden-Yazar

60’lı yıllarda Ant dergisinde yöneticiyken, onun Doğu Anadolu üzerine yaptığı çalışmalar Kürt sorununa yaklaşımımızda önemli kaynaklardan biriydi.

Doğan Öz’ün Türkiye’nin Düzeni, darbecilerin başucu kitaplarından biriyken, İsmail’in 1969’da Doğu Anadolu’nun Düzeni kitabı Türkiye sol hareketinin temel referanslarından biri olmuştu.

12 Mart’ın arifesinde şubat 1971 tarihli Ant dergisinde İsmail’in Doğu Anadolu’da Geri Bırakılmışlığın Oluşumu başlıklı son derece önemli makalesini yayımlamıştık. Bu yazıdan dolayı bilim adamlığı tartışmalı 3 profesörün bilirkişi raporuyla, yazarı olarak İsmail Beşikçi ve sorumlu yazı işleri müdürü olarak da benim hakkımda Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Ben sürgünde olduğum için Beşikçi tek başına yargılanmıştı.

36 kitabından 32’si yasaklanan, düşüncelerinden dolayı on yıllarca zindanlarda yatırılan Sarı Hoca Türkiye düşün dünyasının kilometre taşlarındandır.

Hasan Cemal-Gazeteci

İsmail Beşikçi Hoca deyince Kürt İdris’in o sözü hiç aklımdan çıkmıyor. ’Bizim adımız babaya, kabadayıya çıkmış ama asıl kahraman, kabadayı sizsiniz’. Resmi ideolojinin, resmi tarihin yalanlarını deşifre ederken, ömrünün 30 yılını mahkemelerde, 17 yılını hapishanelerde geçiren sevgili Beşikçi iyi ki varsın.

"Koskoca bir yürek"
Baskın Oran-Akademisyen

Kendisini Erzurum Üniversitesi’nde barındırmadılar. Bizim sosyoloji hocamız İbrahim Yasa, onu doktora asistanı olarak aldı. O zaman tanıdım. Odası benim odamla karşı karşıyaydı. Bir gün çıkışta karşılaştık. ’Kürt meselesi bu ortamda telaffuz edilmesi zor bir şey, daha uygun bir ortam olsa’ dedim. Bana ’Ne zaman Baskın ne zaman’ dedi. O zaman beynimde şimşekler çaktı. Beşikçi benim için koskoca bir yürek.

Ayşe Hür -Araştırmacı

İsmail Beşikçi Hocam, benim genç kızlığımdan beri rol modelimdir. Mücadelesini ve bu mücadelesinde takındığı tavır, dervişane tutumunu saygı ve hayranlıkla izlemişimdir. Sadece devletin baskısı ve zorbalıklarına değil, kendisine çok yakın olması beklenen grupların kadir bilmezliklerine yalnızlaştırmalarına karşı tavrı da çok anlamlıdır.

Kadir Cangızbay-Akademisyen

İsmail Hoca araştırmalarıyla örnek oldu. Baskılara karşı hep dik durdu ve cesaret verdi.

Korkut Boratav-Akademisyen

Doğru bildiklerini ödün vermeden sonuna kadar, gerektiğinde ağır bedeller ödeyerek savunan, aynı zamanda farklı aykırı görüşleri dikkatle, özenle dinleyen çok önemli düşün- bilim insanıdır. Hiç şüphesiz mümtaz benzeri az rastlanan bir aydındır.

"Bu ülkede yetişmiş birkaç entelektüelden biridir"
Fikret Başkaya -Akademisyen

O sıradan bir aydın değildi, münevver de değildi. Bir entelektüel, gerçeğin peşine düşen, asla taviz vermeyen, değerli bir düşünce insanı. İdeolojik köleliğe isyan eden...

Sürüden ve sıradan olandan ayrılan, yolcusu çok olan değil gideni az olan yoldan giden, bu ülkede yetişmiş birkaç entelektüelden biridir demek asla bir abartı olmaz.

Şükriye Ercan-HDP Eskişehir İl Eş Başkanı

Değerli bir yazar, araştırmacı, değerli bir entelektüel ve bu toplumun vicdanıdır. Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmemesinin bir devlet politikası olduğunu söylemekten ve sorunun doğrularından asla ödün vermemiştir. Savlarını her ortamda savunmuştur.

Ragıp Zarakolu-Yazar

Daha 60’lı yıllarda bir araştırmacı sosyolog olarak bizi aydınlatan isimlerden biri oldu. Bunun bedeli de çok ağır oldu. Ama gerçekliği örtmekte başarılı olamadılar.

Çok yaşa Sarı Hocam, çok yaşa.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sarı hoca Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sarı hoca yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sarı Hoca yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL