3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
281
Okunma

Bir milletin çöküşünü anlamak, yalnızca düşmanla olan savaşlarına değil, dost sandıklarının ihanetiyle yüzleşmesine de bakmayı gerektirir.
1914–1923 arası Osmanlı coğrafyası, sadece fiziki bir yıkıma değil, ahlaki, siyasi ve hafıza olarak,ta bir talana maruz kalmıştır.
Bugün hala o dönemde vatanı için ayağa kalkanlara isyan etti, itaatsizlik gösterdi, hilafeti hedef aldı diyenler varsa, bu ancak ya bilgisizlikten ya da art niyetten kaynaklanabilir.
Çünkü gerçekler çok daha açık ve çok daha acıdır.
"Osmanlının Her Cepheden Sıkıştırılması"
İngilizler, 1915’te Basra’dan, Bağdat’a ilerleyerek Musul’u hedef aldı.
Fransızlar, Adana, Antep, Maraş hattını işgal ederken, Yunan ordusu İzmir’den başlayıp Afyon’a kadar Anadolu’nun göbeğine girdi.
İtalyanlar, Antalya ve çevresine asker çıkardı.
Ermeniler, Doğu Anadolu’da Fransız destekli milisler kurarak bölgeyi kaosa sürükledi.
Şerif Hüseyin, İngilizlerle iş birliği yaparak Osmanlı’yı Hicaz’dan söktü.
Ve müttefik sandığımız Almanya, 1918’de cepheler çökerken Anadolu’ya asker yardımı değil, sadece telgrafla nasihat gönderdi.
“1918’de Osmanlı Devleti topyekun çöküşe sürüklenirken, onun tek ve gerçek koruyucusu vatanseverlerle birlikte halkın ta kendisiydi.
Vatanseverliği İhanetle Karıştıran Zihnin Ardında Ne Var?
Bugün hala, Kurtuluş savaşını ve onun kahramanlarını, hilafeti yıkanlar, müesses nizama başkaldıranlar olarak gösteren anlayışlar, kasıtlı bir tarih tahrifatının uzantısıdırlar.
Çünkü o dönemler de hilafetle saray neredeyse tam bir işgal altındayken, vatan savunması Sivas’ta, Ankara’da, Maraşta yapılmıştır.
Sultan Vahdettin İngiliz gemisine binerek İstanbul,u terk ettiğinde, İstanbul, da ki direnişi organize edenler işgal altındaki subaylardı.
Ve onlar idamla tehdit edildikleri halde hiç pes etmeden güçleri ve imkanları nispetin de her fırsatta Anadolu’ya silah kaçırmaya da devam etmeyi sürdürdüler, Haklarında yakalama hatta vur emri verilmiş vatanseverlerin mücadelesi bugün hala birileri tarafından anlaşılmıyorsa şundan emin olun ki anlamayanlar onlar kadar bu vatanı sevmemişlerdir.
Kurtuluş Savaşının her anlamda ve her alanda sayılamayacak kadar çok fazla gizli kahramanları vardı.
Kendi milletine kurşun sıkanlara değil, milletini ayağa kaldıranlara hain diyenler şunu çok iyi bilmelidirler ki ya gerçekten vatansever değiller ya da gerçekten bilinçli bir bozgunculuk yapanlardır, bir başka şekilde de tarih denen aynaya hiç bakmamışlardır.
Mustafa Kemalin Liderliği Neden Hedefte
Çünkü o, sahte kahramanlıkları, yapay hilafet vurgularını ve şekilsel sadakatleri değil, gerçek bağımsızlığı, millet iradesini, aklı ve hafızayı esas almıştır.
İstanbul’da işgal kuvvetleriyle anlaşma yolları arayanlar varken, Anadolu’da halkıyla omuz omuza mücadele eden bir liderin varlığı birilerinin anlayabileceği türden olma olasılığı yok denecek kadar azdır.
Onlar anlamasalar da işte bu yüzdendir ki, onun adı yalnızca Anadolu’da değil, Kahire’de, Şam’da, Kudüs’te de umut olarak anılmıştır.
Geçmişi Unutanlar Geleceği Anlayamaz
Tarih, bazen tekerrür etmez ama her zaman yankılanır, şimdi biraz olsun düşünecek olursak iyi bakın ve bugün, Filistin’de direnen bir halkı anlamak isteyenler iyi düşünsünler sonra da dönüp 1920’lerin, Anadolu’suna çok iyi baksınlar.
Ve bugünkü Türkiye’ye hala üst perdeden ayar vermeye çalışan küresel odaklar, şunu unutmamalı,
Bu millet yalnızca toprağını değil, tarihini de savunur.
Biz toprağımızı değil, haysiyetimizi savunduk o yüzden düşmana diz çökmedik diyen bir kahramandır o
O Mustafa Kemal Atatürk,tür
Vatanseverlik, yalnızca savaş meydanında gösterilmez ve gerçek vatanseverlik, iftiralara rağmen doğruyu söyleyebilmektir.
Bugün hala, bu topraklar için can verenleri tartışma konusu yapmak isteyenlere bir cevaptır...
“Unutmayın, unutturmaya çalışanlara karşı hafıza en büyük direniştir.”
Mehmet Demir
12725
*