0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
225
Okunma
Merhaba sayfa arkadaşlarım
Öncelikle 30 ağustos zafer bayramımızı kutlarım.Geceleyin yüklemeye çalıştım olmadı herhalde yoğunluk vardı yazdığımı kayıt ederken sürüklenerek başka not ettiğim konuların dışına çıkıyorum yüzde doksan not ettiklerimden kopmadan konuya devam ediyorum .Geceleyin yaptığım eklemeler şimdi olmayacak muhtemelen attığım başlık aklıma gelirmi bilmem.Gündem ile fazla alakam olmaz kendi gündemimi takip ederim yıllardan beri haber dinlemem sebebi hem sayın Erdoğan hemde sayın Kılıçdaroğlu, gelişmeleri ara ara sosyal medyadan takip ederim kendi istediğim haberi dinlerim.
Geçmişte bir diziyi takip ettim diriliş Ertuğrul sonraki benzeri dizilerden gına geldi.Benim için yeterliydi merak ettiğim bilgiye telefondan ulaşıyorum zaten doğru tarihi bilgi vermiyordu sadece merak uyandırıyordu araştırmam için gerçek olsada sağlamasını yapmak gerekiyordu.
Ana konumuza dönecek olursak sayın Erdoğanı sürekli dinlemeye gerek yok etrafta yeterince yayın organı var.
Sözü sündürmeyede gerek yok çünkü eyyy dedimi her kıtada duyuluyor.Haberimiz oluyor avrupa titriyor nasıl haberimiz olmasın.Sayın Kılıçdaroğluna gelince evlere şenlik yaşına hürmeten artık evinde oturmasını dilerim.
Aklımda kaldığı kadarı ile 200 km gitmiştim hayır oyumu vermiştim ,son Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar sandığa gitmemiştim çevremin gayretleri ile sandığa gittim acaba belki diyerek gidişattan hoşnut değildim halende değilim neyse parti oyumu verdim başka partiye mecburen kıza kıza belki diyerek saın Kılıçdaroğlunu tercih ettim.
Bu sefer 50 km mesafeye gitmiştim
Kimseyi kandırmayalım Cumhurbaşkanlığı sistemi tek adamlık sistemidir aksini iddia edebilir savunabilirsiniz bunu yapacağınıza eminim. Sayın Erdoğandan fazla savunur ve iddia edersiniz taki Erdoğan yanlıştı diyene kadar.Normal süre iki dönem idi aşağıdan yukarıdan ,sağdan soldan bakın sayın Erdoğanın son dönemidir,aksi iddialar tıpkı 367 kararı ile aynı yöndedir siyasi hülledir.
Bu gibi tutumlar tek adamlığın itirafıdıve sayın Erdoğanla son bulacaktır, yine istikrar diyeceksiniz valla kişisel istikrarlar son bulur görüşündeyim. Şimdiye kadar istikrar varmıydı durduğunuz yere baktığınız pencereye göre değişir.Şükür başsız kalmadık istikrarlı bir şekilde istikrarsızlığı yaşadık .Mesela kutuplaşma ,adam katırmanın dibini gördük,siyasetten zenginleşme,yoksullaşma bu açıdan bakarsak istikrar vardı.Dediğim gibi istikrar vardı.
Benim durduğum yer Atatürk’ün bıraktığı emanet üzeredir değişmedi bu emanet Ülkem yani partim, Devletim,Anam ,Babam Önderimmi dersiniz Başbuğummu dersiniz kabulümdür tek örnek aldığım liderim.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Boşuna uğraşmayın laf ile peynir gemisi yürümüyor.
Öncelikle şunuda hatırlatayım yurtta sulh cihanda sulh ,komşu ülkelerin toprak bütünlüğünede saygılıyım.Şunu diyeceğim küçük minik bir istek 1 cm² toprak hariçten resmi olarak Türkiye Cumhuriyetine katılabirmi? Epeyde uzun zaman geçti lozan bitti vs.katayım derken işler satayıma döndü
Midyata pirince gideyim derken evdeki bulgurdan olamadan bahsediyorum.
Gelmekte olan hiç iyi görünmüyor aynanı arka yüzü saklanıyor bize gösterilen ipin ucu ile kuyuya inilmez diyeceğim bir adamın ipi ile kuyuya inilmez devletin organları kurumları etkili çalışmalı çalıştırılmalı çalıştırılacak.
Selamlar