0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
355
Okunma

OKULLARIN AÇILIŞ KONUŞMASI
Eğitim camiamızın müstesna elemanları olan değerli müdürlerimiz ve değerli öğretmenlerimiz!..
Siz evlatlarımızın geleceği için her türlü fedakarlıkta bulunan değerli velilerimiz!..
Geleceğimizin teminatı, siz sevgili gençler!..
Gözlerinde Türkiyemizin aydınlık günlerinin parıltılarını gördüğüm sevgili çocuklar!..
Bugün başlayacak olan 2025 - 2026 eğitim – öğretim yılının milletimize, vatanımıza, siz gençlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, hepinize en kalbi duygularımla başarılar diliyorum.
Eğitim öğretimin bizzat içinde yer alan ve beyinlere, gönüllere, ruhlara şekil veren, insan mimarı olan değerli öğretmenlerimiz!
Hepimiz biliyoruz ki, çocuklarımız ilk ilhamı ana-baba kucağından, sonra okuldaki öğretmenlerinin dilinden, vicdanından, terbiyesinden alır. Bu husustaki tek ölçü de Atatürk ve onun düşünceleri olmalıdır. Hedefimiz, onun gösterdiği hedefler olmalıdır.
Atatürk’ün direktifleri şudur:
“Millî eğitimin gayesi, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil; daha çok, memlekete Cumhuriyetçi, inkılâpçı, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, iradeli, atılgan, karakterli, ahlâklı, dürüst düşünceli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli karakter sahibi, olumlu, gençler yetiştirmektir.”
Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 1. maddesi de aynen şöyledir:
“Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin millî, ahlakî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren yurttaşlar olarak yetiştirmek;
Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.”
“Okul, genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir.” (Atatürk – 1923)
Değerli eğitimciler!
Görevimiz; ilme saygılı, bilgili, hoşgörülü insanlar yetiştirmektir.
Amacımız; mutlu, huzurlu, kendisiyle ve herkesle barışık; kardeşçe, hakça paylaşımın olduğu özlenen Türkiye’yi birlikte gerçekleştirmektir.
Sevgili gençler!
Mikroskobun bulunmadığı bir dönemde, Pastör’den yüzlerce yıl önce, mikrobu bulan büyük Türk bilgini Akşemseddin için “Zamanımda Akşemseddin gibi bir âlimin bulunmasından duyduğum mutluluk, İstanbul’un alınmasından duyduğum mutluluktan daha az değildir.” der Fatih Sultan Mehmet.
Yine, hocasının atının ayağından sıçrayan çamura “Benim için en büyük nişanedir, şereftir.” diyerek büyüklüğünü göstermiş, hocasına verdiği değeri en açık bir şekilde dile getirerek onu bilgi âleminin en mukaddes tahtına oturtmuştur.
Ayrıca, büyük astrolog ve matematikçi Ali Kuşçu’yu davet eden Fatih’in, Kuşçu’yu, Osmanlı sınırından İstanbul’a kadar büyük bir merasimle kabul etmiş olması ilme, âlime verilen değerin en güzel örneklerinden biridir.
Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi, yükselmenin ilk şartı ilim yapmak, ilim adamlarına sahip çıkmak ve saygı duymaktır.
Günümüz dünyasında da yaptığı çalışmalarla adından bahsedilen ve örnek olan pek çok ilim insanımız yaptıkları bilimsel çalışmalar ve uygulamalarıyla Türk’ün beyin gücünü ispat etmişlerdir.
Şimdi sizlere yaptıkları olağanüstü çalışmalarla adından söz ettiren birkaç Türk bilim insanının adını zikredeceğim.
Cahit Arf: Matematik, cebir ve geometri alanında çok başarılı çalışmalar yapmıştır.
Aziz Sancar: DNA onarımı üzerine çalışmalarıyla 2015’te Nobel Kimya Ödülü almıştır.
Hulusi Behçet: Adıyla anılacak olan ‘Behçet Hastalığı’nı tanımlayan ilk tıpçıdır.
Fuat Sezgin: Bilim Tarihi - İslam dünyasındaki bilimsel gelişmeleri belgelemiştir.
Oktay Sinanoğlu: “Türk Aynştayn’ı” olarak anılan ve çok genç yaşta Profesör unvanı alan, birçok ödülün sahibi, çok yönlü bir bilim insanımızdır.
Dünden bugüne, adı minnet ve şükranla anılacak nice bilim insanımızın olduğunu hatırlatırım.
Ayrıca günümüzde, gençlerimize yönelik şenlik havasında gerçekleştirilen Teknofest faaliyetleri ve bu faaliyetlerde bilimsel mahiyetteki uygulamalı yarışmalar, Türk yüzyılının temellerini oluşturmakta, geleceğimize ve gençlerimize olan inancımızı, güvenimizi artırmaktadır.
Zira gençler geleceğimizdir.
Yarınlarımız sizlerle şekillenecek, gelişecek ve kalkınmış, müreffeh, daha ileri bir ülke olmamız sizlerin sayesinde gerçekleştirilecektir.
Sevgili gençler!
Küreselleşen dünyada ilim çağını yakalamak ve ilme Türk damgasını vurmak siz gençlerimizin gönülden ve gayretli çalışmalarıyla gerçekleşecektir.
Bundan sonra da Türk ilim adamlarının ilme öncülük ettiklerini, yön verdiklerini görmek hepimizin ideali olmalıdır.
Türklük gurur ve şuuru ile yetiştikçe, kendimize güvendikçe başaramayacağımız hiçbir şey yoktur.
İşte bu şuuru sizlerde görüyor, Türkiyemizin, milletimizin geleceğinin çok parlak olduğuna inanıyorum.
Sayın veliler!
Hepimizin umudu, hepimizin geleceği olan çocuklarımızdan maddi ve manevi desteklerinizi esirgemeyiniz.
Hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyor, yeni eğitim - öğretim yılında başarılar diliyorum.
Hikmet Çiftçi
16. 09. 1996’dan 2025’e
(Kısmen günümüze uyarlanmıştır.)
5.0
100% (2)