0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
179
Okunma
kaybolmuş, küçücük bir kız çocuğunun kalbini sarmış bir telaş var göğsünün tam ortasında. Evim olarak zannettiğim yeri bulabilmem için bildiğim tek şey annemin adı olduğundan, çaresizce beni bulmalarını beklemekten başka şansım da yok gibi. Oysa beni bulmak için ne arayan var ne de soran. koca dünyada, tek başınalığın verdiği o burukluğu size başka hasıl tarif edebilirim bilmiyorum. Bir şeye, bir yere sahip olabilmiş insanlara hep imrenerek baktım bu sebepten. Doğduğumdan beri bir yere kök salamayışımı birçok nedene sığdırmaya çalışsam da başaramadım. Elimden tek gelen, bulduğum her dönemeçten girerek bendime uygun bir toprak bulup sonsuzluğa karışmak olduysa da öyle bir yere rastlamadım. Öyle bir yer var mı, varsa rastlayabilir miyim, hiçbir fikrim yok. Sonucu belirsiz bir karanlıktan ibaret ihtimalin peşinden daha ne kadar fazla koşmaya cesaret edebilirim, buna ne kadar güç yetirebilirim diye soruyorum kendi kendime; fakat kendime sorduğum birçok soru gibi bu da cevapsız. insanlar böylesine meçhul bir halde olan benden çok fazla şey bekliyorlar; oysa biri de durup bana " Sen kimsin?" diye soracak olsa, karşılaştığı uzun sessizlik karşısında yanımdan belki de öylece çekip gidecek aslında. Bu yüzden, benden bir şeyler bekleyen, bana güvenen insanları hayal kırıklığına uğratmamak adına güçlü kababilmek için çırpınıyorum. Bu çırpınışın, düştüğüm yerden sürekli, hiç kimsenin elini tutmadan kalkmaya çalışmamın ne kadar güç ve ne kadar yorucu olduğunu kelimelerle size tarif edemem. içimdeki o yüreği telaşlı kız çocuğu, hırsından ağlamamak için yumruklarını sıkıp, boğazındaki düğüm kaybolsun diye üst üste yutkunurken, birinin başını okşayıp onu ait olduğu yere götürmesine çok ihtiyacı olduğunu kimse fark edecek gibi değil.Tanrı, nedendir bilmem, bazı kullarına yaratılış gereği bir güç verir ve bu gücün gereksinimi olarak aitsiz, büyük bir yalnızlığı kaderine yazar. Zannımca ben o kullardan biriyim.