0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
109
Okunma
Bir yuvam var ama dünyanın en kuytu, en soğuk ve en yalnız yerine mahkum edilmişim.
Diyar diyar gezen bir hayalim var, ömrüm vefa ederse kurtuluşa dair umutlarım ve kırık dökük her yanıma bir derman... Ne kadar da garip şu gurbet! Bütün seslerin sessizliği giyindiği bir mekân. Ve ben yalnızca bir ümide bağlayıp her şeyimi beklemekteyim. Zemheri soğuklara göğüs germiş olmam bundan. Tam boynum koptu kopacak, bir ses işitiyor ruhum. Ümidimin yeşerdiği bir bahar kokuyor hücrem. Her şeyi çok net hissediyorum. Buzullarla kaplı bir diyarda toprak kokusunu alıyor ruhum, yeniden yeşeriyorum. Ümit doluyor ruhumun mahzenleri. Kendi sesime dahi yabancılaşan kulaklarım bir ses işitiyor bütün seslerden arî. Ve doluyor ruhumun sessizliği, sana bürünüyorum köşe bucak, sen kokuyorum, sen oluyorum...
Sanırım bu; dinmez bir hasret, geçmez bir gurbet ve beni günden güne eritmeye muktedir. Buna rağmen seni hissediyorum. Sana dair bir yarın düşlüyorum. Ve yaşlanıyorum, dualar ediyorum... Umarım vuslatınla diner, ruhumdaki bu yetimlik...