1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
233
Okunma

Terk ettin demeye dilim varmıyor ya; uzaklaştın diyebiliyorum sadece.
Ve döneceksin mutlaka; yarın, ertesi gün, ya da daha sonra. Çok uzayacağına inanmaya ruhum dayanmıyor bu sebepsiz hasretin.
Döndüğünde çok şaşıracaksın, belki de pişman olacaksın;’’ keşke gitmeseydim’’ bile diyebilirsin.
Perdeler göreceksin; kiminin rengi solmuş, kimi buruşmuş ve hatta kimileri parçalanmış! Hepsi de senin gölgeni, ya da ruhunu görmeye alıştığım pencerelerin perdeleri. Israrlı bakışlarımın şiddetinden o hale gelmiş olacaklar.
Sana rastladığım sokaklardaki yolların aşındığını mutlaka fark edeceksin!
Deliye çıkmaya başladı adım. Hatta ’’ çapkınlığa başladı’’ diyenler bile olmuştur. Bilemezler çünkü; o pencerelerde ve o sokak başlarında seni aradığımı, seni gördüğüm günleri andığımı!
Yakıştıramaz kimse elbet, yasak aşkımızı.
Yasak olsa da bu aşk bize, uzaktan uzağa, bakışlarımı sana doğrultmak da mı yasak? Hakkım değilse seni sevmek; bir anlık görebilmek için, perdeleri soldurmak, buruşturmak, parçalamak, yolları aşındırmak da mı yasak?
Bir anlık beni fark ettiğini, bakışlarını bana doğrulttuğunu, hele küçücük bir tebessüm attığını görmeyi istemek de mi yasak?
Vuslat umudum yok, aşkıma karşılık verdiğini öğrenme isteğim bile yok; sadece hayalini, gölgeni, varlığını hissetmeme izin ver.
Uzaklara gitme ne olur; uzaklaşma benden. Söz veriyorum sana; ben de gizleyeceğim kendimi perdelerin arkasına. Sadece varlığını bileyim, yakınlarda olduğunu bileyim, iyi olduğunu, mutlu olduğunu bileyim yeter.
Sadece ruhuna yakın olmak tek arzum. Bedenine talip değilim, ruhunu esirgeme ruhumdan yeter.
Duyuyorsan beni ey, sevdiğimin ruhu; işte sana haykırıyorum: Ben onu seviyorum! Ona deli gibi âşığım!
Bu aşk dünya durdukça bitmeyecek. Mahşerde bile onu görebilmek için çırpınacağım, söz veriyorum!
Fikret TEZEL
5.0
100% (1)