2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
186
Okunma
Buda Benim Hikayem
Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilmiyorum… Herkesin çocukluğunda, yıllardır dinmeyen ve içini kemiren bir yarası vardır. İşte benim yaramın da küçük bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.
Biz beş kardeştik; üç kız, iki erkek. Köyde yaşayan bir aileydik. Babam gurbetteydi, annem ise beş çocukla ilgilenen, çalışan ve imkânları ölçüsünde her ihtiyacımızı karşılamaya çalışan bir köy kadınıydı.
Eskiden çocuklar el üstünde büyütülmezdi. Hele kız çocukları… Erkek çocukları hep daha üstün görülür, kızlar ise bir adım geride kalırdı. Ben de o yıllarda büyüyen bir kız çocuğuydum.
Babam çok sert bir adamdı. Bizi yanına yaklaştırmazdı. Bizim için baba, hep korku demekti. Çünkü annem de sürekli öyle öğütlüyordu: “Bak, baban gelecek… Baban görmesin… Baban duymasın…”
Babam eve geldiğinde, bir divanımız vardı. Beş kardeş boncuk gibi dizilirdik oraya. Babam tek tek çağırır, sorular sorardı. Yanlış cevap veren tokat yerdı ve yerine oturtulurdu. Biz de yerimizden kalkmak istediğimizde annemize sorardık; annem “Babam izin verirse kalkabilirsiniz” derdi.
SİLEZYA
5.0
100% (3)