0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
157
Okunma
Zamanın yastığına baş koyduk, rüyaya daldık...
Hayat meşgalesine öyle sarıldık ki, ruhumuzu unuttuk.
Sabahlar geç kaldı, geceler gafletle doldu.
Bir uyku sardı benliğimizi; adı dünya sevgisi, örtüsü rehavet...
Ne bir mezar taşı gördüğümüzde ürperdik,
ne de bir sela duyduğumuzda titredik.
Oysa ölüm, en hakiki hatırlatıcıydı bize.
Bir sabah ansızın geleceğini, bir akşam vakti kapımızı çalacağını bile bile,
biz hâlâ erteledik tövbeyi,
yarına bıraktık secdeleri,
ahireti unutarak süsledik dünyayı.
Ey nefsim, bu kadar uykuyla nereye?
Uyan artık!
Bir toprağın serinliği bekler seni,
bir sonsuzluk kapısı açılır ardına...
Çok uyuduk, evet...
Lâkin uyanmadan ölmek var ya...
İşte o, en büyük kayıptır.
5.0
100% (1)