Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Tigem0663
Tigem0663
VİP ÜYE

11 Nisan 1920 Urfanın kurtuluşu

Yorum

11 Nisan 1920 Urfanın kurtuluşu

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

140

Okunma

11 Nisan 1920 Urfanın kurtuluşu

Urfanın kurtuluşu

İsot isot kurban olam siye sensiz dünya haram olur biye

Selim Ak

Tarih 30 Ekim 1918 i gösteriyordu kargalar gene göklerde gezinmeye başlamıştı Hayriye hanım havaya baktı 3 çocuğu vardı Anam 3 çocuğunuda askere göndermiş 1 de koca de sen ona evde bir duvar bir de yalnızlığı kalmıştı bu Altınbaşak ovasının Nene hatun ahlâklı kadınının ilk kara haberi kocasından almıştı Hayriye Anam ancak öyle kararlı ve vakur bir duruşu vardı ki oğul biz ölmeyi göze alırızda tek teslim olmayı göze alamayız haa bunu göriysenmi diyerek torunlarının gözü önünde baba yadigarı beylik tabancasını masaya koydu  urfaya ayak basanın isot tarlama izinsiz girenin kaybolan şahdamarından vururum domuzun soyları şahdamarı olsaydı ilk önce şah damarından yakın olan Allahı görürdü imansız olan işgal eder iman sahibi ise gönülleri fetheder diyerek torunlarını gösterdi evlat dedi biliysenmi ben kocamı balkanda şehit verdim gerekirse oğullarımı torunlarımı da şehit veririm namussuz düşmanı adım attırmam toprağıma diyerek o nasırlı elleri ile kırmızı isot biberi ikram etti evlat biz urfalılar tatlı olarak gelene balcan ile isot biber ikram ederiz misafirlerimize dee hadee soğutma looo afiyet ola inşAllah


Evini icara veren, elini yere verir. Atların yerine itleri bağlamışlar.

Urfa Atasözü


Hayriye Ana genç Yahya Beyat ve misafirlerine çay yerine mırra servisi yaptı her yerde kurulan sofranın lezzeti farklı olurdu elbette her şeyin bir manası olduğu gibi sofranında en önemli manası mutfak ve sohbetti önümüzdeki bu nimetler hazır bir şekilde önümüze gelmiyor azizim dedi Gazeteci Yahya mutfakta hazırlayıp önümüze çay koyana teşekkür etmekte Allaha teşekkür etmek gibidir böyle derim sizlere hanımlarınıza teşekkür edin onlar işgal günlerinde birer yiğit gibi savaşırlar işte onların sayesinde ayaktayız anam dedi Servet efendi höpürdeterek şöyle bir mırradan yudum aldı kadın eli değdiği belli oluyor dedi Anam duydunmu ingilizler ayak basacakmış Yurda boğazlar açılacak İngiliz ve Fransız misafirimiz olacak ve bizi Osmanlı esaretinden kurtaracaklar İngiliz ve Fransız bizim dostumuzdur onlarada bir mırra ikram etmeyi unutma der demez Hayriye Ana şalvarından beylik silahını çıkardı ha bu silahı göriysenmi servet efendi bu silah senin gibi namussuz avratsızları temizlemek içindir dedi ve servet efendi şehadet edemeden poğğğ cennetine dehledi ölmeden önce ölüm korkusu ve nereden geldiği bilinmeyen servetini kaybetme korkusu vardı gavatta Hayriye Ana bana bakın dedi gavvatlar Sürüye kurt getirenin avradını bellerim çünkü Sürüye kurdu davet eden deyyus o kurşunu yemesi elbet haktır  mırranın üzerine kan damlamıştı



Büyük şeyleri büyük milletler yapar.”

Atatürk


Bir ülke zorda kaldığı zaman düşman ile dost kim en çok onu öğreniyor efendiler dedi Urfa Valisi Nusret bey bakın Osmanlı devletini şatafat sahibi lüks peşinde koşan ve ülkeyi kurtaracağını söyleyen hayalperestler yok etti bakın gazetede ne yazıyor diyerek meclistekilerin gözüne tutarak Enver paşam şunları bildirmiş bize
Enver Paşa’nın son pişmanlığı: En büyük hatamız, Abdülhamid’i anlayamamaktır!
"bizim büyük günahımız nerededir biliyor musunuz? Sultan Hamid’i anlayamadık; asıl günahımız işte buradadır. Yazık paşam, çok yazık! Siyonistlere âlet olduk, ve onların hiyanetine uğradık."her valiliğe İngiliz ve de Fransız elçilikleri şunları yazmıştır Osmanlı ordusu terhis edilecek halkın silahlarına el konulacak suç işleyen idam edilecek Yurdunuzu Türk askeri değil Yunan ve İngiliz askeri koruyacak diyerek düşman askeri kirli ve domuz eti kokan kan damlayan çizmeleri ile yurdun aziz topraklarına ayak basmaya başladılar Urfa İngiliz ve Fransızlarca ege Yunanlılarca işgal edildi Tüm Yurda sarı saçlı mavi gözlü Bozkurt şöyle seslendi Yurt toprakları kutsaldır tek bir karış dahi teslim edilemez gerekirse can vereceğiz bu topraklar için şehadete ereceğiz ve düşmanı geldikleri gibi geri göndereceğiz  diyerek imzalanan mondros antlaşması yırtıp attı ve kâğıt müsveddesini yaktı
Geldikleri gibi giderler inşAllah paşam



Her kim sabah namazını kılarsa o kimse Allah’ın koruması altındadır."

Hz Muhammed

Mondros ateşkes antlaşması her ne kadar yırtılıp atılmışta olsa bir yere düşman girdiği zaman sizi ilk önce sahte dostlarınız ihbar eder Allah Teala sabah namazını şahitli kılmıştır Hayriye anamın evinden okunan Kuraan sayesinde gül kokusu yayılırdı Allah kabul etsin Ana dedi
Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü Allah’ın rahmeti, bereketi ve selameti üzerinize olsun diyen gelini Esmayı Hayriye Ana Aleyküm selam ve Rahmetullahi ve berekatühü Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun diyerek karşıladı fakat urfayı işgal eden ingilizler ne bilsin sabah ezanının kıymetini onlara göre Hayriye Ana İngiliz işbirlikçisi Serveti öldürmüştü böylece Servet efendinin kimin dölü kimin kahpesi olduğu çoktan anlaşılmıştı gavur dölü diyerek ölünün üzerine tükürdü Hayriye Ana evet ben öldürdüm Ha vatanını satmış Ha kızını anasını avradını  diyerek böyleleri bin kere hak eder diyerek dar ağacına çıktı yiğit kadın ve İngiliz süngülerinin ateşşş emri ile urfanın ilk kadın şehidi olma şerefine erişti son sözleri Şehitlerin yüzündeki tebessümdü sabah ezanı ile kıldığı iki rekât ile huzura çıkmıştı hiç şüphesiz abdestini alan namazını kılan Allahın koruması altındadır



Sizi atlılar kovalayacak bile olsa sabah namazının iki rekât sünnetini terk etmeyin.",

Hadisi Şerif

Hayriye Ana urfa halkına düşmana sırt çevirmeyin diyerek Allah yolunda cihat ve gaza ettiğiniz sürece Ya Şehitsiniz Ya Gazi diyerek son merminizi sıkana kadar Ya Allah Ya Bismillah diyerek Fıransızlara ingilizlere savaş açın diyerek Urfa halkına cesaret veriyordu son sözleri savaştada olsanız esaret altında da yaşasanız aman haa evlâdım sabah namazını terketmeyin diyerek bir sabah ezanı sonrası abdestini alarak şehadete varmıştı urfalı Remzi dayı  urfaya fransızlar ayak basmadan önce elde tüfenk keklik avına çıkar yetiştirdiği kangal köpeği ile avdan ava dolaşır Altınbaşak ovası Birecik Tek tek dağlarını dolaşır kimisine kıyamaz alır evinde beslerdi ingilizler fransızlar urfanın isot tarlalarını yakınca laaa bro bu Fransız gavvatları yaşatmayacaksın hayvana acı eniğe acı toprağına izinsiz giren deyyusa acımayacaksın aman dileyene aman ver gavura deyyusa puşta bile adaletli ol diyerek gavur fransıza ilk kurşunu sıkan Pala Remzi oldu tam alnından yapıştırdı mermiyi evlât dedi kiminin alnında kurban kanı vardır mübarek kurban kanı seni Allaha Emanet ettim güç versin sana anlamına gelir kimisinin alnında secde izi vardır kimi gahpe evladının alnında ise puştun hakkından ancak Allahın attırdığı mermi gelir diyerek Fransız ölüsünün üzerine tükürdü o günden bugüne Pala Remzi efsanesi türkülere ağıtlara konu oldu

Aleme Bir Gül Gerek
Yiğitlere Pir Gerek
Menzile Varmak İçin
Remzi’yi Bilmek Gerek



Urfa dağlarında gezer bir ceylan
Yavrusun yitirmiş ağlıyor yaman
Yavrumun derdime bulunmaz derman
Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
Anandan babandan yardan ayrı koyarlar

Urfa Türküsü

Hz isanın çarmıha gerilmesinden dolayı hiristiyanlar bu işareti kutsal saydılar ve urfayı işgal ettikleri günden itibaren ağıtlara konu olan nice zulüm ve işkenceler yaptılar kimilerini Haşa Hz İbrahim yahudidir hiristiyandır diyerek topladıkları küçük çocukları Urfa kalesinden aşağı attılar ancak bir şeyi unuttular Şehadete koşan ölümden korkmaz  kadınların erkeklerin ayaklarına bağlayarak küçük çivilerle insanlara işkence yaptıkça adeta şunu söylüyorlardı bakın yurdunuzu işgal ettik kundaktaki bebeklerinizi katlettik genç kızlarınızın namusunu çaldık ibret almayacakmısın ayağa kalkmayacak mısın Türkün esir olmayan bozkurdunun gücü bu mudur diye soruyordu Fransız general Sojos Ali Saip bey Fransız hükümet konağına sızmıştı zafer öyle kolay kazanılmazdı Müslümanın savaşı Ya zaferle Ya şehadetle biter Urfa halkı Atatürkten sarı saçlı mavi gözlü bozkurttan gelecek emri beklemekteydi bu bekleyiş süresi biraz acı oldu Ceylanların kuzuların nesli tükendi bir zamanların o bereketli Ceylanlarının nesli tükenmişti küçük ceylanlar anasından babasından koparılıp katledildikçe her şehit olan ceylan yavrusu için ağıt yakılıyordu Harran ovalarında Emir ver ki ölelim paşam



Şanlı Urfalılar güzel çiğ köfte peynirli kadayıf yer ve güzel besteler söylersiniz fakat fransız askerler bağlarda  bahçelerde isot ne de balcan bırakıyorlar talana başladılar isotsuz çiğ köfte olur mu

Ali Saip Ursavaş


Atatürk Bozkurt paşa en sonunda ülkeyi teftişe çıkmaya karar vermişti tüm bozkurtlar yüreğini isot acısı ile yakan urfanın on ikileri tabur tabur bölük bölük sinesini Ne fransıza ne de İngilize açan her türlü Manda fikrine karşı çıkan ve de Nutukta halkına şöyle seslenen "  ben ne Fransıza ne de ve ne de yabancı devletin sahip çıkmasına tenezzül eden kişilerden değilim. Benim için en büyük korunma yeri ve yardım kaynağı ulusumun bağrıdır."
Milletimi esaretten kurtaracak olan yine milletimin bir bozkurt gibi özgürlüğe ve hürriyete olan düşkünlüğüdür bir millet ancak esarete haykırması hakikate bağlanması sayesinde kurtulur hakikat  dairesinde bazı kafalar kesilecektir Bandırma vapuru Yurdun kurtuluşu için her tarafı aydınlatacak o Nuru taşıyordu kuvayı milliye Urfada sıra gecelerinde toplandı kuvayı Milliye o gün sıra gecesinde Türküler eşliğinde sazın şerefi ile söz verdiler herkes Atatürkü lider kabul etti Urfa Kuvayi Milliyesine başkan seçilen Ali Saip Ursavaş Türkü gecesinde şöyle seslendi "Urfalılar kadayıf ile çiğköfteyi sever eğer düşmanı kovamazsak yufff olsun bize ne tarla kalacak ne evlat vurun urfalılar bugün namus günüdür vurun Harranlılar vakit zalime eğilme değil kıyama durma vaktidir Haydi Bismillah

Büyük savaşlarda başarı için sarsılmaz bir yetenek ve güce sahip bir önderin varlığı

Nutuk-Mustafa Kemal Atatürk

Ali Saip Ursavaş Urfada Kuvayı Milliyenin liderliğini üstlenmişti karalök bağlarında külaplı tepesi ve Fransız karakollarına kimliğini gizleyerek Allah Tealanın gazap ve azabını bir şimşek olup fransızın ingilizin üstüne yağdırıyordu sabah ise Fransız karakollarının içine girerek bilgi topluyordu Türk askerine o günlüklerine şöyle yazacaktı biz yerine ben diyen kişi halkına liderlik edemez halka en büyük hizmetiniz halkınıza feda olmaktır her insan kendisini özgürlüğe götüren bir liderin etrafında birleşir biz ise kendimize lider olarak bu büyük cihat ve gaza zamanı lider olarak Mustafa Kemal gibi bir bozkurdu seçmiş bulunuyoruz biz ki Türkmeniz Türküz asil bir soyuz liderlik ancak halkını önde tutmak ile ashabım kavmim halkım diyenler ile kurtulur diyordu Pala Remzi ise elinde palası dağlarda hürriyet kahramanlarının yanında can alıp can veriyordu Şehadete koşan yiğit yoldaşları ile ve bir gün yakaladılar bu kahraman Cengaveri Ali Saip Beye getirdiler Pala dik ve vakurdu paşam dedi ailem sana emanettir beni sen vur gavur fransıza teslim etme Canım Halkıma Urfama feda olsun bir ağa gider bir paşa gelir fakat başka yol yok al bu silahı beni vuran mümin gardaşım olsun diyerek Alman yapımı silahı teslim etti vur dedi vurr ve o gün Ali Saip bey bu son diyerek bir yoldaşını cennete uğurladı Urfa Halkı Şehitleri sayesinde Şanlı olacaktı


Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum

Atatürk

Sarı saçlı Mavi gözlü Bozkurt sayesinde insanlar yanında duracak lideri bulmuşlardı yine Vatanı yine Halkın azim ve kararı zalime karşı dik bir şekilde kıyama duruşu kurtaracaktı işte Alevi Sünnisi Lazı Arabı bir makama rütbeye değil bir İbrahim gibi Cenabı Hakka eğilsin bu baş diyorlardı o gün sıra gecesinde toplanan aşiretler arasında Bucak Badıllı izollu aşireti vardı hani urfada deniz olsa düşmanı hiç çekinmez denize dökerlerdi zaten Hasan Tahsinin attığı mermi İzmirde bir bomba etkisi yapmış Kuvayı Milliye dağlarda kurt destanı yazmaya başlamıştı Nene Hatunlar Şahin Beyler Kara Fatmalar Rahmet olsun sizlere diyerek Urfa Halkı Ali Saip Ursavaşın Atatürkten aldığı emirle isot tarlalarına izinsiz giren Fransıza o isot tarlalarını mezar yapıyorlardı kim bu ülkeye izinsiz girer ise toprak onu kabul etmez bu Urfa mübarek bir şehirdir dosttan gelene baş üstüne der de düşmanına urfayı Mezar eder diyordu işte bu inanç iman ve Allah Tealaya olan Teslimiyet ile urfada 12 ler adıyla bilinen bugün urfaya anıtı dikilen Yiğitler Cengaverler birbirine Hz isanın öğrencileri gibi Akabede Efendimiz Sav e biat edenler gibi birbirlerine söz verdiler Urfa Halkının kurtuluşu için ve düşman def Vatan mübarek Urfa Şanlı ola diyerek hep birden düşmana taarruz ettiler

Adn Cennetleri ki onlar oraya gireceklerdir selam sizlere bakın neticesi ne güzel

Rad suresi


Hak ile batılın son savaşı başlamıştı kadınlı erkekli Urfa Halkı kimisi çorap kimisi atlet elde ne varsa Kuvayı milliye için yurdun kurtuluşu için infak ediyorlardı o gün kürşadın 40 çerisi Ergenekonun demirdağı eriten bozkurtları gibi silahlar elden ele dolaşıyor urfayı on ikilerin savaş naraları hep bir ağızdan çıkan Tekbir Allahu Ekber sesleri Nurani bir tevhid lambası olarak aydınlatıyordu Süryaniler Ali Saip Beye yazdığı mektupta kardeş bir halk olduklarını hatırlatıyorlar bizlerin osmanlı uyruğundan olduğundan olduğunu unutmayın Türklere karşı savaşmayın onlarla birlik olun ve sizlerde bu vatan için her türlü fedakârlıkta bulunun diyeceklerdi o gün Türk dostları Hakkın yanındaydı Adn Cennetleri onlar için açılacaktı Ermeniler ise düşmana kucak açacak Avratlarına zil takıp oynatacaklardı Ali Saip namussuzda namus arama diyerek hücum emri verdi şebeke savaşında binlerce Fransız gavuru öldürüldü fakat Urfa halkı Allaha verdiği sözü unutmadı fransızların kafası kesilerek bayrak direklerine açılmıştı şehadete koşanlar son söz olarak şunu söylediler 11 Nisan 1920 bu tarih Urfanın kurtuluşudur Vatan uğrunda ölen oldukça mübarek bir topraktır eğer Vatan için şehadete koşanlar yoksa orası düşmanın ayak bastığı değersiz bir taştır

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
11 nisan 1920 urfanın kurtuluşu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 11 nisan 1920 urfanın kurtuluşu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
11 Nisan 1920 Urfanın kurtuluşu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL