Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
YILMO
YILMO

Gece Yarısı Fısıltıları (Bölüm: 3 Final)

Yorum

Gece Yarısı Fısıltıları (Bölüm: 3 Final)

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

168

Okunma

Gece Yarısı Fısıltıları (Bölüm: 3 Final)

Gölgenin uzanan parmakları beni kavramadan geriledim. Kalbim deli gibi atarken, adını bilmediğim bir güç beni geri çekiyordu. Ama bu kez kaçış yoktu. Gölge, her geçen saniye daha da belirginleşiyor, tüm odayı kaplayan bir karartıya dönüşüyordu. Fısıltılar çoğaldı, Mehmet’in sesi, annemin ninnisi, hatta çocukluğumdan kalma şarkılar... Hepsi birbiriyle karışıyor, kulaklarımda uğultuya dönüşüyordu. Geriye doğru sendeledim, elim istem dışı eski bir sandığa çarptı. Sandığın kapağı aralandı ve içeriden soluk, sararmış bir fotoğraf düştü. Fotoğrafta genç bir kadın vardı, benimle inanılmaz derecede benzer. Yanında ise, gözleri korkuyla dolu, küçük bir kız çocuğu duruyordu... Ben.

Gölge şimdi tam karşımdaydı, parmakları fotoğrafı gösteriyordu. Boğuk ses yeniden yankılandı: "O, sana bunu vermemi istedi." Şaşkınlık ve korkuyla dona kaldım. O, annemdi. Ve o küçük kız, ben... Bir anda, çocukluğumdan silinmiş tüm anılar, tıpkı kırık bir ayna gibi zihnime çarptı. Annemin anlattığı masallar, babamın neden bizi bu evden uzak tutmaya çalıştığı, tavan arasının her zaman kilitli olmasının sebebi... Yıllarca süren bastırılmış bir hafıza sel gibi üzerime boşalıyordu. Bu ev, ailemin yıllar önce yaşadığı bir trajedinin sessiz tanığıydı. Annem bu tavan arasında, tıpkı şimdi benim durduğum yerde, bir varlıkla karşılaşmış ve hayatı sonsuza dek değişmişti. O gölge, annemin korkularının, bastırılmış anılarının ve belki de kaybolan umutlarının bir yansımasıydı.

Gölge son bir kez hüzünle titredi, sanki bir veda ediyordu. Uzun, ince parmakları havada erirken, odadaki tüm nesneler, hatta o buz gibi hava bile eski dinginliğine kavuştu. Sandıktan çıkan fotoğraf elimde, tüm gerçeklik yüzüme çarpmıştı. Mehmet’in beni neden bu kadar koruduğunu, evin geçmişini benden neden sakladığını şimdi anlıyordum. Ama artık çok geçti. Ben, tavan arasının kapısını açarak, sadece bir sırrın kapısını aralamakla kalmamış, kendi kayboluşumun başlangıcına da adım atmıştım. O gece tavan arasında kalan sadece tozlu eşyalar ve eski anılar değildi; benim huzurum, masumiyetim ve Mehmet’le kurduğumuz o kırılgan dünya da orada, o gölgelerin arasında sonsuza dek kaybolmuştu.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gece yarısı fısıltıları (bölüm: 3 final) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gece yarısı fısıltıları (bölüm: 3 final) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gece Yarısı Fısıltıları (Bölüm: 3 Final) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL