0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
93
Okunma
Ne kadar güçlü köklere sahip olursan ol, ne kadar bilinçli seçimler yaparsan yap, hayat her zaman adil değildir. Bazen emek verdiğin yolda kaybolur, bazen hak etmediğin yükler omuzuna çöker. Ama farkındalık devreye girdiğinde, adaletsizlik karşısında köklerine tutunmak ve seçimlerinin ağırlığını omuzlamak, seni yalnızca ayakta tutmakla kalmaz; yolunu da parlatır. Adaletsizlik, bizi yıldıramaz; aksine köklerimizin sessiz kudretiyle kendi rotamızı çizmemiz için bir davettir. Bir taşın soğukluğu, bir rüzgârın sertliği, gecenin sessizliğinde yalnızca senin duyabileceğin bir fısıltı… İşte bunlar köklerinin konuştuğu anlar. Avrupa’da doğmuş biri ile Güneydoğu’da doğmuş biri, aynı kitapları okuyabilir, aynı melodileri duyabilir; ama hayatın dokusu, insan ilişkilerinin ritmi ve toprağın dili farklıdır. Köklerimiz, farkında olsak da olmasak da karakterimizin ve bakış açımızın mimarıdır. Seçimler ise köklerin ötesinde bir güçtür. Tohum en verimli toprakta bile büyümeyebilir; bazen rüzgâr fazla sert eser, bazen güneş eksik düşer. Hayat da öyledir: Planlarımız her zaman gerçekleşmez, emeklerimizin karşılığı anında gelmez. Ama seçimlerimiz, tohumun toprağa tutunmasını sağlayan güçtür; karanlığın ortasında bile kendi ışığımızı yaratmamıza izin verir. Köklerini inkar eden insan, kendi geçmişini reddeden insan, kendi gölgesinden kaçan insandır. Ama köklerini bilerek ve kabullenerek hareket eden, seçimlerini cesaretle yapan kişi, hayatın sertliğine rağmen kendi yolunu çizer. Kökler pusula, seçimler harita, insan ise kendi hikâyesinin yolcusudur. Her adımda hatırla: Sen, doğduğun toprağın sıcaklığıyla, çevrenin dokusuyla ve kendi seçimlerinin ateşiyle şekillenmiş bir varlıksın. Hayatın adaletsizliği seni durdurmasın; köklerini küçümseme, seçimlerini hafife alma. Arada dur ve gökyüzüne bak, çünkü en karanlık anlarda bile, kendi ışığını yakacak kudretin hep seninle. Köklerin seni bekliyor, seçimlerin seni götürüyor… Peki sen gerçekten hangi yolda yürümek istiyorsun?