0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
114
Okunma
Galile ne demiş;
“Dünya dönüyor !” demiş
demiş de naneyi yiyesi olmuş
Ferman gelmiş:son söz yrine
“ Peki!.. Dönmüyor’ demiş
Bağışlanınca gülmüş.sorulunca:
“Ben desem de demesem de!”
durmadan dönüyor dünya !’ demiş!
6-
Eskilerin sağda iyilik, solda kötülük
Melekleri dediklerine aynı anlamda
İnsanın yüreğinde iki kuş sesi duyulur
Biri nefis hırs ve kin kuşunun sesi
diğeri vicdan erdem kuşunun sesi
vicdan erdem kuşunu nefis kuşuna
yem ederseniz bende-i şeytan olursunuz
Nefis kuşunun sesini değil de
Vicdan erdem kuşunun sesini
dinleyecek olursanız insan-ı kamil
Selamet-i hamil olursunuz
- A r ş i v -
Bizim bir katırımız vardı
Hikayesi metinde yazılı olduğu gibi,
İyi bir yük hayvanıydı
Anam ona ‘soysuz!’ derdi.
Bizim, ondan başka bir eşeğimiz bir de atımız vardı.
Eşek yani merkep günlük bir nevi ayak işlerinde
At ;bir köye bir düğüne gidilirken süslenir eyeri
gemi üzengisi silinir, parlatılır bir nevi süs saltanat
cakalıktı, öyle ki ilçeye gidilirken arkasına çifte
gözlü halı dokuma heybe -süslük- atılırdı. At sadece
bineklikti. Keyfo ağalıktı yani.
Arpa onundu, tımar onundu. Zavallı merkep yanında
götürülür alışverişte taşınacakları taşımak da onun göreviydi
Katırsa ; tüm ağır işler de onundu.
Örneğin tuzlaya tuza gidilecekse çulu palası
çuvalları hazırlanır sırtına atılır üstüne de binilir…
Ekin mi ( biçilmiş sap) yonca mı, değirmene
un üyütmeğe mi gidilecek... Arpası artırılarak azıklık
arpası da alınarak yola çıkılır… Hasılı görülecek
taşınacak ağır yük işleri görevi bizim kır katırındı.
İyi hoş da huysuzdu. Önden yaklaşana saldırır
it gibi kapar, hele arkadan yanaşmak ne mümkün
çifte üstüne çifteyle çok yaman teperdi.
Bir gün anam önüne saman felan bırakacak olmuş ağzını
üst dudağını yukarı doğru germiş bıçak gibi, dahra gibi
dişleriyle az kalsın anacığımı kapacakmış..
Anam bunun üzerine; ‘soysuz, ne ola soysuz !’ derdi hep.
Ağabeyimden başkası yanına yanaşamazdı.
Eee! Ne de olsa onun elinden arpayla besleniyor…
Olsundu, o kadarı da. Ne yapalım, işlerimizin hatırı için
katlanıyorduk. Böyle devam ederken bahara doğru arpamız
iyice azalınca abim arpasını kısmak zorunda kalmıştı
Arpası kısılınca, bolca arpaya alışkın olan hayvanın
huysuzluğu artmış, yıllarca yardımlaşarak, hatta tımarına
varıncaya kadar her türlü bakımını yapan adamın tüm bu
iyiliklerini unutup abime de saldırmaya başlamasın mı…
“ Çıkara dayalı hiçbir k a n k a l ı k sonuna kadar sürmemiştir’.
Arpası kısılınca katır, katırı çalıştıramadığı için k a n k a l ı k bozulmuştu.
Öyle ki; kimimiz katırdan, kimimiz ağadan yanayız. ortalık toz duman.
olası şerrinden kurtulmak için satılmasına karar verildi.
Bir madenci aracıya satıldı.
Dağdan demir, krom madeni taşımaya üç dört ay dayanabilmiş…
Gücü kesilince bir kenara bırakılmış…Bir kaç gün de öyle direnmiş ise de
mırt olmuş. ( Murdara öldü değil mırt denir bizim oralarda)
Haberi alınca yine de üzüldük. Çünkü çok emeği vardı..
Şimdi boş olan ahır, güçlü zamanında ahır ona dardı…
İşte böylesi hayrıyla şerriyle unutamadığımız böyle bir katırımız vardı..
Not : ‘’Kanka’’ kelimesinin anımsattığı bir anıdır bir öyküdür hepsinden çok
kıssadan hisse “Kızım sana söylüyorum,..’
5.0
100% (1)