0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
146
Okunma
Yurdumun Dört Bir Yanı Küle Döndü
Yurdumun dört bir yanı küle döndü…
Ve ben, çaresizce baktım olup bitene;
ellerim arkama bağlı, gözlerim dumanın içinde kaybolmuşken,
sadece izledim…
Sadece kokladım o yanık otların, ağaçların, canlıların acı veren isini.
Gördüm…
Bir dalın sessiz çığlığını, bir toprağın kıvranarak kavruluşunu,
gökyüzüne doğru son kez kanat çırpan bir kuşun
yenik düşüşünü seyrettim.
İçimden bir parça düştü yere her alev kıvrıldığında.
Ve o toprak, yalnızca ateşi değil,
benim de içimi yuttu,
bir yanım da onunla beraber kavruldu,
bir daha yeşermemek üzere belki de sustu.
Yangın sadece ağaçları yutmadı.
Evleri, umutları, hayalleri, anıları, yaşamları yuttu.
Bir çocuk bisikletini o yanmış zeytin ağacının gölgesine bırakmıştı bir zamanlar.
Bir kadın, sabah kahvesini o ardıç ağacının altında yudumlarken güne başlardı.
Bir çoban, sürüsünü serin bir derenin kıyısında otlatırken
gökyüzüne dua ederdi.
Şimdi ne derenin sesi kaldı,
ne ardıç ağacı,
ne de o gölgelik huzur.
Her yer, sadece simsiyah…
Sadece kavruk bir acı…
Sadece yanık tenli, korku dolu gözlerle bakan insanlar…
Ne diyeceğini bilemeyen yetkililer…
Ve her şeyin üzerine çekilmiş koca bir sessizlik örtüsü.
Yanan ormanlar değil sadece.
İnsanın yüreği.
Bir milletin belleği.
Bir ülkenin ciğeri.
Hava küle kesildi.
Nefes almak suç oldu.
Konuşmak, yangının üstüne su dökmek kadar zor.
Sözcükler kifayetsiz,
sitem bile yetim kaldı.
Çünkü biz, olanı görmemeyi tercih edenlerle birlikte yandık.
Çünkü biz, yıllarca “bir şey olmaz” diyenlerin ihmalkârlığında tutuşmaya çoktan başlamıştık.
Ateş bir gün değil, yılların suskunluğuyla büyüdü.
Bir kıvılcım yetti sadece.
Geri kalanı zaten hazırdı: kuru dallar, umursamaz bakışlar,
plansızlık, sevgisizlik,
ve binlerce unutulmuş önlem…
Ve şimdi, her şey bittikten sonra,
birileri çıkıp "yeniden yeşerecek" diyor.
Ama biz biliyoruz.
Yeşil olan her şeyin yerine gri duvarlar, beton kolonlar dikilecek.
Ağaçlar değil, alışveriş merkezleri çıkacak topraktan.
Bir çam ağacının gölgesine sığınan hayvanlar değil,
otopark çizgileri boyanacak.
Ve biz…
yeniden susarsak,
yeniden bakmazsak,
bir daha yanacağız.
Ama bu sefer sadece ormanlar değil,
vicdanlarımız da kül olacak.
Biliyor musun?
Bir gün bu ülkenin tarih kitaplarında yazacak:
“Yurdun dört bir yanı küle döndü…
Ve insanlar ya çok geç uyandı
ya da hiç uyanmadı.”
Ama ben unutmayacağım.
Yanan bir ağacın gövdesinde susan karıncayı,
kaçmaya çalışırken alevlere yenilen ceylanı,
bir tırnak kadar su taşıyan o minik kuşu.
Ben unutmayacağım.
Çünkü unutanlar yeniden yakar bu ülkeyi.
Ve ben her anı, her külü, her çığlığı,
kalbime kazıdım.
Biliyorum…
Bir gün yeniden yeşerecek bu topraklar.
Ama önce biz insan gibi yaşamayı,
doğaya düşman değil,
ona ait olduğumuzu öğrenmek zorundayız.
Yurdumun dört bir yanı küle döndü…
Ama ben hâlâ bir kıvılcım umutla,
bir gün bu toprağın çocuklarına gölgelik verecek
ağaçlar için dua ediyorum.
5.0
100% (1)