1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
308
Okunma
Yusuf, küçük bir Anadolu kasabasında ayakkabı tamircisiydi. 30 yıldır çekiç sallıyordu ama artık çekiçle değil, hayallerle bir şeyler yapmak istiyordu. Bir gün komşusu Amerika’dan geldi, üstünde marka kıyafetler, dilinde “Abi oralar çok başka!” cümleleri…
Yusuf’un içi gitti:
“Benim de nasibim var orada.”
İki ineğini sattı, borca girdi, vizesini aldı. Uçağa binerken karısına, “Bir sene çalışıp döneceğim, seni Paris’e götüreceğim!” dedi. Kadıncağız inanmadı ama “Allah yardımcın olsun” deyip yolcu etti.
New York’a ilk adım attığında gördüğü şey neydi?
Kaldırımda koşu yapan insanlar! Yusuf şaşkın:
— Bizde olsa ‘N’apıyon koşarak?’ derler, burada herkes maratoncu!
Dil bilmiyordu, para yoktu. Hemşehrilerinin yanında kalmaya başladı. Onlar da kendi derdinde. İlk işi, bir lokantanın mutfağında soğan doğrarken buldu.
“Usta ayakkabıcıydım, geldim soğan soyuyorum!” diye içinden geçirdi ama kimseye söylemedi. Her gece gizli gizli ağladı, ama ertesi gün yine işe gitti.
Bir gün, çöpe atılmış bir eski spor ayakkabı gördü. Dayanamadı, aldı, tamir etti. El mahareti var ya! Lokantada çalışanlar görünce şaşırdı. Derken biri dedi ki:
— Abi bunları Instagram’a koy, millet vintage diye paraya boğar!
İşte Yusuf’un kaderi değişti. Küçük bir Instagram hesabı açtı: “FixYourKicksNY”
İlk haftada 3 müşteri, ikinci haftada 30 müşteri… Derken Yusuf, mutfaktan ayrılıp Brooklyn’de mini bir tamir atölyesi açtı. Hem Amerikalılar hem göçmenler ayakkabılarını getiriyordu.
Yusuf her onarımın altına yazıyordu:
“Ayağınız yere sağlam bassın!”
Bir gün karısına video araması yaptı.
— Hatun, bak burası benim dükkan!
Kadın gözyaşlarını sildi:
— Paris’i boşver Yusuf, yeter ki sağ salim ol.
O an Yusuf anladı: İnsan bazen para için yola çıkar, ama değerini yolda bulur.
Şimdi Yusuf’un atölyesinin duvarında büyük bir yazı asılı:
“Bavul dolusu hayal getirdim, çiviyle tutturdum.”
5.0
100% (2)