Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
mustafa ertürk
mustafa ertürk

Zül Şirin Masalından

Yorum

Zül Şirin Masalından

0

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

147

Okunma

Zül Şirin Masalından

’Mücahit’i Tanıyor musun’ yazısı düşmüş olduğunu
gördüm sayfama.
Bir şeyler yazmam isteniyordu. Canıma minnetti!
’Tanımaz olur muyum !’ tam otuz yıllık ağabeysi gibiyim …
‘ Mücahit
’adı üstünde savaşçı. dağlarda kurtla kuşla, şehirde ar’sızla
puştla uğursuzla savaşır benim aslan kardeşim!
Selam olsun sana ey dağların rüzgar sesi,
Çarpışan ak kara bulutların çarpısıp gürlemesi...
Gizi, gizemi aramızda olan bir Zülşirin masalımız vardı.
Bir gün Filozof - Büyük İskender’e gölge etme diyen;
diyebilen- bizim Sinoplu DİYOJEN ile karşılaştık,
elini öptüm derdimi anlattım,
“Kolay, dedi, kolay!” yüreğim ağzımdan çıka yazdı!

‘Haydi! dedi, haydi’ kendi yitiğini bırakıp, benim yitiğim için,
O önde bir elinde feneri ‘ adam arıyorum ,adam...!’ söylenerek...
Ben de içimden ‘zülşirin, zülşirin…’ diye diye... aranıyoruz;
Vara vara varmış olduk bir bahçeye ki bahçe değil bir gülistan.
Çiçek kokuları, kuş sesleriyle koca bir alem…
Bir de tutturmasın mı inceden bir yağmur eylül yağmuru...
Köşe bucak arıyor, aranıyoruzzzz! Derken:
“ Burada, buradaaaa!..” diyor bana sesleniyordu filozof.
Vardım ,’ hanı, hanı nerede, nerede!!’ diyecek oldum da,

" İşte görmüyor musun!” deyip feneriyle Gökkuşağını gösteriyordu ki:
’ Kafayı mı yedi ne ’ diye içimden geçeni okumuş olmalı ki, kızdı çıkıştı
“’ Bak da gör işteee!..Gök yüzüne ağmış, renk renk gelinliği içinde,
O da seni bekliyor olmalı…”
Hala bir şey anlamadığımı, şaşkınlığımı görünce:
“ Bunda şaşılacak ne var... Sen onu bu güzellikte hayal etmiyor muydun..
öyle olmasaydı yıllardan beri arar durur muydun... işte hayal ettiğin güzelliği ile
göğe ağmış karşında duruyor! Haydi yürü git kucakla!.. “ dedi emir buyurdu.
Fenerini sallayıp Gökkuşağını gösterdi.
. Yağmur hala çiseliyordu...İnandım. Koca filozof hem de Diyojen nasıl inanılmaz...
Heyecandan uçacak ya da düşüp bayılacak gibiyim...
Ben gidiyorum Gökkuşağı çemberi gidiyor, ben gidiyorum, o… Yakalamak,
hele kucaklamak...
Yaradılıştan beri kime kısmet olmuş ki bana olsundu. Gide gide yoruldum.
Bir güz çiçeği yaprağına gökkuşağı renginde olan ıslak kanatlarıyla konmuş,
benim gibi yorgun bir kelebek görmeyeyim mi... Elimin üstüne aldım
’ buldum Hocam buldum!..’ diyor bağırıyormuşum.
Hanım uyardı… ‘hayr ola neyi buldun hocan kim…!’
. Bilgisayarın başındaydım ekran açıktı görüntün karşımdaydı!

Edebiyat defteri sayfam





Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zül şirin masalından Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zül şirin masalından yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Zül Şirin Masalından yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL