0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
135
Okunma
Son 20 yıldır neredeyse hepimiz birçok şeyden şikâyetçiyiz. Özellikle enflasyon, fiyat artışları ve ekonomik sorunlar… Bazı ürünlerin birkaç yıl içinde 5–10 kat pahalanması bu durumu tetikliyor.
Çoğumuz bu sıkıntıyı başkalarına yüklüyoruz: “Yönetici yanlış yaptı, firma hatalı, dış güçler etkili oldu…” diyoruz. Ama bana kalırsa asıl sorumluluk bizde. Çünkü her insan, hak ettiği yaşamı deneyimler; her devlet, hak ettiği yöneticiyi bulur.
Yöneticiyi seçerken onu kendimizden bildiğimiz için seçiyoruz, iyi niyetli ve kaliteli olduğunu düşündüğümüz firmalardan alışveriş ediyoruz. Halbuki bazı firmalar, göründüğü kadar kaliteli olmayabilir. Biz bunları fark etsek de etmesek de seçimlerimiz sonucunda sistem böyle şekilleniyor.
Eğer bugünkü durumları değiştirmek istiyorsak, önce kendimizi değiştirmeliyiz. Bilinçli, sorgulayan ve ahlaklı bir halk olmalıyız. Toplumsal olarak bilinçli ve sorumlu bir kitle olsak, ekonomik ve toplumsal sorunlar çok daha az yaşanırdı. Ama ne yazık ki, çoğumuz kısa vadeli düşüncelerle hareket ediyor, yüzeysel tepkiler veriyoruz.
Kendimizi değiştirmeden, sadece dışarıdan birinin gelmesini bekleyerek sorunları çözmemiz mümkün değil. Kendi distopyamızın içinde kaybolup durmamalıyız; bizi bu kaos ortamından kurtaracak “mavi gözlü bir adam” yok. Önce kendimizi geliştirmeli, olgunluğa erişmeli ve kendi distopyamızı ortadan kaldırmalıyız. Öyleyse sorumluluk bizde. Kendimizi geliştirmeli, daha makul ve bilinçli bireyler olmalıyız. At gözlüklerimizi çıkarıp dünyaya objektif bakmalı, kendi distopyamızdan çıkmayı öğrenmeliyiz.
Not: Bu yazının amacı kimseyi aşağılamak, galeyana getirmek veya hakaret etmek değildir. Tüm metin, bireysel ve toplumsal sorumluluğu vurgulamak ve düşünceyi sorgulamak üzerine yazılmıştır.
5.0
100% (1)