0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
114
Okunma
Hüseyin tabutun kapağı tamamen açıldığında içinden çıkan genç öğrenciyi fark etti Gözleri korku ve çaresizlikle doluydu ama dudaklarından dökülen kelimeler bir çığlık kadar acil ve gerçekti
Hüseyin beni buradan çıkarmazsan burası senin için de kapanacak
Hüseyin geriye adım attı yüreği hızla çarpıyor elleri terliyordu Mezarlığın sessizliği artık tamamen yok olmuştu Topraktan gelen hafif sarsıntılar rüzgârın uğultusuyla birleşerek gölgeleri mezarlığın taşları arasında dans ettiriyordu Her adımda kalbi daha da sıkışıyor ama geri dönmek mümkün değildi
Genç öğrenci titreyerek ellerini Hüseyin’in omzuna koydu ve fısıldadı
Zaman daralıyor Toprağın altındaki gerçek seni bekliyor Eğer geç kalırsak hiç kimse kurtulamaz
Hüseyin’in gözleri karardı ama içindeki cesaret bir anda alevlendi Tabutun içinde ne olduğunu neden yıllardır gömülü kaldığını öğrenmesi gerekiyordu Elini uzattı ve öğrenciyi tabuttan çıkardı O an mezarlıkta bir çığlık yankılandı sadece onlar değil toprağın altında saklanan tüm acılar ve sırlar bir anda gün yüzüne fırladı
Gökyüzünde kara bulutlar daha da yoğunlaştı Rüzgâr ağaçları savuruyor mezarlığın taşları sanki kendi başına hareket ediyor gibiydi Hüseyin ve genç öğrenci toprak ve gölgeler arasında nefes nefese kalmış karşılarına çıkacak daha büyük sırları hissetmişlerdi Geceyi delen fısıltı onların kaçınılmaz yolculuğunu başlatıyordu
İsmail Gökkuş
devam edecek