Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
MuratKEREMk
MuratKEREMk

Her Biri Kendi Yörüngesinde Akıp Gider: Kozmos, Kader ve İnsan

Yorum

Her Biri Kendi Yörüngesinde Akıp Gider: Kozmos, Kader ve İnsan

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

182

Okunma

Her Biri Kendi Yörüngesinde Akıp Gider: Kozmos, Kader ve İnsan

Her Biri Kendi Yörüngesinde Akıp Gider: Kozmos, Kader ve İnsan

Yazar: Murat Kerem

Gecenin en karanlık anında göğe bakan bir insan, yıldızların milyonlarca ışık yılı öteden aynı düzenle parladığını görür. Sabah olduğunda ise güneş, dakik bir hassasiyetle doğar; günler, aylar ve mevsimler birbirini hiç şaşmadan takip eder. Bir takvim yaprağını koparmak bile aslında bu ilahî düzenin küçük bir parçasına tanıklık etmektir. Her şey bir yörüngede, bir çizgide, bir plan ve program içinde akmaktadır.

Kur’ân-ı Kerîm’in Yâsîn Sûresi’nde geçen şu ifade, hem göklerin sırlarını hem de insanın yolculuğunu bir kelimeyle özetler:
“Her biri bir yörüngede yüzmektedir.” (Yâsîn, 36/40) (1)

Âyetin Arapça aslındaki “ve kullun fî felekin yesbehûn” ifadesi, sadece gök cisimlerinin hareketini değil, hayatın kendisini anlatır. Ne güneşin aya yetişmesi mümkündür, ne de gecenin gündüzü geçmesi. Her şey, Allah’ın takdir ettiği çizgide, kendi yolunda, kendi yörüngesinde…

Kozmik Ahenk

İbn Kesîr, bu âyeti tefsir ederken şöyle der: “Hiçbir yıldız, güneş, ay veya gezegen başkasının yoluna girmez; her şey O’nun kudretiyle düzen içinde döner.” (2) Fahreddin Râzî ise bu düzenin, matematiğiyle ve hikmetiyle Allah’ın kudretini ilan ettiğini vurgular (3).

Bugün astronomi de aynı hakikati tekrarlar: Güneş, Samanyolu galaksisinin merkezinde saatte yaklaşık 800 bin km hızla döner; Ay, Dünya’nın etrafında dolaşırken aynı zamanda Güneş’in cazibesine kapılır. Modern gözlemler bize gösterir ki hiçbir gök cismi bir defa geçtiği yerden tam olarak aynı şekilde geçmez. İngiliz astrofizikçi Fred Hoyle bunu “muhteşem bir saat mekanizması”na benzetmiştir (4). Einstein ise evrenin bu matematiksel düzenine hayran kalarak “Tanrı zar atmaz” sözünü dile getirmiştir (5).

Bugün şehirde trafik ışıklarını düşünelim: Kırmızıda duran araçlar, yeşilde akan kalabalık, her birinin kendi şeridinde akması… Bir araç kendi yolunu bırakıp başkasının yoluna girse düzen bozulur. İşte göklerin düzeni, milyarlarca cismin aynı anda hareket etmesine rağmen hiç çarpışmamasıyla daha muhteşem bir ahenk sergiler.

Aynı durumu günlük hayatımızda da görebiliriz: Bir metro seferi saniyesi saniyesine işler; gökyüzündeki kuşlar bile sürü halinde belli bir uyumla uçar. En küçük daireden en büyük daireye kadar, varlık âleminde şaşmaz bir ritim vardır. Bu düzen bize şunu fısıldar: Kozmos tesadüflerin değil, kudretin eseridir.

İnsanın Yörüngesi

Bu sır yalnız göklere mahsus değildir. İnsan da bir yörüngededir. Sabah kalktığımızda yüzümüz, saçımız, hatta düşüncelerimiz bile bir gün öncekinden farklıdır. Bedenimizdeki hücrelerin çoğu sürekli yenilenir, kan dolaşımı her an değişir. Psikolog William James’in dediği gibi:
“İnsan aynı ırmakta iki kez yıkanamaz; çünkü hem ırmak değişir hem insan.” (6)

Doğduğumuz andan öldüğümüz ana kadar hayatımız tekerrürsüz bir akıştır. Bediüzzaman Said Nursî bu gerçeği şöyle ifade eder:
“Zaman, ip üzerine dizilmiş taneler gibi eşyanın geçişini gösterir. Her an yenilenir, bir daha geri dönmez.” (7)

Bugün sosyal medyanın “anılar” kısmında karşımıza çıkan bir yıl önceki fotoğraf bile bunu hatırlatır. O günkü yüzümüz, duygumuz, düşüncemiz artık yoktur; yeni bir biz vardır. Dün yediğimiz yemek, dün aldığımız nefes, dün düşündüğümüz hayaller bugüne taşınmaz; her gün yeni bir defter açılır. Demek ki insanın yörüngesi sadece biyolojik değil, aynı zamanda ruhî ve manevî bir akıştır.

Kaderin Haritası

İnsan kendi yörüngesinde akıp giderken kader de bu yolculuğun gizli haritasıdır. Risale-i Nur’un 26. Söz’ünde kader şöyle açıklanır:
“Kader, ilim nev’indendir; ilim ise maluma tâbidir.” (8)

Yani Allah, bizim tercih edeceğimizi ezelde bilir; fakat bu bilgi bizi zorlamaz. Tıpkı bir öğretmenin öğrencisinin sınavdaki cevabını önceden bilmesi gibi; öğrencinin özgürlüğünü elinden almaz.

Fethullah Gülen Hocaefendi de bu hakikati şöyle dile getirir:
“Kâinat baştan başa bir düzen içindedir. Her yıldız, her insan, her zerre kendi yörüngesinde akıp gider. İnsan da bu düzenin bir parçasıdır; fakat imtihanı vardır. Ona düşen, kendi yörüngesini kulluk bilinciyle değerlendirmektir.” (9)

İşte kader, bu yörüngenin görünmez haritasıdır: İnsan yürür, Allah ise yolun nereye çıkacağını ezelden bilir.

Halk-ı Cedîd

Allah, Rahmân Sûresi’nde “O, her an bir iştedir” (Rahmân, 29) (10) buyurur. Yani varlık, her an yeniden yaratılmaktadır. Modern bilim de buna işaret eder: Atom altı parçacıklar sürekli doğar ve kaybolur, enerji daima dönüşüm halindedir. Fizikçi Max Planck, “Maddenin özü, Allah’ın kudret elinde bulunan enerjidir” diyerek bu gerçeğe dikkat çekmiştir (11). Tasavvuf büyükleri ise buna “anbean tecelli eden kudret” demiştir (12).

Her saniye yeni bir yaratılış, her nefes yeni bir başlangıçtır. İnsan bunu fark ederse, her anını Allah’a yönelme fırsatı olarak görür.

İbret ve Ders

Peygamber Efendimiz (s.a.v), güneş ve ay tutulmalarında sahabeye şu dersi vermiştir:
“Güneş ve Ay Allah’ın iki âyetidir. Ne bir kimsenin ölümüyle ne de hayatıyla tutulurlar. Onları gördüğünüzde Allah’ı zikredin.” (13)

Yani gökyüzüne bakmak, kalbe Allah’ı hatırlatmalı; gündelik hayatta da bu farkındalık sürmeli. Tıpkı bir trenin rayında akıp gidişi gibi, biz de kendi yörüngemizde ilerliyoruz. Ancak rayları döşeyen, istikametimizi belirleyen Allah’tır. Göğe bakıp Allah’ı unutan, aslında göğün mesajını da kaybeder.

Güneş nasıl ayın yoluna girmezse, gece de gündüzü geçmezse, insan da başkasının yörüngesinde değil, kendi yörüngesinde akıp gider. Göklerin düzeni, yıldızların akışı, zamanın devinimi ve insanın ömrü aynı hakikati haykırır: Her an yeni bir yaratılış, her an taptaze bir başlangıç.

Bu yüzden her günümüz, bir daha geri gelmeyecek eşsiz bir imkândır. Bir öğrenci için sınavdaki bir dakikanın kıymeti neyse, bir anne için yavrusunun gülüşü ne kadar değerliyse, bir esnaf için kazandığı helal lokma ne kadar önemliyse, insan için her nefes de öyledir. Her an, Allah’a yöneliş için verilmiş bir hediyedir.

Ve hakikat şudur:
Kendi yörüngesinde akıp giderken, o yörüngeyi Allah’a kullukla taçlandırmak, insana verilmiş en büyük şereftir.

Kaynakça
1. Kur’ân-ı Kerîm, Yâsîn Sûresi, 36/40.
2. İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, Yâsîn 40 tefsiri.
3. Fahreddin Râzî, Mefâtihu’l-Gayb, Yâsîn 40 tefsiri.
4. Fred Hoyle, The Nature of the Universe, Harper, 1950.
5. Albert Einstein, “Der Alte würfelt nicht.” (Tanrı zar atmaz).
6. William James, The Principles of Psychology, 1890.
7. Said Nursî, Sözler, 26. Söz (Kader Bahsi).
8. Said Nursî, Sözler, 26. Söz, kaderin ilim nev’inden olduğu izahı.
9. Fethullah Gülen, Prizma, Nil Yayınları.
10. Kur’ân-ı Kerîm, Rahmân Sûresi, 55/29.
11. Max Planck, Where is Science Going?, 1932.
12. Abdülkadir Geylânî, Fütûhu’l-Gayb, tecelli bahisleri.
13. Buhârî, Sahîh, Küsûf, 1.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Her biri kendi yörüngesinde akıp gider: kozmos, kader ve insan Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Her biri kendi yörüngesinde akıp gider: kozmos, kader ve insan yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Her Biri Kendi Yörüngesinde Akıp Gider: Kozmos, Kader ve İnsan yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL