0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
166
Okunma
"Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz Biz ise,ortadan kalkmış yoksulluk…! O yüzden anlaşamıyoruz." Victor Hugo
Öncelikle karşılaştırma yaparak gözlemlemek için şöyle bir doksanların sonlarına gidelim. Gayrisafi yurt içi hasila, bir ülkenin ekonomik büyüklüğünün birkaç ölçütünden biridir. Gsyh diye yazıda devam edeceğim.Imf’in Dünya ekonomik
Görünümü Raporun’a göre:1999’ da Dünya ekonomisinde GSYH payları şöyle:ABD:% 21,Euro bölgesi :% 15,8,yükselen ve gelişen ekonomiler(çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Türkiye):% 42,6.
2017 ’deki tablo ise şöyle :ABD:% 15,3,Euro bölgesi:%11,6,yükselen ve gelişen ekonomiler(çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Türkiye):% 58,7.
Peki gelişmekte olan bu ülkelerin Dünya ekonomik GSYH payındaki bu artış gerçekten,burjuva medyasının söylediği gibi çok iyi bir gelişme mi ? Hayır.Çok uluslu şirketlerin bu ülkelerde artan uluslararası kapitalist-liberal yasalarla manevra alanın genişlemesi,bu ülkelerde artan taşoronlaşma,kısa vadeli sermaye hareketlerine yönelik faiz politikasını büyüme politikası olarak algılamanın yanlışlığı,sermayederlerin ekonomik çıkarlarını korumak için doğayı kirleten üretim politikaları,post-fordist üretim sonucu artan iş cinayetleri, işçi aleyhine yasalarıve totalde yoksunluğu artıran aslında ezen sınıfın büyüdüğü ve "kalkınma parametreleri açısından"sınıfta kalmanın sonucuydu.
Biraz daha bu sorunları somutlaştıralım ve Çin’in üretimdeki doğaya verdiği zarardan başlayalım.Çin’de üretim yapılan
toprakların beşte biri, mahsul veremeyecek derecede zarar görmüş durumda. Su kaynaklarının yüzde 60’ı insanlar tarafından kullanılamaz derece kirlendi. Hava kirliliği ise öngörülen güvenli seviyenin 20 katından fazla.
Hindistan’a bakalım:Çalışanların yüzde 93-94’ü örgütlü değil. Nüfusun 450 milyonu yoksulluk sınıfının altında yaşıyor. Dünya yoksullarının yüzde 33’ü Hindistan’da yaşıyor.Hindistan’da 2013 verilerine göre yaklaşık 65 milyon kişi gecekondu mahallelerinde yaşıyor.Sadece Mumbai kentinin yüzde 55’i gecekondularda yaşıyor.Mumbai’de en az 1 milyon kişi sokaklarda,
kaldırımlarda yaşıyor. Bu nüfusun çoğu bir geçim kapısına sahip olduğu halde konut imkanı olamayanlar.
Forbes dergisi Dünyanın En Zenginleri 2015 listesinde 90 Hintli zengin bulunuyor.Brezilya: 3.6 milyon Brezilyalı yoksulluk sınırının altında. %1’lik zengin tabakası gelirlerin %50 sini kontrol etmektedir. %50 fakir kısım ise ülke gelirinin %10 u ile
yaşamaktadır.UNICEF raporlarına göre 320.000 çocuk 5 yaşına gelmeden her yıl ölmektedir. Yani günde 877 saate 36 ve 5 dakikada 3 cocuk ölümü olmaktadır.(Bu veriler güncel değildir)
Görüldüğü gibi ;kalkınmayı büyük ölçüde burjuva sınıfının palazlanması üzerinden ölçen kapitalist kalkınma anlayışı mevcut.Ucuz iş gücüne, iş gücünün sınırsız kullanımına, iş gücü verimliliğine bağlı bir kalkınma modelinin insanımıza maliyeti her geçen gün
artıyor. Modernleşme, kalkınma, post-modernlik, sürdürülebilirlilik, globalleşme ve post-modern karşılıklı bağımlılığın, kimin tarafından projelenip kimin için uygulandığına ve neden yapıldığına tekrardan ve tekrardan bakmamız gerekiyor.Bu açıdan
baktığımızda; sömürgecilik dönemi son bulmuş değil; yalnız biçim değiştirmiş durumda. Askeri zorun yerini daha çok ekonomik ve siyasal bağımlılık almış durumda. Bu da, "post-kolonyalizm" gibi kavramları geçersiz kılıyor.