Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
serdarname
serdarname

Gerçeğin Ekmeği, Hayalin Ekranı

Yorum

Gerçeğin Ekmeği, Hayalin Ekranı

( 3 kişi )

6

Yorum

19

Beğeni

5,0

Puan

361

Okunma

Okuduğunuz yazı 27.9.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Gerçeğin Ekmeği, Hayalin Ekranı

On iki, belki on üç yaşlarındaydım. Çocuk aklımın en derin yerine kazınan o sabahı hâlâ unutmam. Annem kahvaltıyı hazırlamıştı: bir tabak peyniri ikiye bölmüş, küçük bir kaseye birkaç zeytin koymuş, dolapta kalan iki yumurtayı da kaynatmıştı. Sofrada eksik olan sadece ekmekti. Babam işteydi, cebinde ya hiç para yoktu ya da olsa bile ekmek alacak kadar değildi. Annem, utangaç bir sesle bana dönüp,
“Komşuya git, bir ekmek al. Baban gelene kadar idare ederiz,” dedi.

Kapıdan çıkıp komşuya vardım. Onun da elinde yalnızca iki ekmek vardı; yine de birini bana uzattı. O yumuşak ekmeği kucağıma aldığım an, çocuk kalbimde garip bir ağırlık hissettim: hem minnet hem de utanç.

Akşam olduğunda babam eve döndü. Bir depoda, sabahtan akşama yük taşıyan yorgun bedenini sürüklemişti. Terlemişti, nefesi kesik kesikti, yüzünde taşıdığı yorgunluk bir başka insana aitmiş gibi ağırdı. Banyo yapmak istedi ama sabahtan beri elektrikler kesikti; kazanda su ısınmamıştı. Elektrik nihayet gelmişti ama babam, sıcak suyu bekleyecek hâlde değildi. Azıcık yemek yedi, sonra kendini yorgunluğun karanlığına bırakarak uyudu. Horlamaları, evin sessizliğinde ağır bir yankı gibiydi.

Bizim eski püskü kanepeye sıkışmış halde annem, ablam ve işsiz ağabeyim oturmuşlardı. Taksite zor bela aldığımız tüplü televizyon, odanın tek ışığıydı. Yeni başlayan bir diziyi pür dikkat izliyorlardı. Çıt çıkmıyordu. Dizi ağlatıyor, dizi güldürüyordu. Yüzlerindeki ifadeler, sanki gerçek yaşamı değil de ekranın icat ettiği bir hayatı yaşıyor gibiydi.

Benimse gözlerim o ekrana değil, sabahki kahvaltıya takılıydı. Peynirin küçücük parçası, zeytinin tuzlu tadı, ikiye bölünüp paylaşılan yumurta… O sofranın eksikliği zihnime kazınmıştı. Televizyonun renkli dünyası bana yabancıydı; zihnimdeki siyah-beyaz tek görüntü, ekmeksiz bir sabahın açlığıydı.

Evimiz iki odalıydı. Kış ayıydı; soba sadece bir odada yanıyordu. Hepimiz o odada toplanmıştık. Sobanın çıtırtısı, televizyonun sesi ve babamın horlaması birbirine karışıyordu. Fakat benim için zaman durmuştu. Çocuk aklımla fark ettiğim şey, yıllar sonra dahi değişmedi:

Aradan yirmi yıl geçti. Tüplü televizyonların yerini akıllı televizyonlar, akıllı telefonlar aldı. O zamanlar sadece akşamları ekran karşısına geçerken şimdi ekran ceplerimizde, gözlerimizin önünde, elimizden hiç düşmüyor. Ama ekmeği hâlâ ağır iş koşullarında çalışan babalar, anneler kazanıyor. Ekmek hâlâ alın teriyle, ekmek hâlâ yoksunlukla geliyor.

Evet, değişen çok şey oldu. Ama aslında değişen hiçbir şey olmadı.
Ekmek aynı ekmek. Ekran aynı büyü.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Gerçeğin ekmeği, hayalin ekranı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gerçeğin ekmeği, hayalin ekranı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gerçeğin Ekmeği, Hayalin Ekranı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tevfik Tekmen
Tevfik Tekmen, @tevfiktekmen
28.9.2025 21:36:55
o yıllar hangi yıllardı? yirmi yıl önce denmiş. yirmi yıl ne ki, biz onun yirmi yıl öncesinden geldik. televizyon değil radyosuz günlerden. toplam kırk mı eder? bugün bile hala o günleri yaşayanlar var ise (ki var) yuh olsun bizim insanlığımıza...
Jüli d.
Jüli d., @efemera
28.9.2025 19:47:14
Öykü mü bizim içimizden geçti biz mi öykünün içinden bilemedim. Dünden buyana değişen bir şey yok.
Kutlarım
M.Y.
M.Y., @m-y
28.9.2025 10:43:52
Bazı yazıların ne dediği önemlidir bazılarının nasıl dediği. Ekmek ve ekran perspektifiyle samimi dille yazılmış bir anı. Tebrik ediyorum.
Saygılar.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
28.9.2025 10:35:42
5 puan verdi
bu güzel çalışmayı yazan kalemi kutluyorum
neneh.
neneh., @neneh-
28.9.2025 08:32:31
5 puan verdi
Şu anda temel ihtiyaclarını karşılayamayan o kadar çok insan var ki!..Umarım bu yazınız tüm kesimlerce okunur ve gereği cihetine gidilir .
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn, @sulecannn
27.9.2025 14:58:13
5 puan verdi
Çok gerçekçi çok hüzünlü buldum. Hayaller hayatlar içinde avunmak bile bir zihin oyunu iken siz görmeyi seçmişsiniz. Alın teriyle ekmeğini kazanan o ana babalara selam olsun. Çok tebrik ediyorum Serdar bey. Selamlar 🌾
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL