0
Yorum
1
Beğeni
1,0
Puan
235
Okunma

Bu gün ki yol arkadaşım Süleyman Amca. Süleyman Amcayı Bartın da bir kahvehanede tanıdım. Yol kenarında salaş bir kahvehane burası. 4-5 masalı bir yer. Bir masada domino oynayan 2 amca var. Bir masada taş oynayan amcalar ve birkaç tane de onları seyreden yancılar. Ama Süleyman amca, her birinden uzakta, pencere kenarında bir elinde çayı, bir elinde sigarası yağan yağmuru seyrederek oturmaktaydı. İzin isteyerek oturdum karşısındaki sandalyeye. Selamlaştık. Hoş geldin dedi. Buralı değilsin, ama memur tipi var sende buraya mı atandın dedi. Memur olduğum doğru ama Kozlu’ dan geliyorum ve orada çalışıyorum dedim. Ve uğraşımdan bahsettim. Yol hikâyeleri yazıyorum. İzin verirsen senden de bahsetmek isterim yazılarımda dedim.
- İyi bari dedi. Nerden başlayacam o zaman dedi.
- Hikâye senin. İstediğin kesitten başla anlatmaya Amca dedim.
Adım Süleyman diye başladı hikâyeye. 9 Çocuklu bir ailenin tekne kazıntısıyım. Benim bir büyüğümle aramızda tam 11 sene var. Karambolden doğmuşum yani dedi. Gülüştük. İlkokulu Akağaç Yukarı İlkokulunda bitirdim. Sonra sanat okulunu okuduktan sonra tornacı olarak sanayide işe başladım. 38 sene yaptım o işi. Sonra çocuklar büyüdüğünde işi onlara bıraktım. Gerçi boynuz kulağı geçer misali işi büyüttüler, dükkânı büyüttüler. Biri motor ustası oldu, diğeri kaportacı. En küçüğü de elektrik elektronik bitirdi o da onun üstüne iş yapıyor. İyi kötü hepsine üniversite okuttum. Eee. Evlenme hikâyeni anlatmayacan mı dedim. Sabret çocuk sıra ona geldi dedi.
Yaşım 24 o zamanlar. Askerden yeni gelmişim. Kapısuyu plajındayım. Bilir misin diye sordu, çok gittim bilirim elbet dedim. 3 arkadaşız. Bir kasa bira var yanımızda. Yer fıstığı, gelirken köyün ağaçlarından aşırdığımız meyveler ve de bolca sigara. İçmeye başladığımızda hüzün, hasret ve gözyaşı da onlara eklendi. Hep beraber kafaları demliyoz işte. Sonra ben sandalyeyi alıp uzaklaştım onlardan. Güneşin batışını tek başıma izleyecem dedim. Bir ara kalbime bir ateş düştü, bir yangı. Derinliklerde bir şeylerin yeri değişti gibi işte. Ne oluyoruz ulan diye kalktım ayağa ve onu gördüm. Çimen yeşili gözleriyle gülümseyerek bana bakıyordu. İyi akşamlar dedi geçti yanımdan. İyi akşamlar dedim mi hatırlamıyorum inan olsun. Koştum peşinden. Şey dedim eğer kızmazsan ismini öğrenmek istiyorum dedim. Niye dedi. Sanırım ben sana aşık oldum dedim. Deli misin sen yahu dedi kaçtı gülerek. O an dediydim bu benim karım olacak diye.
Ben her hafta sonu o köye gittim. Her defasında gördüm onu. Menekşe olduğunu öğrendim. Bir keresinde bir saksı dolusu menekşeyi kapısını önüne bıraktım. Meğer koyarken görmüş beni. 3-5 ay sürdü uzaktan sevmelerimiz. Sonra anamı yolladım. Verdiler kızı. 3 gün 3 gece düğün yaptık. Mutluluk içinde yaşadık.
Kaç yıllık evlisin dedim. 53 sene evli kaldık. O 53 yılın son 9 senesi çok zor geçti ama. Bu arada 3 oğlumuz oldu. Kadın olmak zor bişey, hele köylük yerde kadın olmak çok daha zor biliyon mu dedi. O zor geçen 9 yılda ne oldu amca dedim. Menekşemin ağrıları çoğaldı. Yaşlılık dedi, Bahçede çok uğraştım dedi, Üşüttüm sanırım dedi 3 yıl iki gün iyi beş gün kötü geçti. Sonrasında baskılarımıza dayanamadı doktora gönderdim gelinlerimle birlikte. Ha bu arada 3 oğlumu da evlendirdim. Şimdilerde 7 tane torunum var ha dedi. Allah bağışlasın kelimesini bitiremeden devam etti anlatmaya.
Kansersin demişler menekşeme. Güzel yürekli karım 9 sene savaştı. Gitmediğimiz doktor, hastane kalmadı ama vade bitmiş, dünyada yiyeceği ekmek bitmiş. Son 3 senesinde mamayla besleniyordu. Bütün günüm onun yanında geçiyordu. Geceleri gündüze, günleri haftalara bağlayarak geçti günler. Menekşenin hastalığı ilerledikçe Süleyman Amcanın içi parçalanıyormuş. Bir sabah Menekşenin durumu kötüleşmiş. Apar topar Bartın Devlet Hastanesine yatırmışlar. O gece elimi tuttu “ Bunca yıl benim mutluluğum için çabaladın, hiç beni üzmedin. Ben senden razıyım, Allah da senden razı olsun koca usta dedi.
Ben ölürsem sen ne yaparsın diye sormuş Süleyman amcaya, bende peşinden gelirim çiçeğim demiş. Ama 4 sene geçti üstünden sözümü tutamadım oğul dedi akan gözyaşlarını alelacele silerken.
Şimdi bir kez daha sarılın sevdiklerinize. Sebepsiz, nedensiz öpün yanaklarından. Belki yarını yoktur hayatın. Belki yarın öpülecek yanak, sarılacak bir kucak bulamayabilirsiniz.
Mutluluk gölgeniz olsun. Sevdiklerinizle sağlıklı ömür diliyorum. Sevgiyle kalın…
Emre Vehbi Alkan
Şiirbaz
1.0
100% (1)