Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Nu
Nuray Öngeç

EŞİTLİĞİN ÇAĞRISI

Yorum

EŞİTLİĞİN ÇAĞRISI

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

107

Okunma

EŞİTLİĞİN ÇAĞRISI

Eşitliğin Çağrısı
Sevgili okurlarım, bildiğiniz gibi insanlık tarih boyunca ayırarak, ayrıştırarak nice günahlar işledi ve bildiğiniz gibi bu yanlışlar ve günahlar katlanarak devam etmektedir. Sadece kadın erkek değil, ırk, din, mezhep, zengin, fakir gibi birçok ayrımcılık had safhada yapıldı ve yapılmaktadır. Her ayrım vicdanımızdan kopardığımız insanlığımızdan uzaklaştıran kocaman parçalardır...
Oysa insanı insandan ayırmanın nedeni hep aynı: Korku, çıkar ve cehalet. İnsan, bilmediğinden korktu; kendi iktidarını korumak için ötekini küçümsedi; farklı olanı anlamak yerine dışladı. Bu nedenlerle inşa edilen ayrımlar, yalnızca adaletsizliği büyütmedi, nice kaosa, nice savaş ve katliamlara da neden oldu. Üzülerek söylüyorum ki değişen hiçbir şey de yok...
Kadın olmak da erkek olmak da doğanın bir gereği ve insanlığın devamı için en önemli gerçeklik. Ne acıdır ki; erkeği doğuranın da kadın olmasına rağmen yüzyıllar boyunca kadınlar küçümsendi, sesi bastırıldı, varlığı gölgede bırakıldı. Bu ayrımcılığın sonucu, yalnızca kadınların değil, tüm toplumların yarım kalmışlığı oldu. Çünkü kadın susunca insanlığın yarısı sustu. Bu yanlışlar kadının kodlarına yüklendiği için erkek çocuklarını yetiştirirken onlar da çok büyük yanlışlar yaptılar. Kısacası kendi kuyularını daha da derin kazdılar ve çoğu zaman çile çektiler. Maalesef bu mağduriyet kadın cinayetleriyle had safhaya ulaştı ve tüyler ürpertici bir hal aldı...
Irkçılık ise insanlığın en kara lekelerinden biridir. Yıllarca insanı insana köle yapan uygulama ne acıdır ki günümüzde üstü örtülü olarak devam etmektedir. Yurtlarından zorla koparılan göçmenlere yönelik önyargılar da bambaşka bir hastalık olarak sürüyor. Nelson Mandela’nın sözü bugün daha da anlamlı sevgili okuyucularım.
“İnsan nefret etmeyi öğrenir; eğer nefret etmeyi öğrenebiliyorsa, sevgi de öğretilebilir.”
Ama biz maalesef sevgiyi değil, nefreti öğrettiğimizden, toplumların geleceğini çaldık; savaşlara, sürgünlere, yıkımlara hep davetiye çıkardık.
Din ve mezhep ayrımları da yüzyıllarca kan döktürdü bu güzelim mavi dünyamızda. Oysa barışın dili savaşların sesinden çok daha yüksektir. Tevfik Fikret’in haykırışı hâlâ kulaklarda çınlıyor, eminim duyuyorsunuz.
“Vatan, sevgili vatan, bütün bir insanlıktır!”
Bu söz, millet, mezhep, ırk farkı gözetmeksizin insanı insana bağlayan en güçlü çağrıdır.
Ve Türk edebiyatının çınarlarından biri olan Yaşar Kemal, yüzyıllar boyunca ayrımcılığın, zulmün ve eşitsizliğin halkın yüreğinde açtığı yarayı bakın şöyle dile getiriyor:
“İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.”
Çünkü insanı insan yapan kimliği değil, kalbidir.
Bugün ayrımcılık yalnızca din, ırk ya da cinsiyetle sınırlı değil. Sosyal medyada linç kültürü, öfke nefret, engellilerin görmezden gelinmesi vs. bunlar modern çağın henüz aşılamayan yeni duvarları. Einstein’ın dediği gibi:
“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.”
Ve biz bu önyargıları parçalayamadığımız için, çağımızın en büyük savaşlarını kalplerimizde yaşıyoruz.

Ama unutmayalım: İnsanlığın en büyük yanılgısı ayrımcılıksa, en büyük kurtuluşu da eşitliği savunmaktır. Martin Luther King’in hayali hâlâ önümüzde bize el sallıyor:
“Bir gün, çocuklarımın tenlerinin rengiyle değil, karakterlerinin içeriğiyle değerlendirileceği bir dünyada yaşamak.”
Ve bu hayale en güçlü desteği yüce Ata’mız Mustafa Kemal Atatürk verdi. O, yüzyılın başında milletine şu gerçeği öğretti: “Yurtta sulh, cihanda sulh.” Bu söz yalnızca bir barış çağrısı değil; aynı zamanda ayrımcılığın panzehridir. Çünkü barış, eşitlik olmadan yaşayamaz; eşitlik ise ayrımların üstüne kurulmaz...
İnanıyorum o güzel günler uzakta değil sevgili okurlarım ve geldiğinde ne kadın ne erkek; ne siyah ne beyaz; ne doğulu ne batılı ne de başka bir ayırım olacak… Sadece gerçek insan olacağız.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Eşitliğin Çağrısı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Eşitliğin Çağrısı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EŞİTLİĞİN ÇAĞRISI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL