0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
145
Okunma
Sosyal medyanın tüm hayatımıza içten içe dahil olmasıyla beraber artık davranışlarımız da bu yapay dünyadan etkilenir hale geldi. Gittiğimiz bir tatil beldesinde ilk işimiz objektiflere poz vermek iken aldığımız bir kahveyi içmeden önce kamera karşısına geçmek maalesef birçoğumuz adına vazgeçilmez bir nokta halini aldı . İstediğimiz sosyal medya etkileşimini alamadığımız zaman moralimizin de epey etkilendiği apaçık bir gerçek. Böylesine hayatımıza dokunmayı başarmış bir sistem öncelikli olarak ekrana olan bağımlılığımızı artırıyor. Özellikle yaptığımız sosyal medya paylaşımlarının ardından sık sık telefonumuzu (beğenileri, yorumları, tepkileri...) kontrol etmemiz de bu durumun açık bir göstergesi. Ekstra olarak zihnin odağını o yapay dünyaya çevirmesi ana odaklanmamızı fazlasıyla engelliyor ve bu da "anın tadını çıkarma" dediğimiz eylemden bizleri uzaklaştırıyor. Sonuçta mutsuzluk, huzurlu hissedememe, ekstra stres vb.gibi durumlar ortaya çıkıyor ve hayat kalitemiz etkileniyor. Gittikçe agresifleşen, sanal dünyayla ayrı bir bağ kuran, iletişimi zayıflamış bireylere dönüşüyoruz. Bu yazıyı okumuş kişiler olarak haydi hep birlikte küçük bir değişime gidelim. Bundan sonraki özel günlerimizde hemen anı fotoğraflamaktansa daha keyif almaya çalışalım, anda kalalım. Yaptığımız paylaşımların insanlar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini de göz önünde bulunduralım. Daha sağlıklı, huzurlu bir dünya için gelin sanal bir dünyayla değil ; gerçek insanlarla, birbirimizle iletişim kuralım. Hayatımızı bir adım daha ileriye taşıma gayretinde olalım.