1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
433
Okunma
Bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor sessizlik. Güneş doğup doğmamakta kararsız. Sarı uzun otlar arasındayım. Kadınla yüz yüzeyiz. Kadının gözlerinde bambaşka alemler var. Film kareleri sürekli değişiyor, derken havalanan göçmen kuşlar ağır ağır kapanan gözlerinden çıkıp kayboluyorlar. Ona sadece sarılmak istiyorum. Otlar arasında biri beliriyor. Yüzünü göremiyorum. Bir eli belinde, diğer elini uzatıp "sakın yapma bunu" anlamında sallıyor. Karşımdaki kadın kaybolurken gözlerindeki son film karesinden yere bir mektup düşüyor. Üzerindeki notta, "Bu mektubu açıp okuduğun gün öleceksin. Ve bu mektubu bir gün mutlaka açıp okuyacaksın" yazıyor. Bana sallanan ele yürüyorum. Şimdi onunla yüz yüzeyiz. Bu yine o: Kadın. Gözlerinde oynayan sessiz filmde bir adam ve kadın var. Kadın adama, "Niye sevmedin beni?" diye soruyor. "Sevdim" diyor adam, ben sadece safça sevdim. "Sevmedin, benim istediğim gibi sevmedin." Kadın aşktan, sonsuzluktan bahsediyor. "Kendini de benim istediğim gibi hiç sevdiremedin." "Biliyorsun" diyor adam, "bu seni öldürebilirdi, bu her şeyi öldürebilir." "Korktum, "varlığını tamamen kaybetmekten korktum." Adam kadına avuçlarına düşüp dansa başlayan minik gözyaşlarını gösteriyor, "Görmüyor musun, gözlerimden bile sen düşüyorsun. Kadının gözleri ağır ağır kapanırken ve kadın kaybolurken son kareden yere düşen, filmdeki kadının adama fırlattığı mektubu alıyorum. "Bu mektubu açıp okuduğun gün öleceksin. Ve bu mektubu bir gün mutlaka açıp okuyacaksın." Sarı uzun otlar arasında beni çağıran ele yöneliyorum. Bu yine o: Kadın. Döngü böyle sürüp gidiyor. Son karede kadının gözlerinde ne var? Sarı uzun otlar sararmış mektuplara dönüşüyor. Birini elime alıyorum. Evirip çeviriyorum. Parmaklarım titriyor. Kararlıyım, açacağım. Vazgeçiyorum. Hepsini ateşe veriyorum. Son karede kadının gözlerinde ne vardı? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey asla aşka ulaşamayacağım, ama safça, yani tertemiz sevebileceğim.