Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Tigem0663
Tigem0663
VİP ÜYE

Çeşitli Hikayeler

Yorum

Çeşitli Hikayeler

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

114

Okunma

Çeşitli Hikayeler

Bir sahur ve iftar yemeği

Resullulah Sav in iki müezzini vardı birisi Hz Bilal diğeri ise Ümmü Mektumdu Hz Muhammed Bilal ezanı gece sahurdan evvel okur siz Ümmü mektup ezan okuyana kadar yiyip içebilirsiniz

Hz Muhammed

Münir amca sahur vakti için saatini kurdu mademki bu evin çobanı benim dedi bu evde benim damım ağılımdır dedi o halde bir çoban gibi sürümün başında olmalı kuzularımı uykudan ben uyandırmalıyım ve ezan okunduğu zaman ilk önce sofrayı hazırladı bir kaç hurma bir bardak Münir amcanın eşi öleli 5 yıl olmuştu o günden sonrada kızı Meryem vefat edeli 2 yıl olmuştu ailede bir kız 2 oğlan bir de baba başbaşa kalmışlardı Münir baba küçük Muhammede bak evladım dedi bizim orucumuzun en güzel tarafı verilen emek harcanan zamandır sahurda Kuraan okunup insanlara güler yüz gösterirsen bunun sevabını kat kat alırsın masa hazırlandığı zaman Artuklu ailesinde adet haline getirilmişti masada yeri dolmayan iki güzel insan için daima tabak konur onlarında melek olup sofrayı şereflendirdiklerine inanılırdı mümin amcanın eşi Hatice hanım ve kızı Meryem iki güzel melek olmuştu ve ailenin koruyucusu iftar saati Münir amca haydi çocuklar iftar için acele edin çünkü sofra beklemez ve iftar ın hayır ve bereketi onun erken açılmasındadır küçük Muhammed bir damla su içti sanki tüm yorgunluğum gitti susuzluğum dindi der gibiydi


Erken öten horozun başına gelenler

Tevhid dini, bilincin,aşkın, kulluğun ve halkın en mükemmel biçimde uyanışının bir ürünüdür.

Ali Şeriati

Küçük horoz her gün babasının yanında ilmi talim yapıyor baba horoz ise her sabah hiç aksatmadan vazifesini yaparak insanları tam namaz vakti uyanışa davet ediyor fakat kimisi yatmaya devam ediyordu tabi güzel sesi duymak nasiptir
Baba Horoz sinir ve hışımla kanatlarını çırpmaya başladı Bak evlât Kabe’nin Rabb’ine andolsun ki bu sabah namazı şahitlidir ve bu sabah ezanına hiç üşenmeden kalkanlar kurtuluşa ererler
Ne yazık ki hakikat her zaman güzel, doğru ve iyi değildir çünkü köydeki müezzin yatmayı seviyordu ve onu uykudan uyandırdığı için horozuna Dış gıcırdatıyor bıçaklarını bileyliyordu
la havle vela kuvvete illa billah" diyerek sahibinin üzerine atıldı ve kanat darbeleri ile onu uyandırmaya sarsmaya çalıştı fakat müezzin efendiyi o tokatlar farklı bir şekilde sarstı şaşı bakan gözün şaşılığı arttı Görürsün ulan sen insanı erken uyandırıp rahatsız etmenin bedelini dedi Baba Horozun dilinden en son şu cümleler döküldü Yaşamak için yaşamak değil, Allah için yaşamak Evet kesilirken babasının gözlerine bakan küçük horoz kıssadan hisseyi alıp şu sözleri dedi Tevhid dini ve tebliğden rahatsız olanlar rahatlarını bozmamak için tebliğe düşman olurlar insanları rahatsız etmeye geldim onları uyandıracağım diyenler bedel ödemek zorunda kalır ve insanları erken uyandıran horozun cezası sahibinin elinden başının kesilmesidir vsohbetleri3


Devletimize hayırlı olsun

Buraya mazlum düşmez
O halde suçlusun sen
Adalet yanılmaz ki
Beyhude ne söylesen

Mustafa Yıldızdoğan

Mahkum Mustafayı Ankara ulucanlar  cezaevine getirdikleri zaman güneş batmak üzereydi zaten çoğu mahkum güneşi göremez ömrünü küçük bir hücrede geçirirdi sadece belirli bir kesime ayrıcalık tanınır milletvekileri ve diplomat olanlar göz hapsinde tutulur yeri gelince evci çıkmalarına izin bile verilirdi insanlık dışı koşullarda kalıp insanlığımızı kayıp ettiğimiz son zamanlarda 26 eylul 1999 yılında jandarmanın otomatik silahlarla yaptığı saldırıda 10 tutuklu yaşamını yitirmişti müdür bey kendi adımlarını kayırır iken mahkumlar onun gözünde potansiyel suçlu idi ve devlete baş kaldıran yılandır başı ezilmelidir diyordu
İdamlık Mustafa getirildiğinde gözler bağlı ayak bilekleri prangalıydı karanlık çöküyordu şanslı olanlar bahçede volta atıyor özgürlüğün tadını çıkarıyordu nöbetçinin sesi öle uyandı herkes idam sehpası kuruldu 5 numaralı hücre sanki buz tuttu yelekler elbiselerin kalsın Mustafa dedi baş gardiyan ucu yanık mektup yarım kaldı son kez sordu imam evlâdım son bir isteğin var mı nede kolay söyledi Mustafa göz yaşımı silermisiniz dedikten sonra sehpaya çıktı ve yaz kızım dedi müdür bey 5 numaralı mahkumun infazı gerçekleştirilmiştir devletimize hayırlı vede mübarek olsun

İnsan nimete nankörlük eder

Hayvanlar açken tehlikeli olur. İnsanlar ise tok iken tehlikeli oluyorlar.

Aliya İzzet Begoviç

Bilge kral Aliya savaş sonrası gezerken mezarları bir bir gezer iken insanlara öğüt veriyor nasihat ediyor çekilen acıları unutmayın başınız dik ve gururlu olsun Ey Bosna halkı Bosnayı size emanet ediyorum gözyaşlarını azaltmanın yolu okumaktan geçer. Okumak bir sargı bezidir.Tüm yaralarınızı ancak okuyarak sarabilirsiniz.o esnada gözü bir köpeğe takıldı ve sordu;bu köpek sahibinin başından hiç ayrılmadımı ? İki gündür sahibinin başında oturmuş ağıt yakar gibi bir hali var.efendim bu köpek Boşnak igorundur köpeği yavru iken insanlarla kavga ettiğini görünce açtır onun için taş atmayı havlamasının kesilmesini istiyor iseniz önüne bir tabak yemek koyun o gün bugündür köpek igorun yanından ayrılmaz igor öldüğünde onu yalar ve sever bu köpeğin gözyaşıdır sahibi için dökülen Aliya açıkladı köpekler insanlardan daha sadık olur. Ve biz insanların o hayvanlardan alacağımız çok ibret var bir köpek bile kendisine yemek vereni unutmaz onun peşinden ayrılmaz fakat insan en çok kendisine yardım edene düşman olur ve ilk önce nimet vereni inkâr eder. Bunu unutmayın hayvanlar doymak bilseler de insanlar şükretmezler
daha fazla isterler insan nankörlük eder

Ahiret için atılan ilk adım

Bismillahirrahmanirrahim

Geceleyin uyumanız ve gündüzün (onun lütfundan istemeniz de) O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir...

(Rûm, 30/23)


"İnsanın vicdanı rahat bir şekilde uyku uyuması ve sağlıklı, sıhhatli şekilde sabaha uyanması ve kendi rızkını gerekirse sırtında odun taşıyarak kazanması nimet hazinelerindendir."
diyordu rızkını helalinden kazanan adam,
O gece uykuda iken Efendimiz SAV onun rüyasına girmişti bir köşkten çıktığını görür gibi idi.Hanımına koştu anlattı hanımı ona şöyle tevil etti bey dedi:"Ahir zaman yaklaştı.Kıyamet vakti gelmeden efendimiz seni yanına çağırıyor.Müminin niyeti güzel ise rüyası hemen hemen hiç yanlış çıkmaz. Ve evin sultanı olan hanım Efendimiz SAV in şu hadisi şerifini hatırlattı: "Beni rüyasında gören uyanık iken de görecektir o beni uyanıkken görmüş gibidir. Çünkü şeytan benim görüntüme bürünemez," Hanımının açıklamalarını bir de bir alime danışan Adam alimden şu cevabı aldı "Gördüğün rüya ahiret kapısında peygamberimizin yanında yer alacağına işarettir ancak o köşkü bu dünya arayıp bulmalı inşa etmelisin."ve adam Hocanın şu sözlerine kulak verdi"Biriniz hoşa giden bir rüya görürse, bu Yüce Allah’tandır. Onun için Allah’a hamd et"Adam hamd ederek şükrederek namazla niyazla köşkü inşa edecekti Ahiret için atılan ilk adım insanın anne karnından çıktığı gün başlar


Ağa ve küçük çocuk

Hayatta başına gelen her kötü şey aslında daha iyi bir şey olması için geliyor...

Alıntı

Mahmut Aga Urfa Halfeti bölgesinin tanınmış ağalarında başında beyaz puşu altında siyah arap atı siyahi 7 köye sahipti köy köy dolaşır nerede kanadı kırık kuş görse bu kuşun bir yarası var mutlaka sarmak gerekir diyerek o kanadı kırık kuşun yarasını sarar ve bu kuşlar kafes kuşu değildir diyerek her kafesin kapağını açar kuşun önündeki gediği kırar uçun kuşlar uçun burada vefa sadakat yok öyle bir uçun ki konduğunuz dal size korunak ve barınak olsun diyerek onları özgürlüğüne bırakır haydi bakalım hayırlı uğurlu olsun bu küçük kuşuda özgür bıraktık darısı diğerlerine diyerek eli gene dolu dolu manav bakkaliye züccaciye eşyaları koltuğunun altında taşıyamadıkları atın heybesinde köy kahvesine varmak üzereydi atın ayağı küçük bir sürçme yaşadı yolda takılı kalan görülsede kaldırılmayan zararlı bir taşa takıldı atla birlikte ne yazıkki agada yere düştü tüm kahve insanı okey oynar melekleri taşlarken küçük bir çocuk gelerek agayı yerden kaldırdı ona elini uzattı halka güven olmazdı ağa o kadar yardım etmiş olsada insanlar onu hiç umursamış yerde bırakmıştı aga kahve milletine bakarak şunları dedi "her kötü bildiğimiz şey aslında bize bir iyiliktir bazen düşeriz ki dostumuzu tanıyalım gerçek dost ayakta iken yanında duran değil düştüğün zaman sana el uzatandır" diyerek küçük çocuğun yanağını sıktı


Ayak senin değil el sana emanet

Allah Sana bir zarar dokunduracak olsa, yine O’ndan başka bunu Senden kaldırıp giderecek yoktur. Ve eğer Sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını (ikram ve in’amını) geri çevirecek de yoktur.

Yûnus Suresi 107. Ayet

Yörük Ali Antalyanın eski yörüklerindendi Osmanlı Devleti devrinde bu yörüklere Türkmen adı verilir Antalya Muğla Maraş gibi pek çok ilimizde yaşar tarım ve kilimcilikle uğraşırlardı eşi Esme kadın yörük Alinin sevdalısı gönlüne nakış diye işlediği kara sevdalısıydı 1 güzel 1 güzele yazılmışsa helbet yaa mevlam o iki güzeli birbirine kavuşturun Allahın bir araya getirdiklerini ise sizler ayırmayın der ve sevdalılar birbirine kavuşur Allah ne yazdı ise başa o gelir Yörük Mehmet devam etti bak evlâdım bir süre Yörük Ali aşıklık yaptı saz çaldı dert söyledi insanı ağlattı bu yörük dediğin haa böyle bir şehirde bağlı kalamaz esme kadın kilim dikti nakış ördü Ali Emmi ise onu götürdü büyük şehire sattı bu yörükler zaten dağlarda göçebe olarak yaşayan insanlardır kimi Anadolu dağlarında kimi Balkan yarımadasında yaşar Oğuz Nesli Türk kökenlidirler isimleri yörük yürümek kelimesinden gelir dikkat ettiysen bugün Yörük Alinin ayağı topaldır babasını tren kazasında kaybeden bu yiğidin bir ayağınıda hastane koridorlarında ameliyat sonucu kestiler ancak o yılmadı çalıştı şimdi köyün en iyi saz çalan aşığıdır babası vefat ederken ona sazını sözünü miras bıraktı ve şunu söyledi "Allah ne yazdı ise kulun başına o gelir Ayak senin değil el sana emanet o yazdıysa şükret sabret sınav de razı ol yine o kaldırır O, dilediğine hayır isabet ettirir. O, Bağışlayandır, Koruyandır."

Kentte kaybolan çocuklar

Kent gittikçe güzelliğini kaybediyordu şehirde her gün su kesilirken belediye başkanı tasarruf tedbirleri yol çalışması ıvır zıvır tırı vırı diyerek oyalama tedbirine başvuruyordu halktan biri kentin güzelliği gitti geride baskısı kaldı diyip bir of çekti 
Trafik ışıklarının olmadığı ilçede her gün farklı bir şerit ihlali yaşanıyor meydana gelen kazalar can kayıpları ile son bulsada ceza yazacak kimse yoktu her gün kaza ile değil insanlar bilerek can almaya devam ediyordu küçük simitçi çocuk rüyaya dalmış küçük bir simit fırını işlettiğini hayal ediyordu müşterisi bağırarak uyandırdı onu iki simit istedi küçük çocuğun rüyasını kaldı bu şehirde insanların hayalleri ya yarım kalıyor yada düş kazası ile parçalanıyordu kimi anne kimiside baba karşıdan karşıya geçerken bıraktı sırf rahat geçebilsinler diye karşıya ve eli bırakılan çocukları gören olmadı bur daha şehrin içinde insan kalabalığında çoğu kişi yalnızdı kimisinin yüzünde maske takılıydı ve şair şu satırları yazdı kalemi ile dokundu deftere istediki bir harf kalsın bizden geriye biz hep bir düş kazasında yitirdik arkadaşlarımızı.
karşıdan karşıya geçerken eli bırakılan çocuklardık.o insan kalabalığındaki,
sonra, hangi tarafa geçsek karşıda kaldık!


Bombalanan  Camileri seyrediyoruz

Ne kadar değersiz olursa olsun toprak devletin temelidir; hiç kimseye verilemez
Benden eğerimi isteyin vereyim, çadırımı isteyin vereyim,  fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak vermem, veremem.

Metehan

Münir usta Bismillahirrahmanirrahim diyip kendini şöyle bir yataktan attı sabah saat 06.30 da kurban bayramı için ezan
okunacaktı bu onun hanımı Ayhan hanım olmadan geçirdiği ilk bayramdı huşu tevekkül ve tefekkür ile bayram namazı için müsait bir yere oturmuştuki Mr piçin emri ile Terör devleti it-rail her günki gibi Gazzeye yönelik hava saldırılarına devam ediyor Ben Müslümanım diyen ülkeler ise haberleri şu yorumlarla izliyorlardı ülkelerini satmasalardı toprak satılır mı en değersiz toprak bile devletin temelidir hiç kimseye verilemez Elhamdülillah Allaha şükürler olsun diyen Münir usta tam selamını vermiş idiki gök yarıldı yer sallandı Camiye bomba isabet etti komşu ülkelerde insanlar Tv lerini kapatsın mahalle kahvesinde iskambil oynasın Gazzede bir cami yanıyordu küçük izzettin dinin şerefli dinin izzetli olsun dedesi Kassam gibi canlar kurtarıyordu pek çok yaralı ve şehitte olsa bu bombalanmalar bu Şehadetler filistin halkı için mübarek bir sınavdı izzettinin kahramanlığı ile göz yaşlarını tutamayan Münir dede şunları söyleyecekti Şehitlerimizi görünce Elhamdülillah dedim Allaha şükrettim bu küçük mücahiti görünce MÂAŞALLAH BAREKALLAH Şartlar küçük çocukları dahi mücahit yaptı Allah’ım uzun hayırlı ömür versin Bu yavrulara  Siyonistlerin kudurmuş köpekleri ortadan kaldıracak güç Kudret versin bahtları açık olsun



İsrail için yaşasın cehennem


İzzettin El Kassam Suriye doğumlu imam ingiliz askerlerinin şehit edilmesi ile 1936 1939 yıllarında tam 3 yıl içinde 20-60 yaş aralığındaki erkeklerin yüzde onundan fazlası 20 bin kişi şehit edilmiş yaşayan Filistinlilerin çoğu zindanlara atılmıştır
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı Müslümanların şerefini müdafaa eden İzzeddin el-Kassam Tugayları, ise 30 bin kişilik kuvvet yapısı ile ismini bu mücahit önderimizden almakta Hamasın askeri kanadı olarak görevini sürdürüyor diyip konuşmasını bitirdi komutan Ali Haydar
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin dedikten sonra görevlendirme kâğıtlarını dağıttı yapılan görevlendirmede küçük izzettin Soykırımcı israile karşı gazzenin onurunu müdafa edecekti düşmanınıza karşı attığınız mermiler Ebabil kuşu olsun inşAllah duaları ile hedefine emin adımlar ile yürüyordu küçük gövdesi ile eline bir roketatar aldı sanki bir Seyit Çavuştu Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm sahibidir. diyip Soykırımcı İsrail’in bir tankını
roketatarla havaya uçurdu. Çok sayıda İsrail askeri öldü elhamdülillah Allah’ım yardım etsin inşallah Allah’ım inşallah
mübarek mücadelenizi haklı çıkaracak
ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM

Dünya bir savaş alanı

Namaz kılmak ve büyük günahları işlememek, ne derece hakikî bir vazife

Bediüzzaman

Seferberlikte iki asker biri vazifeperver; diğeri nefisperver Vazifeperver nefer, talime ve cihada dikkat eder, erzak ve tayinatını hiç düşünmezdi. anlamış ki; onu beslemek devletin vazifesidir. Ve onun asıl vazifesi, talim ve cihaddır. acemî er ise, harbe dikkat etmez Bana ne?” derdi. Daim nafakasını peşine dolaşır, taburu terkederdi: Birader, asıl vazifen, talim ve muharebedir. Padişaha itimad et. O, seni aç bırakmaz. O, onun vazifesidir İşte ey tenbel nefsim! O harb dünya hayatıdır. O taburlara taksim edilen ordu ise beşerdir. Ve o tabur ise, cemaat-ı İslâmiyedir. O iki nefer ise, biri dini bilen ve işleyen nefis ve şeytanla mücahede eden müttaki müslümandır. Diğeri derd-i maişete dalıp, günahları işleyen fâsık-ı hâsirdir o talim ve talimat ise, (başta namaz) ibadettir. Ve o harb ise; nefis ve heva, şeytanlarına karşı mücahede edip günahlardan ve ahlâk-ı rezileden ruhunu helâket-i ebediyeden kurtarmaktır vazife ise; hayatı verene ve besleyene perestiş edip yalvarmaktır, ona tevekkül edip emniyet etmektir. en parlak bir mu’cize-i san’at hârika-i hikmet hayatı kim vermiş, yapmış ise; rızıkla o hayatı besleyen ve idame eden de odur. Ondan başka olmaz…




Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çeşitli hikayeler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çeşitli hikayeler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çeşitli Hikayeler yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL