0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
146
Okunma

Bir lehim işi için kuyumculuk yapan Çapşek’lerin dükkanına gittim dükkanda H. İbrahim Ağabey ile biri daha vardı, lehim işimi yaptıktan sonra parasını verdim, bozuğu olmadığı için H. İbrahim Ağabey para bozmak için dışarı çıktı, işte tam o sırada şeytana yenik düştüm, kasadan para aldım eski Karanfil Elektrik dükkanıma götürdüm masamın üst çekmecesine koydum daha önce hayatımda hiç hırsızlık yapmadığım için bu parayı kullanmaya bir türlü vicdanım elvermedi bu parayı geri vermeye karar verdim parayı alırken yolda bir kısmını düşürmüşüm ve çocuklar almışlar paraların benim düşürdüğümü de biliyorlar ama tabi ki söylemiyorlar. Gerçek yüzümü ortaya koymak için parayı aldım ve Mardin deki kaya pasajına doğru yürümeye başladım beni gören çocukların kendi aralarında parayı aha bu adam düşürmüştü dediklerini duydum sesimi çıkarmadım çünkü suçluydum Yoluma devam ettim Çapşek’lerin kuyumcu dükkanına gittim içeri girdiğimde bir müşteri H. İbrahim ağabeye paranı çalan Allah’tan bulsun diye beddua ediyordu tam o sırada H. İbrahim ağabeye sen her şeyden evvel beni bir güzel döv dedim suçluyum cezama razıyım ocağına düştüm beni affetmeni istiyorum dedim. Neden diye sorduğunda ise paranı ben çaldım dedim, çok kızmış olmalı ki parasının bulunduğuna pek sevinmedi sopanın dibiyle yüzüme hafiften vurup iz bırakmak istedi ama hıncını almadan ve bana verdiği sözde durmadan gizlice jandarmaya haber vermeye gitti. Dükkanında kardeşi Latif ağabey ile kaldık Latif ağabey bana çok iyi davrandı sinirim ve heyecanım atışsın diye sigara veriyordu, bu durumdan Binefşe yengemin haberi olmuştu babama o haber vermişti mahkemeye gidip Hacı İbrahim ağabeyleri görmek için arabaya bindik bir köyün içinden geçtik o köyde Halim’i gördüm bir şey olmamış gibi ona el salladım garibimin hırsızlık yaptığımdan haberi yoktu bu köyde ayrıca Binefşe yengemleri de gördüm bahçe işi yapıyorlardı neyse gide gide mahkemeye vardık mahkeme Mardin eski hükümet konağın daydı orada Çapşek ailesi vardı bir odada yemek yiyorlardı içeriye bir baktım gözlerime inanamadım çünkü içeride rahmetli Kazım amca da yanımızda olması gerekirken Çapşek ailesiyle yemeğe oturmuştu, Abdullah ağabeyim de yanımdaydı onunda hiç bir şeyden henüz haberi olmamıştı duruşma başlamadan Abdullah ağabeyime durumu anlatım ve dedim ki; bu parayı çaldığımı mı yoksa yerde gördüğümü mü söylememin doğru olacağını anlamak için avukatı aramasını istedim o sırada bir çocuğun elinde 2 havuç gördüm ve mutlu an geldi. Allah’tan uyandım bunun gerçek olmadığını sadece bir kabus olduğunu öğrendim çok ama çok sevindim saat:03.20 bir perşembe sabahıydı uyandım ışığı yaktım, bilgisayarı açtım ve tüm gördüklerimi unutmamak için hatırladığım kadarıyla sıcağı sıcağına yazdım tekrar uyumaya başladım. Büyük bir kabustu. Evet, gerçekten çok büyük bir kabustu. Hayatımda yapmadığım nefret ettiğim hırsızlık damgasıyla yargılanıyordum. Allah’ım gerçek hayatta böyle bir durumla karşılaştırmasın.
İbrahim Akbaş
16 02 2006