1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
124
Okunma

“Dürüst duyarlı insanlar sessiz kalırsa;
Meydan bencil, bilgisiz, zalim, kötü niyetli yöneticilere kalır”
(Nelson MANDELA)
Sevgili okurlarım!
Milli bayramların içinde en önemlisi 30 Ağustos Zafer Bayramıdır. Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in Başkumandanlığında zaferle sonuçlanan “Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anmak için kutlanan bayramdır.
Milli bayramlarımız arasında, 30 Ağustos Zafer Bayramının farklı bir yeri var. Osmanlı İmparatorluğunun çöküş
sürecinde, milletimizin yeniden diriliş varoluş mücadelesinde, milletimizin gücünün ortaya koyulması bakımından Zafer Bayramı büyük anlam ifade eder.
Emperyalist işgal birliklerinin ülke sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos, düşmana karşı
kazanılan zaferle, sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil etmesiyle Türk Ulusunun tarihinde ayrı bir yeri vardır.
Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Mustafa Kemal’i Başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anmak için kutlanan bayram. 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” yıllardır Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Dış Temsilciliklerimizde coşkuyla kutlanmakta.
Milli bayramlarımızın önemi bilelim. Günümüzde belli kesimlerce Türk Milletini Milli Bayramlarından soğutmak için, bazı uygulamaların yapıldığına tanık olsak da; Her ne sebep gösterilirse gösterilsin, gerek kutlama şeklinde gerekse Milli bayramların özünde yapılacak değişikliği Türk Milleti asla kabul etmeyecektir.
Alışık olduğumuz Diyanetin Dini Bayramlar, Kandil Mevlitleri, Cuma Hutbelerinde, özellikle milli kurtuluş günleri savaşları anarken ATATÜRK’ten hiç bahsetmeme onun kahramanlığı, komutanlığı, önderliği , devletin kurucusu sıfatını hiç görmezlikten gelme uygulamasına birde güzide kurumumuz Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) katıldı. Emniyet Genel Müdürlüğünün (EGM) sayfasında son paylaşımda, Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz’un 103. yılında skandal bir paylaşımda Atatürk’ü silmesine, ATATÜRKSÜZ Zafer Bayramı Kutlama görsel yazısına tepkiler bir çığ gibi büyüdü. Görselde yalnızca İsmet Paşa ve Mehmetçik bırakılırken, metinde de Atatürk’ün adı dahi geçmedi.
Benim gibi sağ duyulu vatandaşlarımızın Cumhuriyetçi Atatürkçü kesimin tepkileri karşısında Emniyet Genel Müdürlüğü sayfasında 30 Ağustos zafer Bayramı Kutlamalarında görsel resmi değiştirmek zorunda kaldı .Ve yeniden koyduğu anma görselinde bu kezATATÜRK resimli paylaşım yer aldı. Bu durum beni ve benim gibi milyonlarca ATATÜRK’e gönülden bağlı sağ duyulu vatandaşlarımızı derinden üzdü.
Şimdi aklımıza gelen soru; “Atatürk’ün resmini neden sildiniz? Bu sorulara ilgi kurumun derhal cevap vermesini bu ülkeye kurumlara yasalara bağlı Türk Vatandaşları bizler hep birlikte bekliyoruz. Onca şehidimizin katili olan zatı, PKK’nın kurucu önderi olarak gören saygı duyanların, Türk Ulusunun gerçek önderi olan Kurtuluş Savaşımızın Kahramanı Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin kurucusunu YÜCE ÖNDER ATATÜRK’ü Zafer Bayramı anma programı görsellerinde çıkarmaya kalkanları bu millet asla unutmayacaktır.
30 Ağustos Zafer Bayramı, hangi şartlarda kimlere karşı mücadele verilerek kazanıldı? Geçmiş tarihi bir kez daha gözümüzün önünde canlandırır, hatırlar isek;
Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce devletimizin adı Osmanlı İmparatorluğu idi. Osmanlı Devleti Osman Bey tarafından 1299 da Söğüt de kuruldu. Osmanlı devletini 624 yılda 36 padişah yönetti. Son padişah ise Vahdettin idi. Üç kıtaya hâkim oldu, döneminin en güçlü devleti idi. Osmanlı Devleti kuruluşundan sonra uzun süre mutlakıyet ile yönetildi.
1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edildi. Osmanlı Devletinin kuruluş, yükselme, duraklama, dönemleri sonunda çöküş dönemi aşamasında, Osmanlı Devletini hasta adam ilan ederek, biran önce yok oluşunu gerçekleştirmek için, yurdun dört tarafından saldırıya geçen emperyalist güçlere karşı, (Çoğu bugünün AB üyesi ülkeler ) kurtuluş savaşı mücadelesinde, TBMM meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. “Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü”nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu’da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar’a büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına: “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün atandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” emrini verdi. Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal’e “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verildi.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı. 1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı”. İstanbul’daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922 de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos’ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis’te vardı. Bu savaş, Atatürk’ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922 de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline “dur” diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos gününü, içerde ve dışarda TÜRK MİLLETİ düşmanlarına karşı dimdik ayakta durarak,
bayram olarak coşkuyla kutluyoruz.
Geçmişte olduğu gibi, bugünde Milli bayramlarımızı sahiplenelim. Canımız kanımız kırmızı beyaz, ay yıldızlı bayrağımızı alalım, arkadaşımız, eşimiz, çocuğumuz ile hep birlikte meydanları dolduralım. Atatürk, Atatürkçülüğe, Cumhuriyete düşman kesime, Cumhuriyetin iç ve dış düşmanlarına darbeci zihniyetine, gücümüzü bir kez daha milletçe gösterelim.
Bu yılda Zafer Bayramını, Türkiye’yi bölmeye çalışan iç ve dış tehdit unsurlarının olduğu, yurt dışında sınır komşumuz Suriye’de iç savaşın, dost müttefik ülke Ukrayna’nın Rusya tarafından topraklarının işgalinin sürdüğü bir ortamda dünya güçlerinin ve Türkiye’nin de yer aldığı bölgede , halen kalıcı sulh barışın sağlanmadığı , zor bir dönemde kutluyoruz.
Zafer Bayramında, atamızın bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetinin değerini, önemini bir kez daha kavrayarak, yaşadığımız topraklarda Türk Kürt Arap Ümmetçilik fikriyle değil, TÜRK ULUSU birleştirici şemsiyesi üniter yapısı altında , Milli Bayramlarımıza, Milli Değerlerimize, Türklüğümüze Atatürk’ ün İlke ve İnkılâplarına sahip çıkarak, zaferlerin,
Cumhuriyetin, ulusumuz için değerini çocuklarımıza gençlerimize anlatarak, Milli Bayramlarımızı her yıl daha bilinçli kutlayarak, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ilelebet yaşatmak dileğiyle…. ATATÜRK’ÜN KAHRAMAN TÜRK ASKERİYLE
KAZANDIĞI 30 AĞUSTOS ZAFERİNİN BAYRAMI OLAN “30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI “ TÜRK ULUSUNA KUTLU OLSUN...
Sakarya, İnönü’de savaştık hiç durmadan,
Nefes alınmadı, aziz vatan kurtulmadan,
Önde altın saçlı, sert bakışlı, başkumandan,
Yaşlı genç hep bir, düşmanı attık yurdumuzdan.
*
Bugün ay yıldız sevinçle doğuyor yurduma,
Düşmanı, uğratma vatanıma toprağıma,
Yarab, tekrar al kan yazdırtma, al bayrağıma,
Her zaman Türk Zaferi çınlasın kulağıma.
Otuz Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun,
Türk Milleti tarihi zaferlerle hep dolsun..
Şiir :Erdoğan KIRMIZIOĞLU ( “30 Ağustos Zafer Bayramı “ Şiirinden
alıntı 2 dörtlük.)
Hoşça kalın!
Atatürk’ün Türkiye’sinde sağlıcakla kalın!
Erdoğan KIRMIZIOĞLU
Antalya Güncel Gaz. Köşe Yazarı
Gazete köşe yazısı
5.0
100% (1)