1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
139
Okunma
Doğa bize çoğu zaman hayatın gerçeklerini en yalın haliyle gösterir. Tek başına dolaşan bir çekirge, göze sevimli hatta zararsız görünebilir. Ne bir tarlayı mahveder, ne bir ağacı kurutur. Ancak aynı çekirgeler bir araya gelip sürü hâline dönüştüğünde, nice mahsulü yerle bir eder, köylülerin aylarca emek verdiği ekinleri bir gecede yok eder. Çekirgenin tehlikesi, sayısında saklıdır. İşte, insanoğlunun dünyasında da bu gerçeği andıran bir başka durum vardır: ahmaklık.
Tek başına yaşayan, kendi köşesinde var olan bir ahmak insanın çevresine vereceği zarar sınırlıdır. Onun dar görüşlülüğü, akılsızlığı ya da sağduyudan yoksunluğu, yalnızca yakın çevresini etkiler. Bazen alay konusu olur, bazen küçük bir engel çıkarır karşımıza, ama o kadar. Ancak mesele, bu insanların çoğalmasıyla başlar. Çünkü sayı arttığında, aklın sesi kısılır; sağduyu, cahil kalabalıkların gürültüsü içinde kaybolur.
Ahmak insanların bir araya gelmesi, toplum için bir çeşit doğal afettir. Nasıl ki çekirge sürüsü bir ülkenin tarımını çökertir, ahmaklık sürüsü de bir milletin düşünce dünyasını, değerlerini ve geleceğini çökertir. Çünkü bu insanlar, sorgulamadan, düşünmeden, sadece kalabalığın akışına kapılarak hareket ederler. Onlar için doğru ya da yanlış yoktur; sadece “çoğunluk böyle yapıyor” diye körü körüne izlenen bir yol vardır. Ve işte o yol, toplumları felakete sürükleyen en tehlikeli yoldur.
Ahmaklığın yayılması, tarlada yayılan çekirgeler gibidir. Önce küçük bir kıvılcım gibi başlar; bir kişinin yanlış düşüncesi, bir diğerine bulaşır. Derken o yanlış fikir, akıldan uzak davranışlarla birleşerek güç kazanır. İnsanlar düşünmeden, araştırmadan, sadece kalabalığa uyarak yanlışta birleşir. İşte o zaman akıllı insanların sesi bastırılır, bilgelik susturulur. Çekirge sürüsünün tarlada bıraktığı çoraklık gibi, ahmaklığın bıraktığı tek şey de yıkımdır.
Böyle durumlarda en ağır yük, akıllı insanların omuzlarına biner. Çünkü onlar, tek başına bile olsa direnmeyi seçer. Çekirge sürüsünü durdurmak için uğraşan çiftçi gibi, ahmaklığın önünde set olmaya çalışırlar. Bazen yorulurlar, bazen umutsuzluğa kapılırlar; fakat yine de mücadele ederler. Çünkü bilirler ki, bir ülkeyi ilerleten şey akıl, ilim ve sağduyudur.
Sonuçta, çekirgelerden korunmanın yolu, tarlaları sağlamlaştırmak ve önlem almaktır. Ahmaklığın zararından korunmanın yolu da eğitim, bilinç ve sorgulayıcı düşüncedir. Eğer bir toplum, aklı ve bilgiyi çoğaltırsa, ahmaklık sürüsü büyüyemez. Ama eğer toplum, düşünmeyi bir kenara bırakıp cahil kalabalıklara teslim olursa, o toplumun başına gelecek felaket, bir çekirge istilasından çok daha yıkıcı olur.
Kısacası, tek bir ahmak belki zararsızdır; ama sayıları arttığında, karanlık bir güce dönüşürler. Çekirgeler gibi, her şeyi yiyip tüketir, geriye yalnızca kurak bir çöl bırakırlar.
5.0
100% (1)