Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
dali
dali

DURUŞMA

Yorum

DURUŞMA

( 2 kişi )

0

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

187

Okunma

DURUŞMA

DURUŞMA

Kentin gri betonlarının arasında, adliyenin loş koridorlarında, her gün aynı telaş hüküm sürerdi. Dava dosyaları masalarda birikir, avukatlar koşuşturur, müvekkiller umutla ya da çaresizlikle beklerdi. Ama o gün, Sema için farklıydı. Onun için bu, sadece bir dosya değildi; yılların yükünü taşıyan, içini kemiren bir hikâyeydi.

Sema, genç bir avukattı. Henüz otuzlarının başında, idealist ama hayatın sert köşeleriyle yeni yeni tanışıyordu. Üstlendiği boşanma davası, on iki yıldır kapanmamış bir yara gibiydi. Müvekkili Ayşe, bir zamanlar sevgiyle başladığı evliliğini bitirmek için on iki yıl önce yola çıkmış ama dava bir türlü sonuçlanmamıştı. Koca, başka bir şehre gitmiş, çocuklar bölünmüştü. Kızı babayla, oğlu anneyle kalmıştı. Yollar ayrılmış, hayatlar kopmuştu. Ayşe, oğlunu büyütürken kızını sadece rüyalarında görmüş; baba, kızına sarılırken oğlunun kokusunu unutmuştu.

Sema, dosyayı ilk eline aldığında hissettiği ağırlığı hâlâ hatırlıyordu. Kâğıtlar sadece hukuki terimlerle dolu değildi. Her satırında bir ailenin dağılmış parçaları saklıydı. Ayşe’nin gözlerindeki keder, Sema’yı uykusuz bırakmıştı. Ayşe, sesi titreyerek “Onları bir kez daha görmek istiyorum.” demişti. “Kızımı, oğlumu… Bir anne nasıl dayanır bu hasrete?”

Duruşma günü geldiğinde, adliyenin üçüncü katındaki küçük salonda hava ağırdı. Sema, müvekkili Ayşe’nin yanında, dosyalarını düzenliyordu. Karşı tarafın avukatı, bir köşede müvekkiliyle fısıldaşıyordu. Hâkim, masasında dosyayı inceliyor, kâtip klavyede notlar alıyordu. Salonun kapısı açıldığında, önce bir gölge düştü içeri. Sonra bir adam, ardından genç bir kız ve bir delikanlı. Ayşe’nin nefesi kesildi. Sema, müvekkilinin elini sıkıca tuttu.

O an, zaman durdu. Salonun sessizliğini bir fısıltı bozdu önce; Ayşe’nin dudaklarından dökülen bir “Oğlum…” kelimesi. Aynı anda, karşıdaki adam, yani baba, “Kızım…” diye mırıldandı. Sonra, sanki görünmez bir ip hepsini birbirine çekti. Kız, babasının kollarına atıldı; oğul, annesinin boynuna sarıldı. Kardeşler, birbirlerini bulduklarında, yılların özlemi bir çığ gibi patladı. Sarılmalar, hıçkırıklar, kesik kesik kelimeler… “Anne… Baba… Ablam…” Kimse kimseden ayrılmak istemiyordu. Sanki bir an için dünya, sadece onların kavuşması için dönüyordu.

Hâkim, gözlüğünü çıkarıp masaya koydu. Kâtip, klavyeden elini çekti. Sema’nın gözleri doldu ama ağlamamak için dudaklarını ısırdı. Salondaki diğer avukatlar, mübaşir, hatta bir sonraki duruşmayı bekleyen yabancılar bile sessizce gözyaşlarını sildi. Kimse konuşmadı. Sadece o ailenin koklaşması, sarılması, birbirine dokunması vardı. Yıllar önce kopan bağlar, o birkaç dakikada yeniden örülüyordu.

Yarım saat sonra, hâkim tokmakla masaya vurduğunda, herkes toparlandı. Ama o an, salondaki herkesi değiştirmişti. Sema, dosyayı kapatırken, hukukun sadece kâğıt ve kanunlardan ibaret olmadığını anladı. O gün, adalet, bir ailenin birbirine kavuşmasında saklıydı.

Dava, birkaç ay sonra sonuçlandı. Boşanma gerçekleşti ama o aile, o duruşma salonunda yeniden bir olmuştu. Sema, her adliyeye gittiğinde, o koklaşmayı, o sarılmayı hatırlar. Ve her defasında, içindeki idealist genç avukat, bir aileyi kurtarmanın değil, bir anı yaşatmanın ne kadar kıymetli olduğunu düşünür.

17.06.2025 Konya
Durmuş Ali ÖZBEK
Kültür Bakanlığı Halk Şairi

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Duruşma Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Duruşma yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DURUŞMA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL