0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
158
Okunma
Hiçbir yere tam anlamıyla ait olamama hissini bilir misiniz? Kalbinizi gömdüğünüz nice toprakların hepsinde de çiçek açamayısına şahit olmak, benliğiniz uğuruna verdiğiniz savaşların her birinden mağlup çıkmaktır. İnsan, ne yaparsa yapsın evim diyebileceği bir yeri olmamasının derin sancısını kalbinin en köşesinde hep saklar.
Bu biraz kırık bir özgürlüktür de aslında. Sizi bağlayacak bir ipin olmadığını bilmek, ne kadar tehlikeli olursa olsun kendi dünyanızdan başka bir yere asla bağımlı olmamak aynı zamanda sarsılmaz bir güçtür de. Lâkin dikkat etmeniz gereken, bu durumdan bir gün yorulup da en olmayacak yere bel bağlamanız olur. Sahipsizlikten gelen tükenmişliğin verdiği körlükle, hiçbir zaman var olamayacağınız bir yerde durabilmek adına elinizde neyiniz var, neyiniz yoksa harcamaya kalkışmak, sonunuzu getirecek bir uçurum olabilir.
Farkında olmadan atladığınız bu uçurum, bırakın ait olamama hissini, geriye kalan bütün hislerinizi de yok eder. Ve hikâyenin sonunda yaşayan bir ölüye dönüşmeniz kaçınılmazdır. Sonunu kendimden bildiğim için diyebileceğim şudur ki, hiçbir yere ait olamamışlık hissi, bir gün size ait bir mezar taşı olduğunda ancak son bulur.
5.0
100% (1)