Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
TİLHABEŞLİ FİLOZOF

İnsan Varoluşunun Yolculuğu

Yorum

İnsan Varoluşunun Yolculuğu

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

297

Okunma

İnsan Varoluşunun Yolculuğu

İnsan Varoluşunun Yolculuğu

İnsan ve Anlam Arayışı

İnsan, doğası gereği yalnızca var olmakla yetinemeyen bir varlıktır. Yeme, içme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılasa bile, ruhu başka bir şeyin eksikliğini hisseder. O eksiklik, “anlamdır. Anlam arayışı olmadan yaşamak, büyük bir gemiyi limanda çürümeye terk etmek gibidir. Geminin gövdesi sağlam, motoru çalışır, ama hiç yol almaz.

Bu yüzden, sadece “yaşamak” ile “yaşamanın anlamı” arasındaki fark, insanlık tarihinin en önemli sorularından biridir. Yalnızca nefes almak, insan olmanın yeterli şartı değildir. İnsan olmanın özünde, nefeslerin arasında değer üretmek, değer korumak ve değer uğruna varlığını adamak vardır.

Bir insan, ne için yaşadığını bilmediğinde yönsüzleşir. Yönsüzlük, hayatın en ağır yüklerinden biridir. Çünkü amaçsız bir yaşam, ruhu yavaş yavaş yıpratır, umut damarlarını kurutur. Bir insan için en korkutucu felaket, bedeninin değil, anlamının çürümesidir.

Değersizliğin Sessiz Çöküşü

Günümüz dünyasında insanlar, hiç olmadığı kadar çok imkâna sahip. Teknoloji, ulaşım, iletişim… Her şey hızla elin altında. Ama aynı oranda, insanlar hiç olmadığı kadar yorgun, kaygılı ve boşlukta hissediyor. Neden? Çünkü bolluk, anlamın yerini tutamaz.

Maddi doyum, ruhun susuzluğunu gidermez. Bir ev, bir araba, bir terfi… Bunlar anlık bir haz yaratır; fakat bu haz, dalgaların kıyıya vurup çekilmesi gibi çabuk söner. Ardından daha büyük bir boşluk gelir.

Değersiz bir yaşamın belirtileri, dışarıdan kolay fark edilmez. Kimi zaman insan, kendi içindeki çöküşü bile anlamaz. Ama işaretler vardır:

Umutsuzluk, hiçbir hedefin yeterince çekici gelmemesi.

Yabancılaşma, hem kendine hem çevreye karşı hissizlik.

Zamanın boşuna aktığı hissi.

Modern hayatın en tehlikeli yanı, bu çöküşün sessiz oluşudur. Bir ses çıkmaz, bir çığlık duyulmaz. İnsan, gündelik telaşların içinde kaybolur, ta ki bir gün durup geriye baktığında hiçbir şey uğruna yaşamadığını fark edene kadar.

Uğruna Yaşanacak Değerin Doğası


Peki değer nedir? Değer, insanın hayatına yön veren, ona anlam ve amaç katan temel ilkedir. Bir pusula gibidir; fırtınada, karanlıkta, yabancı denizlerde yönünü bulmanı sağlar.

Bir değer, maddi bir hedef de olabilir, soyut bir ilke de. Ama gerçek bir değer, iki özelliğe sahiptir:

Zamanı aşar. Moda gibi gelip geçici değildir.

Bireyi aşar. Sadece kendi çıkarına hizmet etmez, daha büyük bir iyiliğe katkıda bulunur.

İdealler, inançlar, ahlaki ilkeler… Bunlar birer değer olabilir. Ancak değer ile kör bağlılık karıştırılmamalıdır. Bir değer, insanı geliştirir, ufkunu genişletir, başkasına da fayda sağlar.

Bazı değerler evrenseldir: adalet, özgürlük, merhamet, dürüstlük gibi. Bazıları ise bireyseldir: bir sanat dalını yaşatmak, bir aile geleneğini korumak, belirli bir topluluğa hizmet etmek. Her iki tür de değerlidir; önemli olan, o değerin insanı ileri taşımasıdır.

Tarih Boyunca Uğruna Yaşayanlar


Tarih, uğruna yaşanacak bir değer bulanların hikâyeleriyle doludur.

Sokrates, gerçeği arama değerinden vazgeçmediği için zehir kadehini içti.

Florence Nightingale, savaş alanlarında yaralı askerleri tedavi ederken “insan hayatına hizmet” değerinden besleniyordu.

Gandhi, “şiddetsiz direniş” değerini ömrünün her anına işledi ve bir milletin özgürlüğüne ilham oldu.

Bu insanlar için değer, bir süs değil, yaşamın omurgasıydı. Değerin gücü, ancak bedel ödemeye hazır olanların elinde gerçek anlamını bulur.

Ama tarih bize başka bir gerçeği de gösterir: Yanlış seçilmiş değerler, fanatizme, yıkıma ve zulme yol açabilir. Bu yüzden, değer seçimi bilinç ister; sorgulamayan bir bağlılık, değerin kutsallığını gölgeleyebilir.

Modern İnsan İçin Değerin Zorunluluğu


Dijital çağ, bilgiye ulaşımı kolaylaştırdı ama aynı zamanda anlam krizini derinleştirdi. Sosyal medyada hızla değişen gündemler, insanların zihinlerini parçalara ayırıyor. Bir gün bir trajediye üzülürken, ertesi gün bambaşka bir şeye gülüyoruz.

Böylesine dağınık bir dikkat çağında, bir değere sahip olmak, zihinsel bütünlüğü korumanın tek yolu haline geliyor. Çünkü değer, hayatın gürültüsünde bir sabit noktadır.

Değer, aynı zamanda ruhsal dayanıklılığın temelidir. Zorluklar karşısında ayakta kalabilenler, genellikle uğruna yaşadıkları bir değere sıkı sıkıya sarılanlardır. Çünkü değer, kişiye “neden devam etmesi gerektiğini” hatırlatır.

Değer Seçiminin Sorumluluğu

Değer seçmek, bir pusula belirlemektir. Yanlış pusula, insanı karaya değil, bataklığa götürür. Tarihte nice lider, yanlış değerler uğruna milyonların hayatını mahvetti.

Sağlıklı bir değer seçimi için:

Sorgulama şarttır. Değerin kaynağı nedir? Gerçekten evrensel bir iyiliğe hizmet ediyor mu?

Tutarlılık gerekir. Günlük hayatın eylemleri, seçilen değerle uyumlu olmalı.

Esneklik önemlidir. Zamanla değerler şekil değiştirebilir, derinleşebilir.

Bir insanın değeri, başkalarının onayıyla değil, vicdanının huzuruyla doğrulanır.

Değerin Hayata Katılması

Değerin yalnızca düşüncede kalması, onun gücünü yarıya indirir. Bir değer, ancak eyleme dönüştüğünde gerçek olur.

Günlük yaşamda değeri aktif kılmak, büyük kahramanlıklar gerektirmez. Küçük adımlar, zamanla büyük etkiler yaratır. Bir öğretmenin tek bir öğrenciye umut vermesi, bir doktorun tek bir hastayı iyileştirmesi, bir yazarın tek bir okurun kalbine dokunması… Bunlar, değerin görünmez zincirleridir.

Değer, bulaşıcıdır. Gerçekten değeri için yaşayan bir insan, farkında olmadan çevresine ilham verir. İnsanlar, yalnızca sözlere değil, yaşanmış örneklere inanır.

Uğruna Yaşanacak Değerin Dönüştürücü Gücü


Değer, insanın ruhunu bütünleştirir. Kimlik parçalarını bir araya getirir, yaşamı anlamlı bir bütün haline getirir.

Ayrıca değer, acıya karşı en güçlü kalkandır. Acı, değersiz bir yaşamda sadece yaralar bırakır; ama değerli bir yaşamda, acı bile anlam kazanır. Bir annenin çocuğu için çektiği yorgunluk gibi, değer uğruna çekilen sıkıntılar insanı tüketmez, aksine derinleştirir.

Ölüm karşısında bile değer, insana huzur verir. Uğruna yaşanacak bir değeri olan kişi, hayatının boşa geçmediğini bilir. Ardında bıraktığı şey, yalnızca fiziksel eserler değil, bir anlam zinciridir.

İnsanlığın Geleceği Değerlerde Saklı


Toplumların çöküşü, genellikle değer kaybıyla başlar. Değersiz bireylerden oluşan bir toplum, rüzgârın önünde savrulan kuru yapraklar gibidir.

Ama her birey, kendi değerini bulduğunda, insanlık da yönünü bulur. Çünkü gerçek değişim, en küçük halkadan, yani tek bir insandan başlar.

Şimdi herkesin kendine sorması gereken soru şudur;
“Benim uğruna yaşadığım değer nedir?”
Bu sorunun cevabı, sadece bireysel kaderini değil, insanlığın geleceğini de belirleyecektir."Hedefiniz belli ise uğruna katlanacağınız acıların hepsi kutsaldır, Hedefiniz yoksa çektiğiniz acılar hayatınızın zindanıdır.

Erol Kekeç/03.08.2025/Namazgah/İST

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsan varoluşunun yolculuğu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsan varoluşunun yolculuğu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnsan Varoluşunun Yolculuğu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
M.Y.
M.Y., @m-y
16.8.2025 01:01:34
değer üzerine yazmışsınız ama değer nedir net değil gibi geldi bana.
bana göre değer, değer verdiğimiz her şeydir. bu gözle baktığımızda değerleri olmayan insan da yoktur.
siz daha özel değerlerden bahsediyorsunuz: evrensel değerler, dinî değerler...
saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL