İnsanlar sizden, onları tenkit etmenizi isterler, fakat asıl istedikleri onları övmenizdir. w. somerset maugham
Remzi Ormancı
Remzi Ormancı

HAYAT ŞARKILARLA YAŞANIR

Yorum

HAYAT ŞARKILARLA YAŞANIR

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

377

Okunma

HAYAT ŞARKILARLA YAŞANIR

HAYAT ŞARKILARLA YAŞANIR

Ben de müziğin sadece müzik olmadığına inananlardanım. Neden mi? Hayatımda hiç, bir topluluk önünde şarkı söylemediğim, bir müzik grubunda olmadığım, bir enstruman çalmadığım ve nota okuyamadığım halde , sevdiğim müzik parçalarından oluşan koleksiyonlar, arşivler oluşturmaktan, müzikle ilgili yazmaktan, yeni çıkan şarkılardan konserlere, sanatçıların insan ilişkilerinden medyadaki müzikle ilgili yayınlara kadar müzikle ilgili her şeyle ilgilenmekten kendimi alıkoyamamaktayım. Çoğumuz için de durum aynısıdır, sanıyorum.

Müziği olmayan bir film görmemişizdir, herhalde. Sevdiğimiz filmleri hatırlayalım, çoğu kare fon müziğiyle gelir gözümüzün önüne. Bazen de film kaybolur şarkısı kalır dilimizde. Çok sevdiğimiz şiirler güzel bir fon müziği eşliğinde daha bir dinlenesi gelir kulağımıza. Hayat boyu müzik hiç bırakmaz biz insanoğlunun elini, iyi de eder aslında. Hayatımızın her önemli sahnesinin fon müzikleri, şarkıcıları vardır. Kendi parçalarımızı düşünelim bir, favori müziklerimizi. Müzikle insan hayatı etle tırnak gibi, ruhla beden gibi iç içedir. Şarkılarda buluruz kendimizi. Şarkılarla yaşarız hayatı.

İnsanoğlunun müzikle bağı, şarkılarla içli dışlılığı daha doğar doğmaz başlıyor. Bebekler, ninnilerle sakinleşip, huzurla uyumuyorlar mı? Konuşmaya başlamadan önce seslerinin melodisinden tanımıyorlar mı insanları? Güzel seslerde gülümsüyorlar, gök gürültüsünden, yüksek sesle konuşan, adeta gürleyen insan seslerinden korkup ağlıyorlar. Sonra reklam müzikleri, ilk mırıldanmalar, çocuk ve okul şarkıları… Anadolu ninnileri ve ağıtlarının ritimleri, sözleri ne çok benzer birbirine. Doğum ve ölümün benzeyip, kardeş olması gibi. Şarkılar, türküler, oyun havaları düğünlerin olmazsa olmazları değil midir? Yıllar önce güzel bir anı yaşarken o ortamda çalan müziği yıllar sonra duyduğunuzda aynı duyguları tekrar yaşar gibi oluruz, çoğumuz.

İlkokul ve ortaokul yıllarıma gittiğimde, o dönemlere ait tüm anılara, yaşanmışlıklara müziğin, şarkıların eşlik ettiğini görüyorum. Benim müzik tutkumun ilk geliştiği, aynı zamanda da Kırşehir’deki ilkokul yıllarıma karşılık gelen 70li yılların başları, radyonun çok yaygın olduğu,45lik ve 33’lük plakların çalındığı pikapların da büyük ölçüde kullanıldığı, kasetçalar ya da diğer adıyla teyplerin yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı yıllardı.

O yıllarda yaygın olan plakçı dükkanlarının vitrinlerindeki plakların kapaklarındaki renkli fotoğraflara bakmayı çok sever, yeni çıkan plakların içindeki şarkıların ritimlerini, melodilerini merak ederdim. O yıllarda bizim evimizde pikap ve kasetçalar yoktu. Zaman zaman komşu evlerde, arkadaşlarla pikaplardan ve kasetçalarlardan da müzik dinlerdik. Pikabın iğnesi plağın üzerin konduğunda, boş kısımdaki cızırtı bittikten sonra, ya da kasetçalara kaset yerleştirildiğinde kasetin başındaki boş kısım sarıldıktan sonra odayı dolduran ses bizim için sihirli bir dünyanın kapısını aralardı, adeta. Neşe Karaböcek’in ‘İntizar’, Erkin Koray’ın ‘Şaşkın’, Mine Koşan’ın ‘Yağmur’un Sesine Bak’, Kamuran Akkor’un ‘Kabahat Seni Sevende’, Gönül Akkor’un ‘Kıskanırım’ şarkılarını defalarca dinlemiş ve sözlerinin de neredeyse tamamına yakınını ezberlemiştik.

O yıllarda TRT’nin tek kanallı radyosu vardı. O radyoda da müzik olarak Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve klasik müzik yer alırdı. Şimdi nasıl FM bandında sürekli müzik yayını yapan radyo kanalları varsa o yıllarda da kısa dalgadan sürekli müzik yayını yapan radyo kanalları vardı. Kısa dalgadan net bir yayın dinleyebilmek için de iyi bir antene ihtiyaç duyulurdu. Radyomuzun kendi anteni kısa dalga yayınlarını çekmede yeterli olmadığı için tellerden metal parçalarından uydurma antenlerle dinlemeye çalışırdık kısa dalga yayınlarını. O yıllarda bin bir uğraşıyla kısa dalgadan net bir yayın çekmeyi başardığımda yaşadığım mutluluğu, aldığım zevki, duyduğum heyecanı daha sonra hayatımıza giren son teknolojiye sahip radyolarda, müzik setlerinde, bilgisayarlarda bulamadığımı itiraf etmeliyim.

Kısa dalgadan yayın yapan Polis, Meteoroloji, Kıbrıs Bayrak gibi radyoları hatırlıyorum. Bu radyolarda TRT’ de çalınmayan müzik türlerine ve parçalara yer verilirdi. Onlara “Aranjman” denirdi. Neşe Karaböcek’in, Mine Koşan’ın, Suat Sayın’ın, Kamuran Akkor’un, Gönül Akkor’un aranjmanlarını zevkle dinlerdik. Bir de hafif müzik tarzında parçalar çalınırdı bu radyolarda. Erkin Koray, Cem Karaca, Barış Manço, Selçuk Ural, Modern Folk Üçlüsü, Üç Hüreller, Selçuk ve Rana Alagöz kardeşler bu tarz parçaları yorumlarlardı.

Kırşehir’deki ilkokul eğitimimin dördüncü yılıydı. Bir arkadaşla o sıralarda popüler olan şarkılar üzerine sohbet ediyorduk. Bir ara söz ‘Her Şey Bitmiştir Artık’ şarkısından açılmıştı. Ancak ikimiz de bir süre şarkının yorumcusunu hatırlayamamıştık. Neden sonra ikimiz de aynı anda: “Rana Alagöz” dedik. Karşılıklı gülüşmelerden sonra arkadaşım: “İkimiz de aynı anda söyledik. İkimiz de çok yaşayacağız” demişti. Gerçekten de ikimiz de hala hayattayız ve hala telefonla da olsa görüşüyoruz ve zaman zaman o hatırayı da yâd ediyoruz.

Bir anı da Bursa’daki lise yıllarımdan. Mahalleden bir arkadaşımla Erkin Koray’ın şarkılarından oluşan bir kaset doldurtmaya karar vermiştik. Bursa’nın çeşitli yerlerindeki küçüklü büyüklü plakçı dükkânlarını dolaşarak Erkin Koray’ın en sevdiğimiz şarkılarını bir kasette toplamıştık. Yalnız, Gönül Salıncağı’nı bulamamıştık. Tam ümidimizi kesmek üzereyken, başlangıçta önemsemeyerek uğramadığımız, kendi mahallemizdeki küçük bir plakçı dükkanında onu da bularak eklemiştik. Anti parantez Gönül Slıncağı’nı zorlukla bulabilmemizin nedenini de yıllar sonra yaptığım bir araştırmayla öğrenmiştim. Şarkı, Koray’ın 1976 yılında çıkardığı bir 45’liğin bir yüzünde yer alıyor. Diğer yüzünde de Hayat Bir Teselli adlı şarkı yer alıyor. Erkin Koray hayattayken bu şarkıyı hiçbir albümünün içine koymamış. Ancak Doğan Plak sanatçıdan izinsiz çıkardığı toplama bir albüm olan Erkin Koray albümünde bu şarkıya yer vermiş.

Öyle inanıyorum ki her birimizin, ilkokul, ortaokul, lise yıllarımızdaki, başka bir deyişle çocukluktan itibaren hayatımızın her dönemindeki yaşantılarımıza eşlik eden, o yaşanmışlıkları kül rengi birer unutulmuşluk olmaktan kurtararak gül renkli, gül kokulu hatıralara dönüştüren nice şarkılar vardır. Özellikle ilk gençlik dönemlerimizde bazı şarkıları defalarca dinlemişizdir. Yeterince dile gelememiş isyanların, fırtınaların, aşkların bayrağı olmuştur, o şarkılar. Kimi zaman kimlik arayışına model olmuştur bazı şarkılar, bazı sanatçılar. Kimi zaman da tetiğe basarak, “ateş !” demiştir, tutsak fikirlere ve duygulara.

Bilgisine, tecrübesine, işini severek ve başarıyla yapmasına saygı duyduğum bir psikiyatristin bir hastasıyla ilgili bir anısı beni çok etkilemişti. Bir genç, söz konusu psikiyatriste, ileri derecede bir unutkanlık problemiyle gelir. Bu genç, geçmişindeki, normal şartlarda hatırlanabilecek, bir çok önemli olayı bile hatırlayamadığından şikayet eder. Psikiyatristimiz birkaç seans sonrasında bu hastasının unutkanlığının nedenini bulur. Bu genç danışanın anıları hiç bir duygu tonu taşımamaktadır, çünkü onları duygularından arındırarak ansiklopedik bir bilgi gibi kimsenin uğramak istemediği tozlu raflarda saklamıştır. Başka bir deyişle, yıllar içinde dağılan anılarını, bir nevi zamk, ipucu, hatırlatıcı mahiyetinde olan müzikle ya da sanatın diğer dallarıyla bütünleştirmemiştir .

Şarkılar hayatımızın kilometre taşlarıdır; çocukluktan itibaren hayatımızın, mutluluğun, hüznün, aşkın, yalnızlığın, vuslatın, ayrılığın, sevinçten süzülmüş acıların, acıdan süzülmüş sevinçlerin kısacası hayatın karşılığıdır. Şarkılar kimi zaman bilmediğiniz yaşamların kapısını aralar, kimi zaman da bildiğimiz yaşamların kıymetini daha çok anlamamızı sağlar. Şarkılar ritimli, melodili hayat bilgisi defterleridir. Şarkılarla geçmişe uzanılır, şarkılarla anda kalınır.

Hayat şarkılarla yaşanır.

Remzi Ormancı
Ağustos 2025
Osmangazi / BURSA

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hayat şarkılarla yaşanır Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hayat şarkılarla yaşanır yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAYAT ŞARKILARLA YAŞANIR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL