0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
174
Okunma
"Mersin’den Paris’e, Şiirden Hayata"
Bazen bir kentin yüreğine bir insan düşer. Toros’lar gibi dik başlı, Akdeniz kadar açık ufuklu… Ve o insan, yalnız kendi ömrünü değil, kentinin de ruhunu yazıya çevirir. İşte Özdemir İnce tam da böyle bir insandır ve Mersin’imizin, ülkemizin onur kaynağı ve edebiyatımızın çetin cevizlerinden biridir. Onun dizelerindeki ateşi bir kez duyarsanız, bir daha asla vazgeçemezsiniz. "Benim için yaşamaktır yazmak, bir halkın uykusuz gecelerini kâğıda dökebilmektir." dercesine kaleme sarılmış, şiiri yalnız estetik değil, aynı zamanda etik bir direniş biçimi yapmıştır.
1Eylül 1936 tarihinde Mersin’de doğdu Özdemir İnce. Ama sadece Mersinli değildir o; Akdeniz’in tuzunu, Toroslar’ın taşını ve Anadolu’nun isyanını kanında taşıyan bir ruh işçisidir. 1956 yılında Mersin Lisesinden mezun olduktan sonra, Ankara Hukuk Fakültesine devam etti ve ardından 1960 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca bölümünü bitirdi büyük usta. Ege Bölgesinde beş yıl kadar öğretmenlik yaparken Fransa’nın açtığı sınavı kazanarak 1965-1966 arasında Paris’te Sorbonne üniversitesinde, Fransız Dili Edebiyatı ve fonetik eğitimi gördü.
Sevgili okuyucularım Özdemir İnce, Batıyla kurduğu edebi köprülerle düşünce dünyamızı zenginleştirdi. Fransızcayı sadece bir dil olarak değil, bir düşünme biçimi olarak içselleştirdi. Ve gerçeküstücü şair Paul Éluard’ın aşkı ve direnişi iç içe geçiren şiirlerini, şair yazar ve gerçeküstücü Fransız kuramcı Breton’un sürrealist düşün dünyasını Fransız oyun yazarı, oyuncu, şair ve yönetmen Artaud’nun çığlık çığlığa tiyatrosunu ve Fransız siyasal eylemci, komünist şair ve deneme yazarı Louis Aragon’un halkla yanan romantizmini Türkçeye kazandırdı. Çünkü o çevirdiği her şairde kendi şiirini aradı. Onların dertleri bizim dertlerimize benziyordu. Bu yüzden onları seçti. Çeviri onun için bir edebi dostluktu. Diller arasında kurulmuş bir vicdan köprüsüydü.
Doğduğu, soluduğu, tuzunu ömrüne kattığı şehir Mersin, onun hem kökü hem kanatlarıdır. Bu nedenle Mersin’in sorunlarıyla ilgili çok sayıda köşe yazıları yazdı. Kültür ve sanat derneklerinin etkinliklere katıldı. Yerel sanat çevresiyle bağlar kurup, ufuklar açtı… Ayrıca Mersinli şair yazar olarak kitap fuarlarına sanat ve kültür festivallerine katılarak, salon söyleşileriyle hemşerileriyle bağlarını sıcak tutmaktadır…
Sevgili okuyucularım, altmıştan fazla kitabı olan Özdemir İnce “Şiir Ve Gerçeklik” “Yedi Canlı Cumhuriyet” “Demokrasi Diktatorya” ve “Edebiyatın Tuzu, Siyasetin Biberi” gibi kitaplarıyla, okurların zihninde yerini bulmuştur. Ayrıca şiiri yalnız aşka değil, ülkeye, tarihe, devlete, direnişe taşıyan üstat Özdemir İnce’ye göre şair; yalnız kalbinin değil, halkın da hafızası olmalıdır düşüncesini taşımaktadır.
Sevgili okuyucularım, elbette sadece şiir yazmadı, çeviri yapmadı Özdemir İnce. Deneme, eleştiri ve TRT televizyonunda metin yazarlığı dâhil edebiyatın hemen hemen her dalında emeği ve üretimleri var. Bir düşünce mimarı gibi, adeta kelimelerle dünyalar kurdu. Ve yıllarca gazetecilik ve köşe yazarlığı yapan Özdemir İnce duru, zeki ve yer yer sivri diliyle, ülkenin gündemine ışık tuttu. O yazılar, yalnızca haber değil, bir şairin vicdanıydı.
Sevgili okuyucularım, düşünürken bile şiir gibi konuşan bir adamdır o. Kalabalığa belki çok karışmaz, ama halktan da asla kopmaz. Onun derdi vatandır, halkıdır, insanlıktır… Yalnız yürür ama omzunda bin yıllık şiir geleneğiyle… Aydınlığın peşinde karanlığı sorgulayan bir yazı savaşçısıdır o. Hem kelimelerin mimarı, hem de vicdanın kalemidir. Yaşayan büyük şair ve yazarımız, Eylül 2018 yılında Cumhuriyet gazetesinde başladığı “Tersi ve Yüzü” adlı köşesinde yazmaya devam ediyor. 89 yaşına rağmen, bu vatan evlatlarına eğrisini doğrusunu göstermeye devam ediyor. Saygı ve en içten sağlık dileklerimle…
Nuray ÖNGEÇ