Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Nafiz Karak
Nafiz Karak

İştar’ın Dansı

Yorum

İştar’ın Dansı

( 2 kişi )

1

Yorum

11

Beğeni

5,0

Puan

187

Okunma

İştar’ın  Dansı

İştar’ın Dansı



Uruk’un tozlu sokaklarında, sabahın ilk ışıkları taş tapınakların üzerine altın bir örtü sererken,
İştar tapınağın yüksek basamaklarında duruyordu.

Sekiz köşeli yıldızlı tacı, Venüs’ün sabah parıltısını yansıtıyordu.
Şehir henüz uyanmamıştı, ama İştar’ın yüreği uyanıktı; aşkın ve öfkenin ateşiyle yanıyordu.

Bir gece önce, Gılgamış’ı düşünde görmüştü.
Uruk’un kralı, tunçtan bir heykel gibi dimdik, gözlerinde fırtına, İştar’a meydan okumuştu.

“Senin aşkın bir tuzak, tanrıça,” demişti rüyasında, “Sevgilin Dumuzi’yi yeraltına gönderdin, şimdi beni mi istiyorsun?”
İştar uyandığında, elleri titriyordu.


Reddedilmek? O, göklerin ve aşkın kraliçesi, nasıl reddedilebilirdi?
Sabah, tapınağın avlusunda, rahibeler İştar’a adaklar sunarken, o kararını verdi.
Gılgamış’ı kazanacaktı, ya da Uruk onun öfkesini tadacaktı.

Gökyüzüne yükseldi, bulutları yararak baba
Anu’nun sarayına vardı. “Baba,” dedi, sesi hem bal kadar tatlı hem demir kadar sert, “Bana Gök Boğası’nı ver.

Gılgamış’a bir ders vermeliyim.” Anu, kızının gözlerindeki ateşi gördü ve tereddüt etti. “İştar, boğa yeryüzünü kasıp kavurur,” dedi.
Ama İştar’ın gözleri parladı: “Ya boğa, ya ben yeryüzünü kasıp kavururum!”Anu razı oldu.

Gök Boğası, göklerden bir kuyruklu yıldız gibi indi,
Fırat’ın sularını köpürterek Uruk’a yürüdü. Şehir çığlıklarla doldu; evler titredi, tarlalar ezildi.
Gılgamış, kılıcını çekip dostu Enkidu ile boğanın karşısına dikildi. İştar, tapınağın tepesinden onları izledi.

Gılgamış’ın kasları terle parıldıyor, gözleri korkusuzca boğaya kilitleniyordu. İştar’ın kalbi sızladı.
Onu yok etmek mi istiyordu, yoksa sevmek mi?

Kendi ikiliğiyle boğuşuyordu.Saatler süren savaşın sonunda, Gılgamış ve
Enkidu boğayı yere serdi. Uruk halkı zaferi kutlarken,

Gılgamış tapınağa doğru döndü ve İştar’a bağırdı: “Tanrıça, aşkın da öfken de Uruk’u yıldıramaz!”
İştar’ın gözlerinden bir damla gözyaşı süzüldü, ama bu gözyaşı ne sevinçten ne de üzüntüden; sadece onun bitmeyen ikili doğasından doğmuştu.O gece, İştar yeraltına, kız kardeşi

Ereşkigal’in soğuk krallığına inmeye karar verdi.
Belki orada, karanlıkta, kendi kalbinin yanıtını bulacaktı.

Yedi kapıdan geçti, her birinde tacı, mücevherleri, gururu birer birer alındı. Çıplak ve kırılgan,
Ereşkigal’in tahtına vardığında, kız kardeşi ona gülümsedi. “Aşk da savaş da seni buraya getirir, İştar,” dedi. “Ama kendini bulmadan göklere dönemezsin.”İştar, yeraltında üç gün üç gece kaldı. Uruk’ta tarlalar soldu, aşklar sustu.

Ama tanrıların lütfuyla dirildi, göklere geri döndü. Uruk’un üzerine bir akşam yıldızı gibi parladı, ne tamamen âşık ne tamamen savaşçı. O, İştar’dı; hem yaratan hem yok eden, hem sevilen hem korkulan.Ve Uruk, onun gözyaşını hatırladı: Aşkın ve savaşın, tanrıçalara özgü bir dansla buluştuğu o anıydı..


Deneme

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

İştar’ın dansı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İştar’ın dansı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İştar’ın Dansı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
7.11.2025 19:38:15
5 puan verdi
Aşk ve öfkenin, tanrıça İştar’ın bedeni ve ruhunda dans ettiği mitolojik bir içsel ve dışsal yolculuk.

Tebrikler

Saygılarımla hocam 🧿🙏
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL