1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
181
Okunma

TUTUKLAMALARIN ARKA PLANI SÜRECİ.
Türkiye’de 2024 yerel seçimleri, CHP’nin büyük bir zafer elde ederek birçok büyükşehir ve ilçede belediye başkanlıklarını kazanmasıyla sonuçlanmıştı. Bu seçimler, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 20 yılı aşkın süredir devam eden siyasi hakimiyetine karşı muhalefetin en büyük başarısı olarak değerlendirildi. Ancak, bu başarıdan kısa bir süre sonra, özellikle CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar ve tutuklamalar hız kazandı. İstanbul’un popüler belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Mart 2025’te yolsuzluk iddialarıyla tutuklanması, bu sürecin en dikkat çekici başlangıç noktası oldu. İmamoğlu’nun tutuklanması, ülke genelinde büyük çaplı protestolara yol açmış ve bu olay, 2013 Gezi Parkı protestolarından bu yana görülen en büyük sokak hareketlerinden biri olarak kayıtlara geçmişti.
Son olarak, 5 Temmuz 2025’te Adana, Adıyaman ve Antalya belediye başkanlarının gözaltına alınmasıyla, bu süreç yeni bir boyut kazandı. Resmi kaynaklar, bu tutuklamaların İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırma soruşturmalarının bir parçası olduğunu belirtiyor. Ancak, CHP ve muhalefet çevreleri, bu operasyonların hukuki olmaktan ziyade siyasi bir tasfiye hareketi olduğunu savunuyor. CHP lideri Özgür Özel, bunları “siyasi bir operasyon” olarak nitelendirerek, hükümetin muhalefetin yükselen gücünü bastırmak için yargıyı bir araç olarak kullandığını iddia etti.
Hukuki Gerekçeler ve Siyasi İddialar
Hükümet, bu tutuklamaların yolsuzlukla mücadele kapsamında bağımsız bir yargı süreci olduğunu savunuyor. Devlet kontrolündeki Anadolu Ajansı, operasyonların Sayıştay denetimleri ve müfettiş raporlarına dayandığını bildiriyor. Ancak, muhalefet ve insan hakları örgütleri, bu iddiaların şeffaf olmadığını ve somut delillerin kamuoyuyla paylaşılmadığını öne sürüyor. Özellikle, İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi gibi tartışmalı adımlar, bu süreçlerin siyasi motivasyonlu olduğu yönündeki algıyı güçlendiriyor. Uluslararası gözlemciler de bu konuda endişelerini dile getirdi. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde, Türkiye’deki muhalefet belediye başkanlarına yönelik artan baskılar ele alındı ve bu durumun yerel demokrasiye zarar verdiği belirtildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) ise, İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın da Haziran 2025’te tutuklanmasını, “adil yargılama hakkına ve hukuk mesleğinin bağımsızlığına yönelik bir tehdit” olarak değerlendirdi.
5.0
100% (1)