Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Aksakal
Aksakal

TARİHİMİZDE İLK MUTASAVVIFLAR-Ahmet YESEVİ (3)

Yorum

TARİHİMİZDE İLK MUTASAVVIFLAR-Ahmet YESEVİ (3)

( 4 kişi )

3

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

215

Okunma

TARİHİMİZDE İLK MUTASAVVIFLAR-Ahmet YESEVİ (3)

TARİHİMİZDE İLK MUTASAVVIFLAR-Ahmet YESEVİ (3)


Araştırma:Enver ÖZÇAĞLAYAN

TASAVVUF HAYATIMIZDA İLKLER (3)
Ahmet YESEVÎ
"Hikmetler"
Ahmet YESEVÎ’nin ŞEYH YUSUF HEMEDÂNİ’YE İNTİSABI:

"Şeyh Yusuf Hemedanî (M.1148) yılında Hemedân civarında bir kasabada dünyaya gelmiştir.Gençlik çağlarında Bağdat’a gidip Şeyh İshâkî Şirâzî meclisine devamla fıkıh tahsil etmiş ve zamanın önde gelen fakihlerinden biri olmuştu.Daha sonra İsfahan ve Semerkant’ın meşhur hadis âlimlerinden hadis tahsil etmiş, dîni ilimlerde bilgisini ilerletmişti. Bir müddet sonra ilim yolunu terkederek büyük mutasavvıflardan Şeyh ebû Alî-î Farûmedî’ye intisap ederek Tasavvuf yoluna girmiş ve ondan el almıştır.Bilhassa "nazar ilmi’nde yüce bir mertebeye ulaşmıştı.Önce Merv Şehrine, daha sonra Herat Şehrine yerleşip irşadla meşgul olmuştur. İmâm-ı Âzam Ebû Hanife mezhebinde olan Şeyh Yusûf-i Hemedâni bütün ömrünü ilim ve Tasavvuf yoluna hasretmiş, zamanın İslam Merkezlerini dolaşarak halkı irşâda çalışmıştı.Yusuf Hemedâni Hz.Peygamber ve ashâbın yolundan asla ayrılmayan, İslâmi esaslarda tevil kabul etmeyen bir âlim olarak saygıyla anılırdı.Yusuf Hemedâni Herat’tan Merv Şehrine dönerken (M.1140) yılında yolda vefat etmiştir; cenazesi Merv’e defnedilmiştir.
Ahmet Yesevî’nin Yusuf Hemedâni’ye intisabı her halde (M.111O) yılından sonra olmalıdır.Kısa zamanda Şeyhinin teveccühünü kazanıp, O’ndan aldığı feyizle kemâl mertebesine ulaşır.Her bakımdan şeyhinin tesiri altında kalan Ahmet Yesevî’nin ; Şeyhi gibi şeriat ahlâkına, Hz. Peygamber’in sünnetine, Hanefi mezhebinin akîdelerine ne kadar kuvvetle bağlı olduğu, Hikmetlerinde açıkça görülmektedir.Zâhir ve bâtın ilimlerini de tahsil eden Ahmet Yesevî, böylece Şeyh’inin üçüncü halifeliğine yükselir. O da Şeyhi gibi, müridlerine ibâdet, riyâzet ve mücahede tavsiyesinde bulunur, şeriat ve sünneti her şeyin üstünde tutardı.
Şeyh Yusufî Hemedâni’nin (M.1140) yılında Herat’tan Merv’e dönüşü yolunda ölümünden sonra üçüncü halife sıfatıyla Ahmet Yesevî irşâd postuna oturur.Bir müddet sonra, vaktiyle şeyhi Yusuf Hemedâni’nin verdiği bir işaret üzerine irşat mevkiini dördüncü halife Şeyh Abdulhalık-i Gurduvani’ye bırakarak Yesi’ye döner ve vefat tarihi olan (M.1166) yılına kadar irşâda burada devam eder.
Ahmet Yesevi’nin Yesi’de irşâda başladığı sıralarda Türkistan’da, Yedi-su havalisinde kuvvetli bir İslamlaşma cereyanı da mevcuttu.Medreselerin yanında kurulan tekkeler Tasavvuf cereyanının merkezleri halindeydi.Bu uygun şartlar altında Ahmet Yesevî Taşkent ve Sırderyâ havalisinde, Seyhun’un ötesindeki bozkırlarda yaşayan Türkler arasında kuvvetli bir nüfus sahibi olmuştu.Yesevi, etrafında toplananlara İslam’ın esaslarını, şeriat hükümlerini, tarikatının âdap ve erkânını öğretmek gayesiyle sâde bir dille ve Halk edebiyatından alınma şekillerle, Hece vezninde manzumeler söylüyordu.Diğer manzumelerden ayırt etmek için "Hikmet" adı verilen bu manzumeler, dervişleri vasıtasıyla en uzak Türk topluluklarına kadar ulaştırılıyordu.Hikmetler bilhassa Türkler arasında bir düşünce birliğinin teşekkül etmesine yardımcı olması bakımından çok önemlidir.Ahmet Yesevî’nin şöhreti ve tesiri Türk ülkelerine yayıldıkça Yesevîlik de gittikçe yaygınlaşan tarikat halini alıyordu.
Ananeye göre Ahmet Yesevî, Hz. Peygamber’in sünnetine aşırı bağlılığı sebebiyle altmışüç yaşına geldiğinde tekkesinin avlusunda müritlerine bir çilehâne hazırlatır.Müridleri, merdivenle inilen bir kuyu kazıp, dibine de ancak bir insanın sığabileceği genişlikte bir hücre yapmışlar. Ahmet Yesevî vefatına kadar bu hücrede ibâdet ve riyazetle meşgul olmuş.Bu hücrede ne kadar kaldığı belli değildir. Fakat vefat tarihi olarak kabul edilen (M.1166) yılına kadar buradan çıkmadığı ve hücrede vefat ettiği muhakkaktır.Hikmetlerinde bu çile hayatını tafsilatıyla anlatır.Ancak doğum tarihi kesin olarak bilinmediğinden kaç yıl yaşadığı hususunda kesin bir şey söylemek mümkün değildir.Rivayetlere göre yüz yirmi, yüz yirmibeş veya yüz otuz yıl yaşamıştır.Ahmet Yesevî altmış üç yaşına kadar olan hayatını Hikmetlerde şöyle anlatır":
Devam edecek...




Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Tarihimizde ilk mutasavvıflar-ahmet yesevi (3) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tarihimizde ilk mutasavvıflar-ahmet yesevi (3) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TARİHİMİZDE İLK MUTASAVVIFLAR-Ahmet YESEVİ (3) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
neneh.
neneh., @neneh-
9.8.2025 13:54:19
5 puan verdi
akademik tez mesabehesinde bir eser olacak allahu alem.allah razı olsun geçmişe ışık tutup geleceği aydınlatmak için büyük bir gayret sarfettiğiniz için.okumak, dizayn etmek ve yoruma hazır bir hale getirmek sizin gibi birikimi ve tecrübesi olan üstadlara mahsus.rabbim sayılarınızı arttırsın.sağlık sıhhat afiyet ve hayırlı uzun ömür diliyorum ve üstadı selamlıyorum.saglıcakla.saygıyla.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
3.8.2025 08:38:29
5 puan verdi
Bu hakikat yolculuğunda, yolumuzu aydınlatan biznillah Hace Ahmet Yesevi dir. Maşallah.
Çağında konuşlanması ve etrafa ışık saçması pek tabiidir.
Kaderi O'na Türkistan Şeyhi olma yolunu açmıştır.

Çok saygımla Üstadım
Allah bereketten sizi ve bu fakiri nasiptar kılsın.
Ellerinden öperim
Kızılelmalım
Kızılelmalım, @kizilelmalim
3.8.2025 05:12:16
5 puan verdi
Harika duygularla gönlünüze dolan ilhamınız bol olsun, yazan kaleminizin mürekkebi kurumasın selam ve sevgilerimle sağlıcakla kalın...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL