0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
155
Okunma
Toprağa verdiğim ilk sen değildin
sensin kendi mezarıma kazdığım eller kırık bir ayna gibi kendim, parçalarımda seni arayan.
elveda dedim, sesim yankısız,bir uçurumun kenarında. kendi gölgeme sarıldım; sırtımda biriken kış.
bir mum gibi eridim, Kendi ışığımla kavruldum. Küllerim savruldu rüzgara, ancak sana ulaşmadı.
bu sessizlik benim yeminim, Bu karanlık benim tahtım. Ölümden de beter bir bekleyiş, seni gömdüğüm yerdeyim.
toprak altına serdim seni, Bir mezar kazdım kendime. Soluk bir rüzgar gibiydin, Uçup gittin, izsiz, sessiz.
Ben öldüm o gün, dirilmedim, Kendi kalbime bir elveda fısıldadım. Sözcükler boğazımda düğüm oldu, Söyleyemedim, içime gömdüm.
Şimdi yalnızlık bir yorgan, Kış güneşi gibi solgun, Anılar buzdan heykeller, Dokundukça eriyen.
Bir ayna kırık, yansıman orada, Bir anlık parıltı, sonra yok. Her köşe başında sen varsın, Bir hayalet gibi peşimde.
seni gömdüm, evet, ama ruhum hala, O boş mezarın başında nöbet tutar. Elveda dedim kendime, duymadın, Çünkü ben de kayboldum.
Bu sessizlik ki bir çığlık, Bu karanlık ki bin aydınlık. senin yokluğunla dolu, Kendime dahi yabancıyım.
toprak attım üstüne, Sanki kendi cenazeme. pismanlık bilmez dilim, Kendime mezar taşıyım ben.
Elveda dedim kendime, Bir yankıydı, kim duydu? Kırık ayna parçası, Kendimi bile bulamadım.
Kayboldum o enkazda, Sanki evren çöktü içime. Sessizlik en gürültülü melodi, Bir hayaletim şimdi, kimse görmez.
Öldüm, evet, ama kimse bilmez, Her nefes alışım, son vedam gibi. Bu şehirde bir yabancı, Sadece gölgem gezer, ben yokum.artık sensiz
gömüldüm