0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
222
Okunma

Sevgiyle ve Korkuyla Gelen İmtihanlar
Bilir misin, Rabbimiz bazen seni en sevdiğin şeyle imtihan eder…
Bazen de en çok korktuğun şeyle…
Çünkü sevgi de korku da kalbin en derin köşesinde saklıdır. Ve kalbin en derin köşesi, en kıymetli olan yerdir.
Hz. Yakup (aleyhisselam)…
On bir evladı vardı.
Ama Yusuf, gönlünün gülüydü.
Hem güzelliğiyle, hem edebiyle, hem de ruhunun nuruyla ayrı bir sevgisi vardı.
Yakup Peygamber, Yusuf’u kaybetmekten korkardı.
Ve işte tam oradan imtihan başladı…
Yusuf, kardeşlerinin kıskançlığıyla bir kuyuya bırakıldı.
O günden sonra, Yakup’un gözleri ağlamaktan beyazladı.
Ama o sabretti, Rabbine sığındı, bekledi.
Ve sonunda Yusuf(a.s.), hem dünyada hem ahirette ona geri verildi.
Bazen de Hz. İbrahim (aleyhisselam) gibi, evladınla imtihan edilirsin.
Yıllarca evlat özlemiyle dua edersin…
Sonra Allah sana o evladı verir.
Ve bir gün der ki: “Onu bana kurban edeceksin.”
İbrahim’in kalbi titredi mi? Elbette titredi…
Ama teslimiyet, korkunun önüne geçti.
Bıçağı evladının boğazına yaklaştırdı…
Ve Allah, o teslimiyeti kabul etti, yerine bir koç gönderdi.
Hz. Musa (aleyhisselam) ise, daha bebekken korkuyla imtihan edildi.
Firavun’un zulmünden kurtulması için annesi onu bir sepete koyup Nil Nehri’ne bıraktı.
Bir anne için bundan büyük korku olur mu?
Ama Allah’ın vaadi vardı: “Onu sana geri vereceğiz.”
Ve öyle de oldu…
Rabbimiz bazen kalbini en hassas yerinden yoklar.
Bazen birini çok seversin;
Bazen bir kayıptan çok korkarsın…
Ve o sevgi de o korku da, seni Rabbine yaklaştırmak için bir köprü olur.
Bil ki, Allah’ın aldığı şey, ya daha güzeliyle değişir,
Ya da seni, daha yüksek bir makama taşımak için alınır.
Yakup(a.s) gibi sabret,
İbrahim(a.s) gibi teslim ol,
Musa’nın annesi gibi güven Allah’a..
Peygamberler sadece kitap sayfalarında kalmış kıssalar değildir.
Onların yaşadıkları, bugün bizim evlerimizde, sofralarımızda, kalplerimizde yeniden yaşanıyor.
Bazen en sevdiğin evladınla imtihan olursun…
Hasta olur, sınavda başarısız olur, yanlış arkadaşlıklar kurar.
Sen “O benim canım” dersin, Allah ise “Onu bana bırak” der.
Bazen de en çok korktuğun şey başına gelir…
Eşini kaybedersin, malını yitirirsin, sağlığın elinden alınır.
O an anlarsın ki, korkunun merkezinde aslında teslimiyet çağrısı var.
Fark et…
Korkuların, seni dua etmeye yönlendirir.
Sevgin, seni şükretmeye davet eder.
Ama eğer sevdiğini Allah’tan bağımsız sahiplenirsen,
O sevgi seni bağlar, Allah’a değil, dünyaya yaklaştırır.
Hatırla, Yakup’un(a.s) gözü Yusuf’la(a.s) değil, Yusuf’un(a.s) Rabb’i ile teselli buldu.
İbrahim’in(a.s) yüreği İsmail’le(a.s) değil, İsmail’i(a.s) veren Kudret ile sükûna erdi.
Musa’nın annesi, oğlunu değil, oğlunu koruyacak olan Allah’ı tuttu.
Senin de kalbinde bir Yusuf’un var.
Senin de hayatında bir İsmail’in…
Ve belki senin de korkuyla Nil’e bıraktığın bir Musa’n…
O halde gel, bugün kalbimizi yoklayalım.
Neyi çok seviyoruz?
Neden çok korkuyoruz?
Ve bunları sahibine emanet edebiliyor muyuz?
Çünkü bil ki…
Sevgi de korku da, sahibine teslim edildiğinde huzura dönüşür.
Ve o huzur, İlahi Aşk’ın ta kendisidir.
Ya Rabbi…
Kalbimde en çok sevdiğim şeyleri,
Ve en çok korktuğum şeyleri
Sana emanet ediyorum.
Biliyorum ki,
Sen verdin, Sen alırsın, Sen korursun…
Ve Sen’in muhafazan, benim muhafazamdır.
Beni sevgimin esiri,
Korkumun mahkumu etme.
Sevdiğim her şeyi Senden bilip,
Korktuğum her şeyi Sana bırakmayı nasip et.
Kalbimi, yalnız Sana bağla…
Ve huzurumu, yalnız Sen’den kıl.
Vesselam… Yolumuz İlahi Aşk’a çıksın.Kalbiniz sükûn bulsun.
Havva Yalçın... 🖋
5.0
100% (1)