Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Ke
Keomaagain

Şarap Kurma Ayini

Yorum

Şarap Kurma Ayini

3

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

247

Okunma

Şarap Kurma Ayini

Ben nereden bilebilirdim beş on kişinin bana yardım edeceğini? Birden konu komşu, çoluk çocuk avluya doluştu: “Ökkeş abi şarap kuracakmış!” diye. Daha ayılmamıştım bile, utanmıştım. Avluya çıktığımda tank çoktan temizlenmiş, üzümler kasalardan çuvallara aktarılmıştı.

“Durun, yapmayın, iki günde biter. Sizin işiniz gücünüz var,” demek istedim ama kimse dinlemedi. İş başlamıştı bile. Yönetimi de Bekir almıştı:
— Naylonu getir! Hortumu tut! Tankın vanasını kapat!

Kafam karıştı, gölgeye oturup bir sigara yaktım. Daha iki ay bile olmamıştı memlekete döneli. “Ben ne yapabilirim?” diye düşündüm. Önce çay demledim, içtiler. Sonra baktım, kovalarla üzüm suyunu tanka taşınıyor. Sessizce o işe el koydum.

Bir ara Bekir’in oğlu Niyazi seslendi:
— Ökkeş abi, tankın içinde su var, bak sirke olur!

Gülümsedim. Anneme sordum:
— Anne, yarım litre kadar su var. Sirkeye dönüşmez değil mi?
— Olmaz, dedi.

İçim rahatladı. Niyazi’ye, “Olmazmış, emir yukarıdan geldi,” dedim. Hepimiz güldük. Ben kovaları taşıdım, beş kişi çizmeleriyle üzümleri çiğnedi. Sirke mi olur, şarap mı derken tartışmalar uzadı gitti.

Annem ise hızını almıştı: “Allah seni cezalandıracak, cehenneme gideceksin!” diyordu. Ben de gülerek,
— Cehennem öyle doldu ki, beni almazlar. Tanrı benimle mi uğraşacak? dedim. Herkes kahkaha attı. Annemse hocalardan öğrendiği ne varsa saydırıyordu, küfretmeyi bilse küfredecekti. Öte yandan üzümün bir kısmıyla pekmez de yapıyordu.

Herkes şekerden yapış yapış olmuştu, birbirine öyle kenetlenmişti ki ayrılmak istemiyordu. Ben birinin sigarasını yakıyor, öbürüne su veriyordum. Radyoyu açtım. İlk şarkıysa bağ bozumu üzerineydi! Hepimiz gülmekten kırıldık.

İş bittiğinde herkes çok yorgundu ama kimse kalkmak istemiyordu. Onlara dönüp,
— Elim boş, yarın kime şarap yapacağız? dedim.
Gülüştük.

Herkes şehre yeni gelmiş gibiydi; yüzleri parlamış, gözlerinde çocukluklarından kalma bir tazelik vardı. Sanki gün boyu uğraştıkları o şekerli, yapış yapış üzüm, içlerinden bütün pası söküp atmıştı. Yenilenmişlerdi, kirlerinden arınmışlardı. Avluda dolaşan sesler bir koro gibiydi; şarap yapımı hakkında herkesin söyleyecek bir sözü vardı. Kimi sirke olur diyordu, kimi ilacın şaraptan geldiğini… ,insan nefesinin müziği...

Benim için asıl mesele, onların bana uzattığı ellerin karşılığını verememiş olmaktı. Keşke gelmeselerdi, dedim içimden. Çünkü ben onlar kadar candan değilim. Her biri bir söz söyledi, bir gülüş bıraktı, içten bir şey yaptı hepsi içime dert oldu, .Onlar samimiydi, ben ise rol yapıyordum sadece, sanki her şeyi biliyorum amına koyayım!...

Ama inkâr edemem; güzeldi o ayin. Hep birlikte üzümleri öldürdük. Başka bir canlı gelip o şekeri yiyecek, sonra başka bir şey üretecek. Hayat işte bu: döngü, çürüme, yeniden doğuş. Yüzeysel görünür belki, ama belki de bütün derinlik burada saklıdır.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şarap kurma ayini Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şarap kurma ayini yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şarap Kurma Ayini yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
M.Y.
M.Y., @m-y
17.9.2025 22:00:24
Can Yücel'in terazisinde : "Küfür burjuvazinin ağzında bir lağım çukuru, işçi sınıfının ağzında açan çiçektir"
Saygılar.
Gule
Gule, @gule
17.9.2025 18:40:42
Hadi bakalım ne olmuşsa olmuş, hazır sen de şarap demişken ben de bir anımı anlatim sana...

Baya da bi zaman geçmiş üstünden. O zamanlar henüz ciddi hasarlar almamışız, hayatın sillesi de silindiri de üstümüzden geçmemiş, daha toyuz çılgınız, öyle sanıyoruz. Herkesin sağlığı yerinde, keyifler de fena sayılmaz. Az çok gezmesini, eğlenmesini de biliyoruz ama içmesini bilmiyoruz abi! Daha doğrusu ben:)

Hayatımda ilk sefer bi türkü bara gideceğim, onda da yine abim kavalyem ve mekan da tanıdık dayımın...Fate, Cano, Abimle vurduk çıktık yola...Yani istesek de başımıza bi halt geleceği yok ya işte iş olsun, biraz kafa dağıtalım dedik.

Abim de benim gibi ağzını hep suyla ıslatmasını alışkanlık edinmiş, mecbur kalmadıkça da bira haricinde ağzına bi damla içki sürmemiş. Barda da yine bu kadim geleneğini sürdürdü. Zaten ilk orda gördüm abimin bira içtiğini...O da az sonra şaşkınlıkla beni bi kadeh yuvarlarken görecek.

Garson geldi, siparişleri alacak. Fate de bünyemi bildiği için ve sanki tarla tarla üzüm bağlarının, o çok meşhur şarap mahzenlerinin tek sahibi ve kurduymuş gibi, çok da şaraplardan anlıyormuş gibi dedi ki "mero sen şarap iç, en hafifi tesir etmez!" Dedim "olur içim!"
İçki içerken bende bi de şu var, yavaş yavaş içemiyorum ben, kafaya dikiyorum. Her yudumda suratımı eşkitmektense bi kerede yuvarlim gitsin.

E onlar ağır ağır içiyor daha birinci kadehde bana ikinciyi ısmarlıyor Fate hanım. Cano rakı içiyor, çok da güzel içiyor, keyif alarak şarkılara da eşlik ederek. Ben keyif alıyor muyum o da belli değil. "İç iç bi şey olmaz!" diyor Fate üçüncüyü doldururken. Dayım baktı ki iki üç kadeh bizi kesmiyor şişe açtı sonra adam...

Abim arada uyarıyor beni "kız yavaş iç çarpar bak! sen heralde suyla karıştırdın bu mereti!"
Fate "yok yok bi şey olmaz! alt tarafı üzüm suyu ya n'olacak!" deyip duruyordu ikide bir aynı bozuk nakaratı kulağımın dibinde tekrarlarken, galiba benim de beşinciyi devirişimdi:)))

Bir saat sonra da bütün mekanın başımın içinde toplu halde döndüğünü, şen şakrak seslerin, kahkahaların, gürültülü müziğin kafamda zonkladığını hissettim. Fate dedi "gel bi yüzüne su dökelim!"
Dedim "hay hay! bana uyar!"

Sonra kalkmamla kıçımın üstüne oturmam bir oldu.
Dedim "la n'oluyo? n'aptınız siz bana?"
Bunlar kakiri kikiri gülüyor, dayım kopmuş zaten. Dayımı en son bu gülüşüyle hatırlıyorum. Bi daha da dayımın böyle güzel, içten güldüğünü görmedim. Her neyse şimdi melankoliye bağlamiyim, girersek çıkamayız ordan.

Abime söylim şimdi kalkıyorum ama bacaklarımdan üç tüp narkoz yemişim gibi uyuşmuş kalmışım yürüyemiyorum. Bi koluma Fate, bi koluma da Cano girdi yerde sürükleye sürükleye alıp götürdüler beni...Abartmıyorum bak! Gerçekten halim içler acısıydı ve bu kadar rezil olduğumu hiç hatırlamıyorum. Bi hikãyem daha var onu başka zaman anlatırım. Bizde macera çok! Al birini vur ötekine, sicilimiz kabarık:)

Sonumu merak ediyosundur şimdi, ben artık pert olunca tabi abim de beni çuval gibi sırtlayıp aldı arabaya fırlattı "müstehaktır sana!" dedi, ben de güle güle "tövbe abi!" dedim "valla bak bi daha içersem! ağzıma sıçsınlar!" dedim.

Tabi arabanın camlarını sonuna kadar açtık, kafamı dışarı çıkarttım. Bildiğin bi alkol komasına girdim. Bi kaç kere abim sağa çekti, kusa kusa geldim öyle...O gün hiç uyumadım, sabahladım, baş ağrısından geberdim. Sanki bütün üzüm bağlarını yalayıp yutmuşum gibi uzunca bi süre üzümler gözüme gözükmedi. Fate'ye de "yürü gittt!" dedim "gebertecem kız seni elime geçirirsem!"

Daha neler söyledim, saçmaladım bilmiyorum. Ama güzel bi gündü eğlenmiştik. Şarabı hãlã içemiyorum, formalite icabı ortama ayak uydurmak için içtim sadece.

Viski de çarpıyor, onda da gülme krizine giriyorum. Rakı güzel ama, rakı duygusallaştırıyor ama tadı güzel...Var böyle birkaç anımız daha, bi ara belki uzun uzun anlatırım.

Yazı dilinden cesaret alarak döküldüm biraz da...
Kusura bakma başını ağırttım.

Selamlar.
amelie poulain
amelie poulain, @ameliepoulain
17.9.2025 01:00:45
Cok hosuma gitti bu
Öykü mü gunluk mu
Anlatmayi biliyorsunuz
Tebrikler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL