2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
204
Okunma
YAŞAMALI...
Her milletin tarih içerisindeki seyri, (savaşları, barışları, yaşama biçimi: duygu, düşünce ve davranışları) onların manevi kültürünü oluşturduğu gibi; mitolojilerinin de kendilerine göre biçimlenmesine sebep olmuştur. Birçok milletin Lâtin kültüründe, hatta daha geniş olarak Hristiyan kültüründe birleşmiş olmalanna rağmen, aynı devlet ve millet organizasyonu içinde farklı mitolojileri kabul ettiklerini ve bunları motif motif geliştirdiklerini görürüz. Ancak dikkatten kaçmayan ve ibretle seyredilmesi gereken bir gerçek de, bu devletlerin mitolojilerini sürekli olarak işledikleri, nesillerine benimsettikleri ve bu çabayı değişmez bir devlet politikası kabul ettikleridir. Zaman zaman dış politikalarında dahi, mitolojilerinden aldıkları ilhamın etkisi görülür. Hatta o kadar ki; beceriksiz Zeus’us gayretiyle, Ege kıyılarında köpükleşen güzel Artemis’in ve hayasız Afrodit’in aşkıyla, Helenizm rüyaları- na dalınır. Bazan da "Koca Ayı"nın salyalı rehperliğinde Kars, Ardahan ve Boğazlar yoluyla sıcak denizlere iniverme plânları uygulamaya konulur. Arslan, İngiltere Krallığı’nın simgesi olarak; "dünyanın tek ve en kuvvetli hâkimi niteliğiyle" sevilir ve sayılır. V.b...
Milletimizin binlerce yıllık tarihî seyri içinde ortaya çıkan, seciye ve seviyesiyle kıyaslanabilecek mitolojisinin en güzel örneklerin den biri, hattå en değerlisi muhakkak ki "BOZKURT" motifidir.
Yüzlerce yıl belirli bir yerde (Ergenekon’da) derlenip, toparlanan ve yeniden "Millet" olma hüviyetini kazanan Türk Soyunun yeni vatanlara açılışından BOZKURT, yol göstericilik vasfıyla büyük bir önem kazanır. Gerektiğinde iyi savaşan, çok hassas ve cesur olan, ancak bu özelliklerini soğukkanlı ve vakur görünümü içerisinde gizleyebilen bu yaratığın sembol olarak kabul edilmesi, her halde Türk insanının yaratılış özellikleriyle uyum sağlamış olmasındandır. Sonraki yıllarda dahi, Türk Milleti’nin zor durumlarında ortaya çıkıp, yol göstericilik yaptığı ve Milleti selâmete çıkardığı fikri,bir inanç olarak, binlerce yıldan bu yana yaşayagelmektedir.
BOZKURT’un zorluklar karşısında kalan Türk Milleti’ne yol gösterme ve kurtarıcılık imajı, son müstakil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu esnasında ve sonraki devrelerde büyük Atatürk tarafından gayet iyi değerlendirilmiştir. Bu devrelerde BOZKURT, Atatürk’ün şahsında belirmiş, bu fikriyat ve aksiyonla Türk Milleti’nin kurtuluşu gerçekleştirilmiştir.
Müteakiben, âdetâ BOZKURT’u ödüllendirmek istercesine Atatürk’ün bastırdığı bütün paralarda BOZKURT motifine tam boy yer verilmiş; esasta bu sembol, fikri ve aksiyonuyla gelecek nesillere aktarılmaya çalışılmıştır. Bunun yanısıra T.D. Kurumu’nun ilk
Milli Eğitim Bakanlığı’na BOZKURT tablosunun astırılması da yine neşrettiği Türkçe Sözlüğün kapağına BOZKURT motifinin işlenmesi Atatürk’ün bu sembole verdiği değeri ve O’nun, okuyan nesle mutlaka tanıtılması ve benimsetilmesi gereğini vurgulayan tarihi davranışlarındandır.
Atatürk’ün ölümünü takibeden günlerden başlamak üzere; Genç Türkiye Devleti’nde, Atatürk’ün reddettiği her türlü zararlı (Komünizm, Masonluk, Milli ve Dini değerlerimize saygısızlık gibi) faaliyetin büyük bir hızla yayıldığı, hatta bakanlıklar seviyesine kadar dal budak saldığı görülür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu müteakip, bu kadar kısa zamanda Türk olan her şeye karşı hazırlanan tuzaklara şahit ve muhatap olmak, vatanseverler için ızdıraplı günlerin vesilesi olmuştur. 1950 yılında sona eren bu devre, 1960’ı takibeden yıllarda bütün şiddetiyle ve dışardan aldığı her türlü yardımı da yanına katarak yeniden başlatılmış, Türk’e ait bütün değerler adeta bombardımana tabi tutulmuştur. Okullara bayrağımızın asılmamasından tutun, açıkça Türk’üm demeye korkar hale getirilmişiz. Türk’e ait tüm değerlerle birlikte BOZKURT’da yaftalanmış ve kaldırılıp kenara fırlatılmış, ancak bu arada pek çok fikri ve bedeni mücadele verilmiş; sonuç bir savaş bilançosu gibi: 5500 vatan evladının ölümü. Bu mücadelelerde suçlu veya suçsuzu Türk Adaleti ayırdedecek..
Yıl 12 Eylül 1980 Ordu işbaşında. Atatürk’ün izindeki Komuta Heyeti ve askerleri her şeye hakim. Normal düzene yavaş yavaş dönülüyor.
Her şey rayına oturtulurken, milli mefahirlerimizin de yeniden canlandırılmasına ayrıca özen gösterilmeli, Türk gencinin beyninde kendi değerlerinin ışığı tutuşturulmalı, "Milli Fikirler" toplu aksiyona, ekonomik hamleye dönüştürülmelidir. Zira Milletlerin dinamizmi önce vatan sevgisidir. Milliyetçiliğin, milli değerlere bağlılığın ve onun koruyuculuğunun gereği olan vatan sevgisinin yerleştiği beyinlerde sapık, zararlı ideolojilerin taht kurması mümkün değildir. Milletimizden koparılmak istenen, ancak Türk insanının tabii vasfı olan Milli şuur kurutulmamalıdır. Atatürk ve Silah arkadaşlarının Devlet kuran fikirleri, Atatürk’ün bizzat yaptığı gibi çarpıcı "ide"lerle gençliğe verilmeli, milli motiflerimiz tekrar ihya edilerek çoğaltılmalı, bu motiflerin tarihi gerçeğe uygun anlamları işlenmeli, Türk Milleti’nin tarihi misyonuna sahip olmaya namzet "Yavrukurt" lar yetiştirilmelidir. Bu "Yavrukurt" ların zamanla BOZKURT olması, kanaatimize göre Türkiye’mizin fikri ve moral ihtiyacını karşılayacak, ayrıca dinamik gücünü oluşturacaktır. Bu suretle BOZKURTLAR geçmişte olduğu gibi, gelecekteki görevlerini de, her şeye rağmen, Türk-İslâm sentezi’nden kaynaklanan tarihi misyonlarının idraki içinde yapacaklardır.
Enver ÖZÇAĞLAYAN
5.0
100% (3)