0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
156
Okunma

Zaman, yok edişin ve dönüşümün efendisiydi, biz de onun kurbanları. Ne adil bir dosttu ne de zalim bir düşman. Ya her şey için çok erkendi ya da sonsuza dek geç kalmıştık. Zaman hep arada kalmışlıktı. Meşru zaman yoktu; sadece duygular kendi eylemiyle zamanı haklı çıkartırdı. Çünkü zaman ruhun değil, bedenin icadıydı ve bu yüzden ruhuyla yol alanlara görünmezdi. Bilinmezin terazisiydi, o yüzden hep kaygıya gebeydi. Oysa ki aşk da savaş da kendi vaktini yaratırdı. Sonra da her aşk kendi savaşını doğururdu.