0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
214
Okunma
Kuran denilince dini darların.
düşüncelerinde,
Allah’ın insanlığa mesajı ya da bize sunduğu,
Hayat tarzı değil de,
Ölü kitabı, mezar kitabı, mevlit kitabı ya da dua kitabı anlaşılıyorsa,
Hatta Kur’an denilince akla ahenkli biçimde okunan ve mest olunan bir şiir, veya şarkı, akıllarına geliyorsa!
Kuran’ın ilahi bir mesaj ve yasa kitabı olduğunu bilen.
İlahiyatçılar ve tarikatlar ise O’nu uygulamaktan çok;
O’nun üzerinden bir paye ve konum kazanma yoluna gitmişlerse.
Neticede on dört asırdan beri,
Kuran’ın ne olduğuna karar verememiş bir Müslümanlık.
Yaratan’ı zerre kadar önemsemeyen,
O’na inanmayan ama inanıyormuş gibi yapan şuursuz bir güruhtan başka bir şey değilse.
Oysa İslami zihin, bilgi ister, evrensel bakış ister, bağımsız düşünme yeteneği ister,
ve en önemlisi biraz da bunları elde ettirecek akıl ister...
Ezberi olan, Bir fikre körü körüne bağlı olan,
Geleneksel anlayışından ödün vermeye yanaşmayan,
Geleceği yorumlamaktan korkan,
Yaşadığı olumsuzlukların nedenini arama zahmetine girmeyen,
Kendi öğretisinin dışında bir yorum getirenleri lanetleyen ve aşağılayan,
Hurafelerle dolu öğretisindeki kusurları örtmek için.
Bin bir bahane uydurmayı adet haline getirenlerin,
“Her şeyimiz iyi de biz ve bizim gibi olanlar niye böyleyiz?”
sorusunu kendine bir defa bile sormamış olanlar.
ve bu bağlamda neden-sonuç ilişkisini yaşam tarzı olarak benimseyemeyenler.
Bu davetimizin muhatabı değillerdir.! xkx