0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
139
Okunma
O beyaz sayfaya uzun süre baktım.
Ne yazacağımı bilemedim.
Çünkü bu defterin başından beri anlattığı her şey bir anlığına sustu.
Elim kalemi tuttu ama hareket etmedi.
Gözlerimin önünden hepsi geçti:
Tozlu raf, sahafın kokusu,
ilk satırın sırrı,
Hünkâr Hanı’nın kapısı,
karanlıkta bulduğum kırık kalem,
parktaki uçuşan kağıt,
yarım kalan mektuplar,
rüzgarın peşinden koşturan sokaklar,
enkazın içindeki o ses,
ve şarkı söyleyen şehir.
Hepsi birbiriyle birleşti.
Ve o anda fark ettim:
Bu defterin son sayfası boş değilmiş aslında.
Benim yazmamı bekliyormuş.
Sayfanın kenarına yavaşça bir cümle yazdım:
“Hiçbir kelime kaybolmaz.
Kaybolan sadece biziz.
Ve bir gün kelimeler bizi bulur.”
Son noktayı koyduğumda içimde büyük bir sessizlik oldu.
Ama bu sessizlik artık ağırlık değildi.
Hafifleyen bir sessizlikti.
Defter kendi kendine kapandı.
Ve kapağın üzerinde ilk kez yeni bir başlık belirdi:
Yeni Defter – Kelimeler Kaybolmaz
Kayıp Defter 9. Bölüm – Devam Edecek