3
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
257
Okunma

Demokrasinin en temel gerçeği budur, Millet, kendi iradesini sandığa yansıtır ve temsilcilerini seçer. O temsilciler de sadece kendilerini değil, oy veren milyonları temsil eder. Bu basit gerçeği unutan her siyasetçi, emaneti taşıyamamış demektir.
Bugün gelinen noktada görüyoruz ki bazı vekiller, milletin sırtına yüklediği emaneti taşımak yerine makamın imkanlarına sığınmayı tercih ediyor. Koltuğu bir sorumluluk değil, ayrıcalık olarak görenler çoğaldıkça, milletin iradesi küçülüyor, siyasetin itibarı zedeleniyor.
Oysa vekil olmak, millete hakaret etme, tepeden bakma, makamını güç gösterisi için kullanma hakkı vermez. Tam tersine, vekil sıfatı bir insanın sorumluluğunu kat kat artırır. Çünkü her söz, her davranış, her tutum sadece şahsı değil; temsil edilen milyonları bağlar. Ama bazıları, millet adına seçildiğini unutup, milletin üstünde bir yerdeymiş gibi davranıyor. İşte emanete ihanet tam da burada başlıyor.
Seçim meydanlarında halka verilen sözler, Meclis kürsüsünde edilen yeminler, mazbata alındığında duyulan gurur… Hepsi kısa sürede unutuluyor. Yerini ayrıcalık peşinde koşan bir anlayış alıyor. Sonra da millet, vekillerinin kendileri adına değil, kendi keyfi için orada olduğunu acı tecrübelerle görüyor.
Bugün siyasetin en büyük açmazı da ne yazık ki budur. Koltuk uğruna milleti unutmak. Oysa koltuk emanettir, makam emanettir, yetki emanettir. Milletin emanetini taşımak, şeref ve vakar ister. Vekil olmak, millete hesap vermeyi göze almak demektir. Fakat emaneti unutanlar, ne millete hesap verebilir ne de tarihe karşı yüzü ak kalabilir.
Unutulmasın ki Millet emaneti verir ama zamanı gelince geri alır. Sandık, yalnızca yetki veren değil, yetkiyi geri çeken de bir mekanizmadır. Tarih, emaneti taşıyamayan nice siyasetçinin bir sonraki seçimde un ufak olup gittiğinin şahididir.
Son söz olarak şunu belirtmeden geçemeyeceğim unutmayın ki o makamlar geçicidir, şatafat geçicidir esas ve asıl kalıcı olan, millete sadakattir.
Milletin emanetini taşıyamayanlar, günü kurtarsalar da yarını kaybetmeye mahkumdur.
*
Mehmet Demir
26825