Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Aksakal
Aksakal

BESTEKÂR HACI ÂRİF BEY...

Yorum

BESTEKÂR HACI ÂRİF BEY...

( 4 kişi )

2

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

299

Okunma

BESTEKÂR HACI ÂRİF BEY...

BESTEKÂR HACI ÂRİF BEY...



Araştırma:Enver ÖZÇAĞLAYAN

TÜRK MUSİKİSİNİN EN BÜYÜK ŞARKI FORMU
BESTEKÂRI HACI ÂRİF BEY...(1)

Önce şunu ifade etmeliyiz ki; Hacı Ârif Bey ömrü acılarla dolu Büyük bir Bestekârdı.Ve O’da
artık yüreğine hiç bir ilacın çâre etmeyeceğini biliyor, derdini ancak satırlara dökülen kanlı damlalar
halinde terennüme çalışıyordu. Böylece Segâh Makamının içli sesleri O’nun yeni bir bestesinde
ölümsüzlüğe kavuştu: "Olmaz ilaç sîne-î sâd-pâreme/Çâre bulunmaz bilirim yâreme/ Baksa tabibânı cihan
çâreme/ Çâre bulunmaz bilirim yâreme" "Kastediyor tîr-i müjen cânıma/Gözleri en son girecek kanıma/
Şerhedemem hâlimi cânânıma/Çâre bulunmaz bilirim yâreme."
Bu arada padişah Abdülmecid ölmüş, yerine kardeşi Sultan Aziz tahta geçmişti.Ârif Bey Sultan
Aziz’in musiki sevgisini bildiğinden; kendisini Saraya tekrar davet edeceğini umuyordu. Nihayet O’nun
ümidi gerçekleşti ve Sultan Aziz O’nu Saray Fasıl Heyeti’ne "Ser Hanende" tayin etti. Bu faslın Hocalığını da
Rifat Bey yapmakta idi. Bir müddet sonra Ârif Bey’in tarihî kaderi üçüncü kez tekrar edecek, O yine
Saray cariyelerinin musiki hocalığına verilecek ve asla değişmeyen kader çizgisi üzerinde yine bir Çerkez
Kızına, Nigâr Nik Hanıma rastlayacaktı. Esasen kaderin bu muhteşem ve o nisbette enteresan oyununda
sahneye çıkan Çerkez kızları (Çeşm-i Dîlber, Zülf-i Nigâr, Nigâr Nik), Hacı Ârif isminin ebediyete intikalinde
İlâhi bir rabıta olarak görevlendirilmişlerdi.
Her halde Ârif Bey de üzerinde oynanan bu muhteşen senaryonun farkındaydı ve kendi
romanının "yazı"sına uygun yürümesi için adeta yardımcı oluyordu.
Yeni aşkı Nigâr Nik Hanım, Bestekârın duygularını bütün şiddetiyle yeniden coşturmuş; Ârif
Bey’de gönlündeki bu tâze sevdâyı (Uzzal Makamında) çok güzel bir ilân-ı aşk terennümüne
dönüştürmüştü. "Kamer çehre peri rû tende canım/ Nigârım, dilberim rûy-i revânım/ Enisimsin benim yâr-i
vefadan/ Nigârım, dilberim rûy-i revânım."
Pertev Niyâl Vâlide Sultan’ın nedimelerinden olan bu Kızı; tensibi üzerine, Padişah’ın da izn-ü
fermanıyla Hacı Ârif Bey’le evlendirdiler. Böylece Hacı Ârif Bey’in en uzun ve mutlu (14 yıl süren) evlilik
dönemi başlamış oldu. Bu yıllarda Hacı Ârif Bey’in şöhreti İstanbul’un sınırlarını çoktan aşmış,
İmparatorluğun en uzak köşelerine ulaşmıştı.Artık pek çok besteci Hacı Ârif Bey’in açtığı bu çığır içinde
kendisine yer kapmağa çalışmakta, "neoklasik" şarkı tavrının takipçiliğini yapmakta. Ancak O’nun
ustalığına henüz ulaşan yok. Ayrıca Hacı Ârif Bey Sarayda tam dokunulmazlığı bulunan bir şehzâde gibi
yaşıyor. Taktirler, taltifler, çeşitli iltifatlar görüyor. Fakat tüm bunlar maalesef Ârif Bey’i kendinden
beklenmeyen bir huzursuzluğa itiyor. Belki de yıllardır devam edegelen derin bir melankolinin tesiriyle,
kendisine gösterilen bu emsalsiz ilgiye karşı saygısız bir tavır takınmaya başlıyor, Hanedan mensuplarını
kırıyor, üzüyor. Nihayet ayda 40 altın maaşla Saraydan atılıyor. Bunun üzerine Zincirlikuyu’daki Çiftliğine
yerleşen Ârif Bey, fazla olan masraflarına maaşı yetmeyince sıkıntılara düşüyor ve zor günler geçiriyor.
Bu sıralarda yaşı kırkı geçmiş olmasına rağmen çifliğinde inekçilik yapmağa, (rivayet olunur ki) elinde
güğümle süt satmaya başlıyor. Böylece lakabı Sütçü Ârif’e düşen Bestekâr, İlâhi bir mücazât devrine itilmiş
bulunuyor.
Bilahare kendisini önce Şûray-ı Devlet’te kâtip, sonra da Beykoz Mâliye Müdürü olarak
görevlendirdiler. Ârif Bey’in bu devlet memurlukları da beş yıl kadar sürdü.
Bu sıralarda; çok kısa bir saltanattan sonra tahttan indirilen V. Murat’ın yerine, Kardeşi
II.Abdülhâmid geçmiş bulunuyordu. O günki siyasi şartların ağırlığı, yaşı 45 i bulan Hacı Ârif Bey’e Sultan Mecid ve
Sultan Aziz gibi çok cömert davranılmasını engelliyor; fakat yine de Padişah tarafından korunuyordu.
Devam Edecek...

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

BestekÂr hacı Ârif bey... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz BestekÂr hacı Ârif bey... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BESTEKÂR HACI ÂRİF BEY... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
4.11.2025 22:21:46
5 puan verdi
Üstadım Maşallah
Siz Türk Musikisinde bir ömür geçirdiniz.
Her kelimesi her notası zevkınızle yoğrulmuş
Size gıpta ediyorum Üstadım
Maşallah fesuphanallah

Ellerinden öperim
Allaha emanet olun
Çok saygımla Üstadım
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
24.8.2025 11:59:36
5 puan verdi
Saygıdeğer Üstat Merhaba..

Hacı Ârif Bey… Sadece bir bestekâr değil, musikîmizin gönül atlasında müstesna bir yıldız… Onun şarkılarında, bir dönemin inceliği, hüzünleri, aşkları, hatta İstanbul’un zarafeti gizli. Her bir nağmesinde insanı hem kendi iç dünyasına hem de o devrin ruhuna götüren bambaşka bir derinlik var.

Üstat, hayatının çalkantılarını dahi musikiye dönüştürmüş, acısını, sevincini, aşkını, vuslatını ölümsüz bestelere işlemiş. Belki de bu yüzden eserlerinde sadece makam değil, insanın kalbine dokunan koca bir ömür vardır.

Bugün bizler hâlâ onun şarkılarıyla ağlıyor, gülüyor, aşkı yeniden tanıyor, zamansız bir ruha yolculuk ediyoruz. Hacı Ârif Bey’i anmak, aslında kendi kültürümüzün köklerini hatırlamak, musikiyle yoğrulmuş kadim bir medeniyetin sesine kulak vermek demektir.

Ruhuna rahmet, hatırasına saygı… Onu dinledikçe, geçmişiyle köprü kurabilen bir millet olduğumuzu bir kez daha fark ediyoruz.

Sonsuz saygılar efendim
Peri Feride
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL