1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
141
Okunma
Doğa, milyonlarca yıldır kendi halinde usul usul işlerken, insan denen tür çıkageldi ve sanki evrenin tek hakimiymiş gibi davranmaya başladı. Ağaçları kesip, dağları delip, nehirleri kirletip bir de utanmadan "ilerleme" diye göğsünü gere gere övünüyor. Nedir bu doğa ile derdiniz, ey insanoğlu? Sanki başka bir galakside yedek bir dünya var da, burayı talan etmekten çekinmiyorsun!
Bakalım şu maden faaliyetlerine, mesela. Dağları oyup, ormanları yok edip, toprağın bağrına dinamit koyarak altın, bakır, kömür peşinde koşuyoruz. Ne için? Biraz daha lüks, biraz daha para, biraz daha "güç". Peki, bedeli ne? Toprak kaymaları, zehirlenen su kaynakları, yok olan ekosistemler,can veren binlerce hayvan!Bir avuç altın için koca bir ormanı feda etmek, hangi akla hizmet? Maden ocaklarının bıraktığı çorak araziler, zehirli atık göletleri ve havaya karışan kimyasallar, sadece hayvanların değil, bizim de ciğerlerimizi yavaş yavaş tüketiyor. Ama durun, bir selfie çekip “doğa harika” diye paylaşalım, değil mi? İkiyüzlülüğün böylesi olmaz olsun!
Siyanürle altın ararken dereleri zehirliyoruz, sonra o suyun içende ki balıklar ölünce “E, napalım, teknoloji çağındayız” deyip geçiyoruz. Ormanlar kesiliyor, kuşlar, böcekler, kurtlar susuyor; yerine beton yığınları, fabrika dumanları yükseliyor. Maden sahalarından çıkan toz bulutları ciğerlere dolarken, şirketler kâr hesapları yapıyor, hükümetler “ekonomi büyüyor” nutukları atıyor. Doğa mı? O, sessizce can veriyor .
Bir de işin şu kısmı var: Maden faaliyetleri sadece doğayı değil, insanı da vuruyor. Köyünden, toprağından edilen insanlar, “istihdam yaratıyoruz” masalıyla kandırılıyor. Hangi istihdam? Üç kuruşa zehir solumak mı? Dağın başında, maden atıklarıyla kirlenmiş bir köyde yaşamak mı? Doğanın intikamı yavaş ama kesindir: Erozyon, sel, kuraklık… Hepsi, “Bana dokunmayın” diye haykıran bir gezegenin çığlıkları.
Peki, ne yapacağız? Doğa ile bu kavgayı bitirmenin vakti gelmedi mi? Maden faaliyetlerini sıfırlamak mümkün değil belki, ama en azından akılcı, çevreye duyarlı yöntemler geliştirilemez mi? Yenilenebilir enerjiye, geri dönüşüme, sürdürülebilirliğe biraz kafa yorsak olmaz mı? Yoksa, doğayı bu gidişle öyle bir kızdıracağız ki, o bize son cevabı verecek: “Madem derdiniz benimle, alın size kıyamet!”
Hadi, bir dahaki sefere bir ağacı kesmeden, bir nehri kirletmeden iki kere düşünelim. Doğa bizim evimiz, ama kiracı gibi davranmayı bırakıp ev sahibi olduğumuzu hatırlayalım. Çünkü yedek bir gezegenimiz yok, haberiniz olsun!Eğer doğa ile olan savaşı kazanırsak işte o zaman kaybederiz.
Alper YENTÜRK.
5.0
100% (1)