Ne zaman Atatürk’ü düşünsem, acaba çalışma odasında internet mi bağlıydı diye geçiririm içimden.
O devirde bu kadar bilgiye nasıl ulaşmış olabilir?
Belki de o, efsanelerde anlatılan çağlar arasında kaybolan bir zaman gezginiydi.

Dünden önceki dünü, tarihten önceki tarihi düşünürken gelecekle ilgili bu kadar net hayaller kurmak…

Muazzez İlmiye Çığ, Afife Jale, Afet İnan, Sabiha Gökçen, Fatma Aliye Topuz, Halide Edip Adıvar, Aliye Berger…
Bu figürler, Kurtuluş Savaşı’ndan çıkan, henüz önyargılarını yıkmaya hazır olmayan bir ülkenin savaş kahramanlarıdır.

Albert Einstein’ın dediği gibi:
“Önyargıları değiştirmek atomu parçalamaktan zordur.”

Sevgili Einstein, bizde kaç kadın atomu parçalamış oldu, biliyor musun?

“Ey Anadolu kadını, tarih sizden habersiz değil.”
Tarihten önceki tarihte gür çıkan kadın sesin, ne ara fısıltıya dönüştü?

Çık o beklentilerini karşılayamayan dar çerçeveden.
Dünya, pencerenden gördüğün mahallen kadar değil.

Kadın figürler demişken, Füreyya Koral’dan bahsetmemek olmaz elbette.
Onun hakkında anlatacak çok şey var; cengaver bir sanatçıydı.
O kadar çok öğrencisi olmuş ki, onca zaman sonra bile bu sayfadaki kadın, o ışığı takip ederek yolunu bulabiliyor.

Bizde Çalıkuşu’nun Feride’si bitmez…
Söyle bakalım seramikçi Çalıkuşu, yaptığın figürlerde Muazzez İlmiye Çığ’ın yedi bin iki yüz tableti okuyan gözleri ne kadar uzağı görebiliyor?
Köklerinden gökyüzüne uzanan figürlerin, dünyanın ilk kadın savaş pilotunu görebiliyor mu?

Bize “yapamazsın” dediklerini yapamasaydık, şu an hiçbir şey yapmamış olurduk.

Söyle bana seramikçi Çalıkuşu,
Koç burcu kadınının en inatçısı,
Kendi çizdiğin sanat yolunu sonuna kadar takip edecek cesaretin, azmin olacak mı?

Bence, evine dön…
Pencerenden bak.
İşte dünya o kadar.
Sen bu işi yapamazsın(!).

Seramik sanatçısı Nurcihan Cihan’a itafen